Eda Bekçi, Işıkkent'teki Yabancılar Şube Müdürlüğü İzmir Geri Gönderme Merkezi önünde 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük mülteci krizinin yaşandığını belirtti.
Ülkelerindeki ateş çemberinden kaçan milyonlarca insanın bugün başka ülkelere sığınmak zorunda kaldığına dikkati çeken Bekçi, bu insani krizde Türkiye'nin en fazla mülteci barındıran ülke olarak öne çıktığını vurguladı.
Mültecilerin ülkeye kabulü konusunda örnek olabilecek bir politika sergileyen Türkiye'nin yaşam koşulları konusunda atması gereken birçok adım olduğuna işaret eden Eda Bekçi, "Düzensiz hareket ettiği için yakalanan, özgürlüğünden mahrum kalan ve zulüm görebilecekleri ülkelere geri gönderilme riski ile karşı karşıya kalan mültecilerle dayanışmamızı göstermek istiyoruz" dedi.
- "İltica ve göçün bir suç olmadığı unutulmamalıdır"
Amaçları güvenli, insan onuruna yakışır bir hayat kurmak olan mültecilerin bugün Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinde özgürlüğünden mahrum olarak kendileri hakkında verilecek kararı beklediğine değinen Bekçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Alıkonuldukları yerler bazen bir gönderme merkezi, bazen bir jandarma karakolunun bodrumu, bazen bir spor salonu olabilmektedir. Aşırı kalabalık, kötü koşullara sahip geri gönderme merkezlerinde bazen haftalarca, aylarca temiz havaya çıkma imkanı olmadan, kendileri hakkında verilecek karara kadar idari gözetim altında tutulmak, özellikle çocuklar üzerinde kalıcı fiziksel ve ruhsal sorunlar yaratmaktadır. İltica ve göçün bir suç olmadığı unutulmamalıdır."
Sığınma talebinin değerlendirilmesi sürecinde sığınmacılara idari gözetime alternatif yöntemler sunulmasını isteyen Bekçi, kimsenin zulüm göreceği ülkeye gönüllü geri dönüşe zorlanmaması gerektiğini söyledi.
Büyük bir insani trajedinin yaşandığı, milyonlarca insanın evini, ülkesini, sevdiklerini terk etmek zorunda kaldığı, köksüzleştirildiği günümüzde mültecileri kabul etmenin ve insan onuruna yakışır bir yaşam sunmanın uluslararası toplumun sorumluluğu olduğunu ifade eden Bekçi, şunları dile getirdi:
"Bu insani krizde her devlet, mültecileri kaçakçılık şebekelerinin insafına bırakmadan, hayatlarını tehlikeye atacak yolculuklara çıkmalarını, sınırlardaki ölümleri engellemek için güvenli ve yasal geçiş imkanı tanıyarak daha fazla mülteci kabul etmek zorundadır. Zaman sınırlara duvarlar, tel örgüler örmek, gelenleri geri itmek, mültecileri görmezden gelmek, dışlamak, kriminalize etmek zamanı değildir."
Açıklamanın ardından ellerinde çeşitli dövizler taşıyan Mülteci-Der üyeleri dağıldı.
