Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

20. Avrasya Ekonomi Zirvesi

Arnavutluk Cumhurbaşkanı Nishani:- 'Tarih bize şunu göstermiştir, birlikte yaşamak, karşılıklı saygı, iş birliği, diyalog önemlidir ama aynı zamanda savaş, nefret, soykırım, acılar da tarihimizin bir parçasıdır. Dolayısıyla tarihimizde, gerçekliğimizin içinde hepsi var'- Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı İvanic:- 'Türkiye ekonomik açıdan bizim için çok önemli. Gelişen dost bir ülke

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-05 13:00:11

20. Avrasya Ekonomi Zirvesi
Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani, "Tarih bize şunu göstermiştir, birlikte yaşamak, karşılıklı saygı, iş birliği, diyalog önemlidir ama aynı zamanda savaş, nefret, soykırım, acılar da tarihimizin bir parçasıdır. Dolayısıyla tarihimizde, gerçekliğimizin içinde hepsi var." dedi.

Nishani, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 20. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın son derece karmaşık kriz ortamından geçtiğini ve ülkelerin hedeflerinin bundan etkilendiğini, ortak gelecek açısından, bununla ilgili çeşitli çözümlerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Teknolojik gelişmeler sayesinde insanların yepyeni ufuklara ve gezegeni üstündeki sınırlara doğru geliştiğini dile getiren Nishani, bütün bu gelişmelerin yanında zorluklar, istenmeyen sonuçlar ve yeni korkuların da geliştiğini anlattı.

Arnavutluk Cumhurbaşkanı Nishani, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla şöyle bir soruyla karşı karşıyayız; 'Acaba bugün insanlık bir yol kavşağına mı gelmiş bulunuyor?' Bu konuda çeşitli kaygılar bugün çok daha elle tutulur halde. Fakat bunların üstesinden gelmek mümkün olacaktır. Özellikle bu soruyu bütün karar verici mercilere, bilim adamlarına ve akademisyenlere de yöneltmek zorundayız. Bu sadece bilgiyle ilgili bir durum değildir. Aynı zamanda sorumlulukla ilgilidir, insanlık, insan topluluklarının daha iyi bir geleceğe kavuşması açısından verecekleri kararlarla ilgilidir. Ama her şeyden önce kendi ülkemizde başlar, gelişerek başka komşu ülkelerle bölgesel düzeyde gelişir ve daha sonra da bunlar kıta düzeyinde, elbette küresel düzeyde yerini alır."

Zirvede verilen kararların çok değerli olduğunu vurgulayan Nishani, "Hepsinin ortak bir özelliği vardır ki bu da istikrar ve refah için duyulan ortak kararlılık. Bu vesileyle zirve sırasında vereceğimiz kararların ve farklı bölgeleri, ülkeleri temsil edenlerin düşüncelerinin bunu dikkate alacağına inanıyorum. Tarih bize şunu göstermiştir, birlikte yaşamak, karşılıklı saygı, iş birliği, diyalog önemlidir ama aynı zamanda savaş, nefret, soykırım, acılar da tarihimizin bir parçasıdır. Dolayısıyla tarihimizde, gerçekliğimizin içinde hepsi var." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye ekonomik açıdan bizim için çok önemli"

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Mladen İvanic, dünyada karşılaştıkları pek çok zorluk bulunduğunu belirtti.

Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika ve Rusya gibi büyük ülkelerin, içlerinde bazı problemlerle uğraştıklarını dile getiren İvanic, şunları kaydetti:

"Böyle bir durumda Balkanlar'daki ufak ülkeler ne olacak? Bunun bölge ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye ekonomik açıdan bizim için çok önemli. Gelişen dost bir ülke. Türkiye bize pek çok fırsat yaratıyor. Tabii bazı büyük pazarlara giremiyoruz ama Türkiye ile iş birliğimiz var. Aynı zamanda siyasi olarak da dostlarımız var ve bölge hepimizi ilgilendiriyor. Dolayısıyla bölgedeki ufak ülkelerin karşısında pek çok zorluk var. Tabii ki güvenlik, ayrıca göçmenlerle ilgili sorunlarımız var. Belki büyük ülkelerinki kadar değil ama biz de sorun yaşıyoruz. İşte tüm bu konularla sadece kendi başımıza başa çıkamayız, desteğe ihtiyacımız var."

Mladen İvanic, ülkelerinde iç işlerinde de bazı sorunlar yaşadıklarını vurgulayarak, "Üç ayrı din ve etnik grup var. Birbirinden farklılıkları var. Savaş yakın bir geçmişe kadar devam etti. 100 bin kişi öldü. Ekonomik kalkınma açısından da sorunlarımız var. Büyük ve mükemmel olmaktan çok uzağız ama yine de gurur duyabileceğimiz başarılar elde ettik, bugünün Bosna'sına 20 yıl önce baksanız savaş vardı o zaman. Dünyadaki diğer sorunlu bölgelere baktığımda başarıdan ziyade sorun görüyoruz." diye konuştu.

Bosna Hersek'in hala sorunları bulunduğunu ama uluslararası müdahale açısından en başarılı çözümün kendilerinde olduğunu vurgulayan İvanic, bu olumlu yönde ilerleyeceklerine inandıklarını ama bu anlamda da desteğe ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

İvanic, "Sadece problem yaratmak istemiyoruz, küresel istikrara biz de katkıda bulunmak istiyoruz. Umarım işte bütün bu zorluklar, bu iki günlük toplantıda ele alınacak, dile getirilecektir." ifadelerini kullandı.

- "Azınlıklar her zaman büyük bir risk altındadır"

Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Nassir Abdulaziz Al-Nasser, bugün insanların büyük bir değişim ve dalgalanma içinde ve birbiriyle bağlantılı olduğunu ama yeniden bazı sınırların kapatıldığını, bir yabancı düşmanlığının ortaya çıktığını, bunun da kontrol edilmesinin zor hale geldiğini söyledi.

Bazı toplumların daha hedefli şekilde sorunlar oluşturduğunu, nefret söylemi, damgalanma, stigmatize olmanın bugünün toplumlarında belli başlı normlar haline geldiğini anlatan Nasser, milyonlarca insanın ırkçılığa ve hoşgörü eksikliğine karşı seslerini yükselttiğini ifade etti. Nasser, birçok toplumun kapılarını mültecilere ve göçmenlere açarak, göçün, küresel sorunların çözümü için bir nüve teşkil ettiğini kabullendiğini dile getirdi.

Türkiye'nin bu konuda olumlu bir örnek olduğunu anlatan Nasser, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye kapılarını açmıştır ve mültecilere her şeyini açmıştır. Büyük bir anlayış içinde olmuştur. Uluslararası camia da bu konuda dikkatli davranmalı, ırkçı, ulusal ve dini nefreti önlemek için her şeyi yapmalıdır. Aynı zamanda ırksal farklılıklar, marjinalleştirme, kutuplaştırma, yabancı düşmanlığı gibi aşırıcılığa, köktenciliğe, şiddete yol açan olgulara nokta koymalıdır. Toplumlarımızda, aşırı uçta olmak giderek artmaktadır. Bu sadece bir tehdit değil güvenliğimiz için. Aynı zamanda bizim temel değerlerimizi ve ilkelerimizi de tehlikeye atmaktadır. Bugün şiddetli bir aşırı uç kullanılmakta, bunu da dini amaçlarla kullanmaktadırlar. Dini belgelerin son derece saptırılmış yorumları paylaşılmaktadır ki bu da insanları birbirinden ayırmakta ve bir dehşeti haklı hale getirmektedir."

Son terör saldırılarının Londra'da yaşandığını hatırlatan Nasser, "Bu Avrupa ülkelerinin çoğunda 'Acaba fakirlikten mi, eğitimsizlikten mi ya da insan hakları eksikliğinden mi kaynaklanıyor?'. deniyor. Bu gibi eylemler sadece dinleri değil aynı zamanda bu dinleri paylaşan insanları, göçmen ve mültecileri olumsuz etkilemektedir. Unutmayalım, bu gibi ihtilaflar döneminde, acil durumlar, OHAL gibi durumların uygulandığı yerlerde azınlıklar, her zaman büyük bir risk altındadır. Onların mutlaka etnik ve dini kimliklerine karşı korunmaları gerekir." diye konuştu.



Haber Ara