Malkoç, yaptığı yazılı açıklamada, AB Adalet Divanının başörtüsü kararını "yüz karası" diye nitelendirerek, insan haklarının açık bir şekilde ihlali olduğunu vurguladı.
Başörtüsünün bir tercih ve üzerinde oynanacak, karar verilecek sıradan bir nesne olmadığının altını çizen Malkoç, "Müslüman kadının başörtüsü onun eğitimine, çalışmasına kamusal ve özel alanda yer almasına engel olamaz. İşverenlerin, çalışanların dini sembolleri giymesini yasaklayıcı düzenlemeler yapabilmesi demek en temel insan hakkı olan inanç hürriyetinin ve inancını hürce yaşayabilmenin engellenmesi demektir." ifadelerini kullandı.
Bu kararın Avrupa'nın yeniden Ortaçağa doğru yol aldığını gösterdiğini kaydeden Malkoç, kararın temel hak ve özgürlükleri özel şirketlerin insafına terk etmiş bir karar olduğunu belirtti.
- "Bu kararla tüm inançları ayrımcılığa maruz bıraktı"
İnsanlığın ihtiyacı olan tüm inançların ve ibadetlerin serbest olması, hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünün oluşturulması gerektiğini ifade eden Malkoç, Avrupa Adalet Divanı kararının sosyal barışı ve hoşgörüyü dinamitleyecek bir karar olduğuna dikkati çekti.
Bu karar sonrası özellikle Müslüman kadınların, işyerlerinde ayrımcılığa maruz kalacağını ve ayrıca kipa giyen Yahudileri, haç işareti giyen Hristiyanları da etkileyeceğini bildiren Malkoç, Avrupa'nın sadece İslam'ı değil tüm inançları bu kararla ayrımcılığa maruz bıraktığını kaydetti.
Malkoç, başta Avrupa Ombudsmanı olmak üzere Avrupa'nın tüm yetkililerini, insan hakları savunucularını, insan onur ve haysiyetini savunanları ve vicdan sahiplerini böyle yanlış kararlara karşı tavır almaya davet etti.
