Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Maden kazasının bilirkişi raporu: Ölümleri kader değildi

Karadon'da 30 işçinin öldüğü maden kazasıyla ilgili bilirkişi raporu, patlamanın 'öngörülebilir ve önlenebilir' olduğu, bu nedenle kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığına işaret ediyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-04 09:20:24

Maden kazasının bilirkişi raporu: Ölümleri kader değildi


Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010 tarihinde 30 madencinin öldüğü grizu patlamasıyla ilgili 28 tutuksuz sanığın yargılandığı davada mahkemenin istediği 5’inci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, kazanın bir iş kazası olduğu ve taksirli eylem ile meydana gelen “öngörülebilir ve önlenebilir” olduğu, bu nedenlerle kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı açıklandı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında yerin 540 metre altında meydana gelen grizu patlamasında, ocakta galeri açma çalışmalarını sürdüren taşeron firma Yapı-Tek’te çalışan 30 maden işçisi öldü.

Facianın ardından dönemin Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner ile Yapı-Tek ortaklarından Halim Köse ve şantiye şefi Kadir İpek’in de aralarında bulunduğu 28 kişi hakkında “Birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.


Avukatlar bilirkişi raporlarına itiraz etti


Mahkeme, daha önceki duruşmada İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce hazırlanan 4’üncü rapora avukatların itiraz etmesi üzerine yeni bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verdi.

Bunun üzerine İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aralarında İş Güvenliği Uzmanı, Elektrik Mühendisi, Makine Mühendisi ve İnşaat Mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti 15 Temmuz’da 22 sayfalık raporunu tamamlayarak Zonguldak Başsavcılığı’na sundu.


Halim Köse ‘asli’ derecede kusurlu

Raporda, Yapı-Tek şirketinin ortağı Halim Köse “Asli” derecede kusurlu bulunurken, dönemin TTK Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner “Tali” derecede kusurlu bulundu.

Raporda, "Olayın bir iş kazası olduğu, taksirli eylem ile meydana gelen olayın 'Öngörülebilir-önlenebilir’ bir olay olduğu, olayın meydana gelmesinde kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı, olayda başkaca kusurlu bulunmadığı, kimsenin kasıt unsur ve davranışının söz konusu olmadığı" yönünde görüş bildirildi.


26 sanık kusurlu değil

TTK ve taşeron firma arasında organizasyondan kaynaklanan hatalar bulunduğu belirtilen raporda, tutuksuz yargılanan diğer 26 sanığın ise olayla ilgili kusursuz olduğu şu şekilde anlatıldı:

“Kaza olayında alt işveren ve asil işveren arasında organizasyondan kaynaklanan hatalar bulunmaktadır. Asıl işveren ve alt işveren arasında yapılan yazışmalardan, dosyada yer alan ifadelerden ve dosya genelinde yapılan incelemelerden sorumluluk, yetki iş tanımı anlamında bir belirsizlik ve kargaşa bulunduğu saptanmıştır. Yeraltı koşulları, özellikle Zonguldak kömür havzası bölgesinde kendisine has nitelikler taşımaktadır. Bu tür koşullar altında çalışmalar ise olayda olduğu gibi işleyişte aksaklıklar olmaktadır. Ancak bu hizmet kusurlarını tek bir kişide somutlaştırmak ise mümkün değildir. Sistem birbiri ile iç içe geçmiş, sorumluluk ve yetki anlamında uygulamada zorluklar olduğu için diğer 26 sanık kusurlu değildir."

Haber Ara