Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Said Nursi ile Menderes'in arasını açmak istemişler

Gazeteci İdris Gürsoy, Devletin Gizli Belgelerinde Said Nursî Günlüğü adlı kitabında Demokrat Parti döneminde Said Nursi’nin yaşadığı baskıları ve bu baskıların nedenlerini anlatıyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-25 10:26:17

Said Nursi ile Menderes'in arasını açmak istemişler

Gürsoy kitabını, Meclis 27 Mayıs Darbesini Araştırma Komisyonu’na gelen ve Başbakanlık Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde ulaştığı belgeler ışığında üç bölüme ayırmış: MAH’ın (o günkü adıyla istihbarat servisi) Said Nursi dosyası, Emniyet’in 6 sayfalık raporu ve Soruşturma Komisyonu’na gelen belgeler.

DP’Yİ DİNDARLAR İKTİDARA GETİRDİ

Özellikle üçüncü bölümde yer alan mektuplar ve resmi yazışmalar dikkatle incelendiğinde günümüze ışık tutacak bilgilerin yer aldığı görülüyor. Belgelerde, Said Nursi’nin talebeleri, DP iktidarı ile Bediüzzaman’ın arasının açılmak istendiğine dikkat çekiyor. Bu noktada Gürsoy kitabında şu tespitlerde bulunuyor:

“Onlara göre, DP’yi muhafazakâr dindar kitleler iktidara getirdi. Eğer Said Nursi, DP’ye tavır alırsa bu, sandığa da yansır. Bürokrasiyi elinde tutan güç, bu gerçekten yola çıkarak tek parti dönemini aratmayan uygulamalar ile Said Nursi’yi baskı altına alıyor. DP’ye rağmen ve DP’nin de göz yumması ile uygulanan baskı ve zulümde, kendileri için bir tehdit addettikleri Said Nursi’yi itibarsızlaştırarak toplumun ilgisini azaltmayı amaçlıyorlar.”

Ayetlere el konuluyor

Gürsoy tespitlerinin devamında “DP’nin irticaya taviz verdiği, imkânlar sağladığı, dini siyasete alet ettiği iddiaları yine belgelerle tekzip ediliyor” diyor. Bunu ise dönemin valileri ve İçişileri Bakanlığının icraatlarıyla açıklıyor. Gürsoy, o icraatların sonucunda yaşananları şöyle anlatıyor: “Bazı valilerin eli ile kitaplara, dinî yayınlara hatta Kur’an ayetlerinin olduğu nüshalara yasak diye el konuluyor.

İçişleri bakan vekili imzalı, valilere gönderilen yazılarda, Said Nursi ile ilişkili isimlerin akrabalarına varılıncaya kadar araştırılması isteniyor. Hapisler, gözaltılar ve işkencelerin şiddeti azalsa da sürüyor. Üçüncüsü; Said Nursi, DP’ye yazdığı mektuplarda ‘Kürtçülük’ gibi geleceğimize ipotek koyacak problemleri o günden hissedip uyarılarda bulunuyor.

Doğu’ya üniversite açılması gibi somut tekliflerini sıralıyor. Bazı fişleme kayıtlarında ise Risale-i Nurlar’la tanışan kişilerin kötü alışkanlıklarını bıraktıkları da rapor ediliyor. Son olarak Said Nursi’nin mezar yeri ile ilgili tartışmalara ışık tutan belgeler var.

Darbeden iki ay sonra mezarı açılıyor ve naaşı Isparta şehir mezarlığına getirilerek defnediliyor. Resmi belgeler buraya kadar, sonra vasiyeti gereği talebeleri mezarı bilinmeyen bir yere taşıyorlar.”

Kısacası yıllar sonra ortaya çıkan belgeler, deyim yerindeyse çok şey anlatıyor. Sadece geçmişe değil geleceğe de ışık tutan o belgelerden bazılarını sizler için derledik.

SEÇİLMİŞ BÖLÜMLER...

Said Nursi’nin fiş kaydı

“Bir müddet daha bulunduğu kısımda kalması gerekiyorsa bu kanaati takviye eden hususlar: Adı geçenin A fişinde bırakılmasına karar verildi.” Bu satırlar Said Nursi’nin fişleme kaydından. Fiş komisyonu başkanı ve üyelerinin imzası bulunan bu belge orijinal. “Çok gizli” belgeler arasında 23.3.1955 tarihli fişleme belgesine düşülen not ise dikkat çekici… Demokrat Parti, bu dönemde ikinci defa seçimleri kazanıyor, fakat bürokraside hiçbir şey değişmiyor. 1954’te Isparta vali yardımcısı, emniyet müdürü ve jandarma komutanı “fiş komisyonu” olarak toplanıyor ve Said Nursi’nin A fişinde bırakılmasına karar veriyorlar… (sf.13-17)

DP’liler, hukuk dışı müdahaleyi Ankara’ya bildiriyor

Bediüzzaman, 28 Kasım 1957 günü sağlık sebepleri ile Emirdağ’dan Eskişehir’e gidiyor. Ancak kendisini adım adım takip eden bir komiser ve üç polis, ziyarete gelen vatandaşları sorguya çekmekle yetinmiyorlar, Said Nursi’nin otel odasına kadar girerek konuşmasını engellemeye çalışıyorlar. DP’liler, işte bu hukuk dışı müdahaleyi Ankara’ya bildiriyorlar. Keyfî hareketlerin önlenmesi isteniyor. MAH dosyasındaki Ek: 2 belgesi bu mektuba yer veriyor. (sf.28-30)

Menderes’e mektup: Doğu’da bir üniversite açılmalı

Yassıada evrakları arasında Bediüzzaman Said Nursi'ye ait çok sayıda mektup bulunuyor. Bediüzzaman, Demokrat Parti'nin ilk yıllarında Menderes'e yazdığı mektuplarda onu 'İslam kahramanı' olarak nitelendiriyor. Bazı mektuplarında hükümete ve cumhurbaşkanına öneri ve uyarılarda bulunuyor. Kürt problemine dikkat çekip çözüm tekliflerini sıralıyor. Doğu’da bir üniversite açılmasını istiyor.

DP iktidarının son yıllarında ise Said Nursi, kendisi ve talebelerine yönelik sıkı takibattan dolayı duyduğu sıkıntıyı Menderes'e iletiyor. Ölümünden iki ay önce İçişleri Bakanı Namık Gedik'in kendisine uyguladığı ev hapsine adeta sitem ediyor. 12 Ocak 1960 tarihli mektupta ev hapsinin 30 senelik muhaliflerin yaptığından daha ağır geldiği vurgulanıyor: "Bütün muhalifler ve siyasîler her yerde ve her tarafta serbest olarak gezerlerken Ankara'dan gelen bir emirle, 'Şimdi evinden dahi çıkmayacaksın' denilmesi bir hap-si münferit hükmündedir. Otuz senelik muhaliflerin yaptığı istibdat lehine bu vaziyet çok ağır geliyor" diyor. (sf.110)

MAH raporundaki 22 belge

Başbakanlık Devlet Arşivleri’ndeki ‘gizli’ MAH (Millî Emniyet Hizmetleri Riyaseti/Millî İstihbarat Teşkilatı’nın eski adı) belgelerine göre; DP’nin iktidara geldiği 1950’den 27 Mayıs 1960’a kadar Said Nursi nefes alıp verişine kadar takip edilmiş. Mektupları, sohbetleri, gezileri, ziyaretine gelenler raporlara girmiş. Bediüzzaman’ın Risale-i Nurlar’ın yayılması ve basımı ile ilgili yazışmaları, il-ilçelerdeki ‘Nurcular’ın’ isim listeleri de raporlanmış. 22 başlık altındaki belgelerin neredeyse tamamı 1957-60 arasını kapsıyor. MAH belgeleri arasında DP milletvekili, il ve ilçe teşkilatlarından Menderes ile bakanlara yazılan mektuplar büyük yer tutuyor. (sf.29)

Başbakan’a şikayet

Bediüzzaman’a Isparta’da hürriyetinin sınırlandırılması, talebelerinin yazdığı bir mektupla Başbakan Adnan Menderes’e şikâyet ediliyor. 80 yaşında ve hasta olan, hayatını ilmî ve uhrevî sahada harcamış bir din âliminin, yanında bulunan iki hizmetçisi ile bile görüşmekten kaçındığı vurgulanan mektupta, Said Nursi’nin birkaç saat kalmak ve hava almak için Eğirdir’e geldiğinde (15.8.1957) arabasından inmesine bizzat kaymakam tarafından mani olunduğu belirtiliyor. (sf.90)

“…‘ÇOK GİZLİ MAH’ ibareli, 13 Ocak 1961 tarihli dosyada yok yok. Risale-i Nur’un basım ve tevzi işlerinden Risale-i Nur talebelerinin mektuplarına, kitap kataloglarına, el ilanlarına, Adnan Menderes ve milletvekillerine yazılan mektuplara, tebrik yazılarına varıncaya kadar her faaliyet MAH dosyasına girmiş.” (sf.20)

Bugün

Haber Ara