Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Abdülkadir Selvi: O fotoğrafın verdiği mesaj

Yenişafak yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan ile yaşamış olduğu diyaloğa yer verdi...

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-24 05:37:34

Abdülkadir Selvi: O fotoğrafın verdiği mesaj

İşte Abdülkadir Selvi'nin "O fotoğrafın verdiği mesaj" başlıklı o yazısı:

Sürprizler günüydü.

23 Nisan özel oturumunu izlemek üzere Meclis'e adım attığım sırada, ezber bozan Ermeni açıklaması geldi.

İmparatorluk bakiyesi üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti, kendi vatandaşlarının yaşadığı acıdan dolayı taziyelerini bildiriyordu.

Bu bir ilkti ve bunu Başbakan yapıyordu.

Hangi Başbakan.

Gözyaşları içinde Dersim'den özür dileyen Başbakan.

Gözyaşları içinde yaşı büyüttürülerek asılan solcu Erdal Eren'in, ülkücü Mustafa Pehlİvanoğlu'nun acılarını paylaşan Başbakan.

Kafamda bu düşünceler uçuşarak şeref salonuna indim.

Yabancı ülke büyükelçileri karşılanıyor, bakanlar hızlı adımlarla Genel Kurul'a yetişmeye çalışıyor, milletvekilleri salonda yerlerini alıyorlardı.

Kendi aramızda Başbakan mı önce gelecek, Cumhurbaşkanı mı diye laflıyorduk.

Önce Cumhurbaşkanlığı ekibi geldi.

Cumhurbaşkanı geliyor diye kapıya doğru yöneldik.

Tam o sırada Başbakan ile Gül yan yana şeref salonuna girdiler.

Çok doğal bir şekilde sohbet ediyorlardı.

Cumhurbaşkanı Gül, gülümsüyordu. Neşeli bir halleri vardı. Bizim olduğumuz bölümün önünden geçip, Genel Kurul salonunun kapısına geldiler.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Genel Kurul salonunun kapısında Cumhurbaşkanı'nı karşıladı. Birlikte içeriye geçtiler.

23 Nisan özel oturumu başladı.

Tayyip Bey, paralel devletin milli iradeye karşı giriştiği 17 Aralık darbe girişimini gündeme getirdi. Devleti yönetenlerin ve Dışişleri Bakanlığı'nın dinlenilmesi konusuna değindi.

Kılıçdaroğlu ise sanki konuştuğu kürsünün hemen arkasında, 'Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir' diye yazmıyor gibi 'Ulusal egemenlik, sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram değildir' dedi.

Bu kafa sandığı küçümseyen kafadır. Bu kafa, 'Demokrasi sadece sandık değildir' diyen kafadır. Bu kafa, 'Cici demokrasi, sandıksal demokrasi' diye milli iradeyi küçümseyen kafadır.

Bunların sandıkla, ulusal egemenlikle, milli iradeyle dertleri ne anlamış değilim.

Hem milli iradeyi küçümseyeceksin, hem 'Sandıksal demokrasi' nutukları çekeceksin hem de gidip milletten destek isteyeceksin.

Sandıksal demokrasi olmaz diyorsun, sandık olmazsa demokrasi nasıl olacak?

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını dinlerken diğer yandan da Ermeni meleşesinde bir dönem noktasına işaret eden Başbakanlık açıklamasını hikayesini öğrenmeye çalışıyordum.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara