Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

'Türkiye tablonun kaybedeni'

Doçent Dr. Ahmet Han, Türkiye ve Amerika'nın Irak politikalarını değerlendirdi. Han’a göre, yanlış dış politikalar izleyen Türkiye kaybederken, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi önemli bir fırsatla karşı karşıya

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-14 02:31:16

'Türkiye tablonun kaybedeni'

Gazeteport'un haberine göre; Türkiye’nin ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Ahmet Han, Musul’da başkonsolosla güvenlik görevlileri ve ailelerinin rehin alınmasının hiçbir devlet için kolay kaldırılacak bir durum olmadığını söyledi. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doçent Dr. Ahmet Han, Amerika’nın Sesi’nden Hülya Polat’ın sorularını yanıtlarken Türkiye’nin neden kaybeden konumunda olduğunu şöyle açıkladı:

“Türkiye şu anda tablonun kaybedeni konumunda Bu konuda Türkiye’nin temel sorunu şundan kaynaklanıyor. Türkiye o kadar büyük beklentiler yaratarak dış politikasında beklentilerle gerçekleşmeler arasındaki firkin büyüklüğü Türkiye’nin dış politikadaki prestijinin çok ciddi şekilde zarar görmesine neden oluyor.Belki normal koşullarda göreceği zarardan da çok daha büyük bir zararla karşılaşıyor. Bu küçük sorunlarla kolay halledilebilir meselelerde bile böyle oluyor. Şu andaki olayda da konsolosluğun işgal edilmesi ve buradaki Türk diplomatlarının ve güvenlik görevlilerinin rehin alınması, götürülmesi kolay kolay hiçbir devletin başedebileceği uluslararası planda etkinliği ve prestijiyle övünmek noktasında olan bir devletin kolay kolay kaldırabileceği bir sorun olmaktan çıkıyor.”

'TÜRKİYE YANLIŞ HESAP YAPTI'
Han’a göre, Türkiye Amerika’nın Suriye’ye müdahaleyi düşünmediği yolunda verdiği sinyalleri anlamadı, Washington’un duruma müdahale edeceğini düşündü ve bu yanlış algı ve hesap sonucu dış politikada ciddi sorunlar yaşadı. Han şunları söyledi:

“Ciddi sorun şurada. Amerika’nın Suriye’ye nasılsa müdahale edeceğini düşünüp, bunun kaçınılmaz olduğuna karar verip Amerikalı muhataplarıyla yapılan görüşmelerde tersine verilen mesajları anlamayıp Amerikan siyasetinin bugünkü yapısını anlamayıp bu yönde beklenti geliştirip üstelik bütün dış politikayı da bu beklentinin üzerine kuran bir dış politika güttüğü için Türkiye aslında büyük sıkıntı yaşadı, yaşıyor. Türkiye’nin başına gelenler kendi izlediği dış politikanın sonucu.”

“IŞİD’İN İLERLEMESİ MALİKİ HÜKÜMETİNİN ZAYIFLIĞINI GÖSTERİYOR'
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Ahmet Han’a göre, IŞİD nasıl bir örgüt? Hedefleri neler? Irak’ta bu kadar hızlı ilerlemesinin sırrı ne?

Ahmet Han, bu soruyu şöyle yanıtladı:

"IŞİD zaten Irak kökenli bir örgüt. Aslında Suriye’den Irak’a yönlenmekten çok eski topraklarına geri döndüğünü söylemek lazım ve bu anlamda üstelik de kendisine çok doğal ve çok sempatik bir ortam buldu. Bu hızlı ilerleyişinde de bulduğu bu ortamın yani Irak’ın Sünni kalbinde bu insanlarla ilişkileri olan temsil ettikleri değreler aynı olmasa bile, en azından temsil ettikleri gücü yürek atışlarıyla ve sempatiyle karşılayan bir toplum buldukları bir gerçek. İkinci bir faktör aslında Suriye’de istedikleni askeri başarıları istedikleri ölçekte elde edememiş olmaları.Üçüncü bir faktör zaten vizyonları içinde bu belli bir bölgeyi islami bir devlete dönüştürmek isteyen bir örgüt ve bu bölgenin başlangıcı da Irak’ta Sünniler’in daha yoğun yaşadığı bölgelerinden Kuzey Suriye’ye kadar devam eden bir hat üzerinde bir devlet kurmak gibi ilan edilmiş bir hedefleri var. Bu yüzden Irak’ta da kontrol tesis etmeyi isteyecekleri aşikardı. Bir de tabii bu örgütler alanda, sahada uzun zamandır varolan istihbarat mekanizmaları iyi çalışan örgütler. Bugün harekat halinde oldukları bu bölgelerde Maliki hükümetinin ne kadar zayıf olduğunu da içerden istihbarat alarak biliyorlar. Doğru bir zamanlama olduğuna hükmetmelerinin bu istihbarat bilgilerinin de ciddi bir etkisi olduğunu düşünmek gerekiyor.”

“IRAKLI KÜRTLER İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT DOĞDU'
Han, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin uluslararası alanda saygınlık kazanması için yeni bir fırsat doğduğunu söylüyor: “IŞİD’in yapmaya çalıştığını eğer bir şeye benzeteceksek, daha ziyade Taleban’ın Afganistan’da ülkenin büyük bölümünü kontrolu altına almayı başardığı stratejiyi kendi çerçevesinde ve kendi koşullarında tatbik ettiğini söylemek doğru olur. Bunun karşısında Maliki’nin tek başına yapabileceği çok fazla birşey olmadığını da görmek lazım. Zaten yapabileceklerini de Kürt yönetiminin desteği olmadan yapması mümkün değil. Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi açısından baktığımız zaman onların perspektifinden bunun çok ciddi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu bölgeleri ve özellikle Musul’u bu IŞİD belasından kurtaran, onu defeden eğer Kürt birlikleri, peşmerge olursa bu Kuzey Irak’ın hem Irak içinde hem de uluslararası plandaki kimliği açısından bir devlet için, illa ki kuruluş noktasında ihtiyaç duyduğu o prestijli kahramanlık efsanesini sağlaması bakımından kurucu miti bir anlamda kuvvetlendirir.Bir zaferle taçlandırmış olur. Ayrıca daha da yayılma fırsatları olacak. Böyle bir durumda da Maliki’nin Kürtler’e söyleyecek daha az sözü olacaktır.”

“IŞİD TÜRKMENLER İÇİN ÇOK CİDDİ BİR TEHLİKE'
“Iraklı Türkmenler için IŞİD ciddi bir tehlike teşkil ediyor. Çünkü Türkmenler’in büyük bölümü Alevi’dir. IŞİD aslında terörist örgütten öte, başka türlü düşünen, başka türlü hesaplar peşinde olan ve bu tercihlerini bırakın terörist yöntemleri, insanlıkdışı yöntemlerle fade eden bir örgüt. Bu noktada tabii Türkmenler’in endişesinin oldukça haklı olduğunu görmek lazım. Bütün bu alanda tarafların kaygılarını ortadan kaldıran ağırlıklı olarak Bölgesel Kürt Yönetimi olursa bu bambaşka bir tablo ortaya çıkarır. Hatta bugünden sonra yepyeni bir Ortadoğu demek de yanlış olmaz. Ortadoğu günaşırı yenileniyor.Bir dönemeç daha yaşanıyor. Bu da tarihi önemde.”

Haber Ara