Dolar

32,2906

Euro

34,7105

Altın

2.394,58

Bist

10.326,06

13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı

Başbakan Yıldırım: (1)- 'Demokrasi için barış için huzur için adalet için daha fazla yürekli insana, yürekli devlet adamlarına ve bilim adamlarına ihtiyaç vardır. Türkiye olarak hem kendi güvenliğimizi hem de başkalarının güvenliğini savunmanın, korumanın mümkün olduğunu hep söylüyoruz. İnsan hayatını korumayı esas alan politikalarımızın özü de bundan ibarettir. Kendi güvenliğimiz için istediğimi

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-05-09 12:59:15

13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı
Başbakan Binali Yıldırım, demokrasi, barış, huzur ve adalet için daha fazla yürekli insana, yürekli devlet adamlarına ve bilim adamlarına ihtiyaç olduğunu belirterek, "Türkiye olarak hem kendi güvenliğimizi hem de başkalarının güvenliğini savunmanın, korumanın mümkün olduğunu hep söylüyoruz. İnsan hayatını korumayı esas alan politikalarımızın özü de bundan ibarettir. Kendi güvenliğimiz için istediğimizi aslında herkes için istiyoruz. Kendi inancımız için hürriyet istediğimiz gibi başkalarının inancı için de hürriyet istiyoruz." dedi.

Yıldırım, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 13. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nın açılışındaki konuşmasında, fuarın 1993'ten beri son derece başarılı, örnek bir organizasyon olarak devam ettiğini söyledi.

Fuarın, misafirlerin yoğun ilgisi sayesinde Türk ve dünya savunma sanayinin önde gelen buluşma mekanlarından birisi haline geldiğini dile getiren Yıldırım, katılımcı firma sayısı bakımından dünyanın 5'inci fuarına ev sahipliği yapıldığını, organizasyonun da Cumhurbaşkanının himayesinde olduğunu, bu yıl ilk defa kara, deniz ve hava kuvvetlerinin de programda tanıtım stantlarının yer alacağını kaydetti.

Ayrıca yerli ve milli savunma araçlarının da fuarda tanıtılacağını vurgulayan Yıldırım, bu başarılı organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı olmak üzere kişi ve kuruluşlara teşekkür etti.

Yıldırım, soğuk savaş sonrası ve 11 Eylül 2001'deki terör saldırısının arkasından Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde güvenliği ilgilendiren büyük değişimlerin yaşandığını ifade ederek, Asya ile Avrupa arasında stratejik konumu dolayısıyla dünyadaki bütün gelişmelerin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini dile getirdi.

Ne yazık ki yaşanılan dünyanın demokrasi, hukuk ve insan hakları bağlamında uluslararası toplumun birbirine destek verdiği dünya olmaktan hıza uzaklaştığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Adaletin, merhametin azaldığı bir dünyada hukukun, can ve mal güvenliğinin savunulması, korunması bütün zamanlardan daha önemli hale gelmiştir. Demokrasi için barış için huzur için adalet için daha fazla yürekli insana, yürekli devlet adamlarına ve bilim adamlarına ihtiyaç vardır. Türkiye olarak hem kendi güvenliğimizi hem de başkalarının güvenliğini savunmanın, korumanın mümkün olduğunu hep söylüyoruz. İnsan hayatını korumayı esas alan politikalarımızın özü de bundan ibarettir. Kendi güvenliğimiz için istediğimizi aslında herkes için istiyoruz. Kendi inancımız için hürriyet istediğimiz gibi başkalarının inancı için de hürriyet istiyoruz. Tıpkı kendimiz için istediğimiz can güvenliğini başkaları için de istediğimiz gibi. Sınırlarımızın güvenliğini, toprak bütünlüğümüzü, can ve mal emniyetimizi nasıl önemsiyorsak bütün ülkelerin de emniyet ve güven içerisinde olmasını önemsiyoruz, istiyoruz. Güvenlik politikalarımızı; insanı ve hayatı savunmak üzere belirliyoruz. Ülkemizin güvenliğini sağlarken aynı zamanda milyonlarca savaş mağduruna kucak açmamız, bütün insanlığın görmesi gereken bir gerçektir, bir fedakarlıktır."

- "Tehdit kimden gelirse gelsin gereği yapılıyor"

Başbakan Binali Yıldırım, Bulgaristan'dan 1989'da can havliyle Türkiye'ye gelenlere, birinci Körfez savaşında Irak'taki savaştan kaçanlara yardım edildiğini dile getirdi.

Bosna Hersek savaşında Boşnakların nasıl yanında olunduysa, Ahıskalı soydaşlara nasıl eller uzatıldıysa 2011'den beri Suriyeli mültecilere de aynı şekilde kucak açıldığını, onların misafir edildiğini belirten Yıldırım, "Bugün Birleşmiş Milletler'in kayıtlarına göre, en fazla mülteci barındıran ülke Türkiye'dir. Sadece insani yardımlarla değil, terörle mücadelede de bütün dostlarımızla iş birliği esasında bir politika sürdürüyoruz. Hiçbir terör örgütüne asla sempatiyle bakmıyoruz, bakanları da hoş karşılamıyoruz." diye konuştu.

Hem sınırların hem de Suriyelilerin güvenliğini sağlamak için bir süre önce Fırat Kalkanı Operasyonunun başarıyla gerçekleştirildiğini ifade eden Yıldırım, 2 bin kilometrekarelik alandan bütün terör unsurlarının temizlendiğini, Türkiye'deki 50 bin kadar mülteci Suriyeli misafirin terörden arındırılmış bu güvenli bölgelere döndüklerini ve orada tekrar hayat kurduklarını kaydetti.

Yıldırım, terör örgütleriyle ülke topraklarında ve sınır ötesinde mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini ve bunun süreceğini vurgulayarak, herhangi bir tehdit ister içeriden ister dışarıdan gelsin, kimden, nereden nasıl geldiğine bakmaksızın gereğinin yapıldığını ve yapılmaya da devam edileceğini söyledi.

Özellikle düzensiz göçler ve kaçakçılıkla ilgili İçişleri Bakanlığının deniz ve karar sınırlarında başarılı bir mücadele sürdürdüğünü ifade eden Yıldırım, son 7 ayda silah ve mühimmat dolu 1084 sığınağın etkisiz hale getirildiğini, güvenlik güçlerinin bu başarılarında teknolojik araçların kullanılmasının çok önemli bir fark ortaya koyduğunu anlattı.

Yıldırım, İHA'lar bu anlamda çok büyük iş gördüğünü anlatarak, en yeni teknolojilerle yerli ve milli imkanların seferber edilerek savunma alanındaki başarılara her gün yenilerinin eklendiğini kaydetti.

(Sürecek)

Haber Ara