Sabah okuduğum XPENG haberi, zihnimde domino taşları gibi bir dizi soruyu devirdi. Çin'in akıllı elektrikli otomobil devi, Mısır'dan sonra Fas ve Tunus'la el sıkışarak Kuzey Afrika kıyı şeridinde pazar ağını tamamladığını duyuruyor. Stratejik bir hamle, küresel bir genişleme... Peki, Akdeniz'e kıyısı olan, otomotiv üretimi ve genç nüfusuyla iddialı bir pazar olan Türkiye, bu resmin neresinde? Maalesef ki, dışında.
Peki biz bu duruma ne zaman geldik. 2023 yılının sonunda yürürlüğe giren ve Çin menşeli elektrikli araç ithalatına yönelik hazırlanan o çetrefilli tebliğ ile. Bu tebliğdeki şartlar, küresel oyuncuların iştahını kaçırmak için özel olarak tasarlanmış gibiydi. Yüksek vergi oranları bir yana, bir de distribütöre ait 7 coğrafi bölgede 20 servis noktası kurma zorunluluğu getirildi. Yeni bir pazara girmeye hazırlanan bir firma için bu, sadece maliyet değil, aynı zamanda operasyonel bir kabus demek.
Sonuç ne oldu? Neta, Skywell, MG, Voyah ve Seres gibi yeni giriş yapan bazı markalar faaliyetlerini durdurdu. BYD gibi bir dev, Manisa'ya fabrika sözü vererek tebliğden muaf olmayı başardı ama arazide hâlâ bir hareketlilik yok. Oysa bu firmalar yerinde durmuyor. XPENG, Fas'a en yeni SUV ve sedanlarını, G9 ve P7'yi götürürken; Neta, Skywell, MG, Voyah ve Seres gibi Çinli markalar Avrupa'da, Afrika'da, hatta dibimizdeki Suriye, Irak, Azerbaycan ve Ermenistan dahil pek çok ülkede hızla bayilikler açıyor. Onlar, elektrikli araçları ile birlikte sadece bir ürün değil, teknoloji, dijital donanım ve geleceğin mobilite dönüşümünü de beraberinde getiriyorlar.
Biz ise içeride neyi konuşuyoruz? "Tesla Türkiye'ye ne zaman yeni model getirecek?" diye soruyoruz. Daha da vahimi, pazardaki rekabet koşullarının sertleşmesiyle birlikte, Çinli markaların teknolojik üstünlüğünü pazara tam olarak yansıtmak yerine, donanım çıkarmayı, teknoloji eksiltmeyi ve fiyat kırmayı konuştuğumuzu görüyorum. Yani tüketiciye, markanın asıl vaat ettiği en son sürümü değil, "lite" bir versiyonu sunmaya çalışıyoruz.
Çinli firmalar, Fas'ta deneyimli lüks otomotiv distribütörleriyle (SMEIA) el sıkışıp birinci sınıf akıllı mobilite hizmeti sunmayı taahhüt ederken; Tunus'ta müşteri odaklı servis felsefesiyle bilinen bir grupla (XP CARS Tunus) iş birliği yaparak satış sonrası hizmet kalitesini garanti altına alıyor. Bu, sadece araba satmak değil, bir ekosistem kurmaktır.
Kuzey Afrika ülkeleri bu küresel ekosisteme entegre olurken, biz kendi koyduğumuz yüksek duvarlar arkasında kalıyoruz. Kaybettiğimiz şey; sadece birkaç yüz bin araçlık bir pazar payı değil. Kaybettiğimiz, teknolojiye doğrudan erişim, rekabetin getireceği hizmet kalitesi artışı ve mobilite çağının ön saflarında yer alma fırsatıdır.
Umarım bu ticari engeller, pazar dinamiklerini yeniden gözden geçirmeye zorlar ve bu elektrikli devrimin trenini tamamen kaçırmadan, rekabetçi ve akılcı düzenlemelerle küresel oyunculara kapılarımızı yeniden açarız. Aksi takdirde, en son teknolojiye sahip o elektrikli araçları, sadece sınırlarımızın dışındaki komşularımızda görmeye devam edeceğiz. Bir sonraki köşe yazımda görüşmek dileğiyle…
Adem Eyüpoğlu \ Timeturk