Dolar

32,4516

Euro

34,7543

Altın

2.435,48

Bist

9.915,62

Kuran-ı Kerim ve peygamberimize yapılan taciz

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-12 11:13:21

Kuran-ı Kerim ve peygamberimize yapılan taciz
Zia Shah*

İslam'da küfür, fiziksel cezalandırmadan daha çok entelektüel bir tartışma konusudur.Bu kavram Kur'an'da çok açıktır.

Kuran'da Allah antik çağlardan beri her kasaba ve her topluma ard arda peygamber gönderdiğini söylüyor. Bu peygamberlerin hepsine karşı çağdaş kesim tarafından olumsuz bir tutum benimsenmiştir.

Kur'an'da 200'den fazla ayet peygamberlerin 'Küfür veya Peygamber istismarı' veya 'Peygamber hakkında küfürlü bir dil kullanmak' olarak adlandırılan eylemler ile defalarca karşılaştıklarını ortaya koyuyor. Peygamberler çağlar boyu kullar tarafından kötü muameleye maruz kalmıştır (36:30) bazı yerlerde ''yalancı'' olarak anılmıştır (40:24) , bazı yerlerde ''mecnun'' (15:6) ''iftiracı'' (16:101) ''çılgın'' (7:66) olarak adlandırdılar. Kuran yapılan bu tacizleri göstermiş ancak hiçbir yerde ölüm yada fiziksel cezayı göstermemiştir. Bu açıkça 'Peygamber istismarına' cezanın söz konusu olmadığını, onun yerine daha sakin bir uyarma şeklini gösteriyor. Peygambere karşı yapılanlara fiziksel ceza değil onun yerine karşı tarafın aklına yatması için sözlü argümanlar verilmelidir. Başka bir değişle insanları barışçıl bir ikna yoluyla değiştirmeye çalışılmalıdır, ceza yolu ile değil.

Peygamberlere karşı negatif bir tutum benimseyenler kalplerinin en derin yerlerini bilen Allah tarafından cezalandırılacaktır. İnananların bu husustaki sorumluluğu ise bu durumlardan uzak durma politikası izlemek, iyiyi dilemek ve Allah'ın mesajlarını akıllarına düzgün yatacak bir şekilde anlatmaktır.

Bu konuda bir diğer önemli hususta Kuran'da hiçbir yerde Peygamber hakkında kötü söz söyleyen birinin durdurulması gerektiğine dair bir açıklama yok. Aksine Kuran rakiplere karşı kötü dil kullanılmaması gerektiğini emreder : ''Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. '' (6:108)

Bu ayet "medya izleme" ofisleri kurmanın müminlerin görevi olmadığını açıkça gösteriyor. Aksine Kuran, bu tür eylemlerden kaçınmayı emreder, bu durum İslam'ı ve Peygamber'i sevmeyenlere misilleme yapmaları için provoke edebilir.

Bu açıdan bakıldığında günümüz Müslümanlarının tutumu Kur'an öğretilerine tamamen karşıdır. Yazılı yada sözlü olarak 'Peygambere kötü bir söz' söylendiği zaman hemen provoke oluyorlar ve buda genellikle şiddete sebebiyet veren durumlar doğuruyor ve caddelere çıkıyorlar. 'Peygambere söz' söyleyen herkesin kafasının kesilmesini istiyorlar.

Müslümanlar genellikle teoride ifade özgürlüğünü savunur ama hiç kimse başkalarının dini duygularını incitmek hakkına sahip değildir. Bu teori oldukça mantıksız. Özgürlük kendinden edinilmiş bir hak değildir. İnsanları test etmek için kurduğu düzenin sahibi olan Allah'ın insana verdiği bir özgürlüktür. Modern laik kavramı olan özgürlük başkalarına fiziksel bir zarar vermeden herkesin özgür olmasıdır. Böyle bir durum iki şeyin kaldırılması anlamına gelir : öncelikle ilahi düzenin kaldırılması ve sonra modern laik normunun kaldırılması. İki hedefte mümkün değil.

Bu sebeple Peygambere karşı söylenen sözlere karşı sokaklarda bağrışmak kabul edilemez. Bu politikayı benimseyerek Müslümanlar kendilerini sürekli negatif gösteriyor ve böyle yaparak dünyanın düzenini değiştiremez.

İslam Peygamberinin bu konuyla ilgili söylediği bir hadis var: İyi bir müslüman olumlu sonuç vermeyecek her hareketten kaçınır. Bu hadis Müslümanların bugünkü durumuna çok uygundur. Küfre karşı çok uzun süre tepki veriyorlar ancak boşuna oluyor. Dünyayı değiştirmek yerine kendilerini değiştirmeliler. Bu politikayı benimseyerek iki avantaj elde edecekler: negatif duyguların kurbanı olmaktan kendilerini kurtaracak ve enerjilerini daha yapıcı çalışmalara harcayabilecekler.

*Yazar bir İslam alimi ve Uluslararası Barış ve Maneviyat Merkezi'nin kurucusudur.

BU MAKALE AYŞE AYDIN TARAFINDAN TİMETURK İÇİN TERCÜME EDİLMİŞTİR


Haber Ara