Bakan Müezzinoğlu,">
    Bakan Müezzinoğlu,">
    Bakan Müezzinoğlu,">

Dolar

32,2020

Euro

35,0069

Altın

2.504,53

Bist

10.643,58

Müezzinoğlu: 6 bin prematüre bebeği yaşatmak için anne sütüne ihtiyacımız var

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de her yıl 6 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğini belirterek, "Bu bebekler için diğer annelerin sütüne ihtiyacımız var ki o çocuğu yaşatabilelim." dedi.

    Bakan Müezzinoğlu,

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-03-15 09:56:00

Müezzinoğlu: 6 bin prematüre bebeği yaşatmak için anne sütüne ihtiyacımız var
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de her yıl 6 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğini belirterek, "Bu bebekler için diğer annelerin sütüne ihtiyacımız var ki o çocuğu yaşatabilelim." dedi.

    Bakan Müezzinoğlu, Sheraton Otel'de düzenlenen Zekai Tahir Burak Yeni Doğan Günleri programına katıldı. Müezzinoğlu, programın ardından basın mensuplarının anne sütü ve tam gün yasası ile ilgili soruları cevapladı.

    Tam gün ile ilgili ilkesel olarak hocaların mutlaka kurumları ile bir arada olması düşüncesine sahip olduklarını belirten Müezzinoğlu, "Hocalarımız kurumlarında hoca sıfatını taşıdıkları bir noktaya geldilerse o kurumu ile birlikte geldiler. Bundan sonraki mesleki hayatlarını da kurum merkezli olarak sürdürmelerini ilkesel olarak istiyoruz. Gerek izne ayrılan hocalarımız gerekse bu uygulamadan dolayı hastanelerinden ayrılmış hocalarımızın bundan sonraki süreçte kendi kurumlarında mesleki hayatlarını devam ettirmelerini istiyoruz. Ayrılmayan hocalarımızın da bu anlamda teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

    Öğretim üyelerinin kurumlarında daha çok mesai sarf etmeleri ve kurumlarının dinamiklerine daha çok katkı sağlamaları adına mesai sonrası saatlerde kurumunda ek mesai yapabilmeleri ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını belirten Müezzinoğlu, "Bunu Başbakanımız salı günü inşallah grupta açıklayacak. Hocalarımız bir değerdir ve bu değerden gerek Türk milleti olarak ülke insanımızın tamamı istifade etmeli gerekse uluslararası boyutta talep olursa üniversitedeki kurumun yönetim kurulunun izni ile yurt içi kurumlarda belirli zamanlı çalışmalarına izin verilebilir. Bu tamamen üniversitelerin yönetim kurumları kararı ile izinli olmalı." şeklinde konuştu.

    "EKONOMİK DURUMU NE OLURSA OLSUN 75 MİLYON HAK ETTİĞİ SAĞLIK HİZMETİNİ ALMALI"

    Kurumların dışında çalışan ve o kurumun ihtiyacı olan hocalarla da sözleşme yapılabilmesi gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu şunları söyledi; "Hocalarımızın kurum ile ilgili bir bağlantısı yok ama kurumun o hocaya ihtiyacı var o ihtiyacı giderebilmek için üniversitelerimiz kurumlarımızın yönetim kurulları ile dışarıdaki hocalarımız ile sözleşme yapabilmeli. Üniversitelerimizin yarınlara daha güçlü gidebilmeli, bilimsel gelişme ve araştırmaları güçlü yapabilmeli ve gerek ülke düzeyinde gerekse dünya ölçeğinde marka olabilecek yolculuğu hem hocalarımızla hem de kurumlarımızla birlikte 2 ayaklı bir yürüyüşle sağlıklı yapabilmeli. Ondan sonraki kısımlar detay. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve hocaların alacağı farklar detay. Başbakanımız bir kısmını salı günü deklare edecek bir kısmı izinde da yasal düzenleme gerekiyor. Maliyeyi ilgilendiren boyutlar var. Bunları da süreç içinde dinamik bir şekilde takip edeceğiz."

    75 milyon vatandaşın tamamının ekonomik durumu ne olursa olsun hak ettiği sağlık hizmeti mutlaka alması gerektiğini hatırlatan Müezzinoğlu, "Bunun yolları asla parası var mı yok mu ikilemine gelmeyecek şekilde statüsü korunacak. Parası olan hocaya gidecek değil. Hocanın yapması gereken bir ameliyatsa, bir müdahale ise benim en imkansız vatandaşımda bu hocanın bu kurumun hizmetlerinden istifade edecek." dedi.

    Anne sütü projesinin gönüllülük esasına dayandığını ve 20 milyon annenin gönüllülüğünü istediklerini belirten Müezzinoğlu, bu çalışmada gönüllülerinde duyarlıklarını da esas halinde almaları gerektiğine değindi. Annelerin sütü gönüllü verirken inanç değerlerinin korunup korunmadığını merak ettiğini kaydeden Müezzinoğlu, "Annelerimiz diyor ki beni bir inanç sahibiyim ve inancımın değerleri bu anlamda korunuyor mu bu ister Hıristiyan ister Musevi olsun. Ama ülkemizin büyük bir çoğunluğu Müslüman. Bizim annelerimizin bu anlamda inanç duyarlılıklarında ne isteniyorsa bu isteklerin düzenlemesini yaparak gönüllüğünü en üst düzeye getirmemiz lazım. Sütkardeşliği bizim inanç değerlerimiz arasında önemli bir unsur ise sütkardeşliği sistematiğini kayıtlarımıza geçmemiz lazım. Bunun içinde nüfus kütüklerimize annemiz kime sütünü vermiş hangi annenin sütünü hangi çocuğumuz almış ve bunlar arasındaki iletişimi en ideal şekilde nasıl yapabiliriz bununla ilgili kamuoyundan gelecek tedbir önerilerine de açık olarak tedbirleri yasal düzenleme gerekiyorsa yasal düzenleme yönetmelik düzenlemesi gerekiyorsa yönetmelik düzeyinde yapacağız." açıklamasında bulundu.

    Projede kamuoyunun desteğine ihtiyaç olduğunu, annenin belirli bir korku ve tereddütle sütünü vermekte çekimser davranması sonucu projeden arzu edilen verimliliğin sağlanamayacağını vurgulayan Müezzinoğlu şunları söyledi; "Her yıl 6 bin prematüre denilen erken çocuklarımız doğuyor. Bu 6 bin çocuğun yaşatılabilmesi için en önemli gıda ve ilaç anne sütü. Bunun ikisini bir arada veya ikisin yerini ayrı ayrı tamamlayacak dünyada herhangi bir gıda yok. Doğum gramajı bin 500 gramın altında olan 22-24 haftalık bir çocuğun emme refleksi yok ve annesinin miadına yaklaşmadığı için sütü yok. Bu bebekler için diğer annelerin sütüne ihtiyacımız var ki o çocuğu yaşatabilelim. O çocukları yaşatmayı ve sağlıklı bir nesli topluma kazandırmayı hedefliyoruz. İhtiyacımız olan annelerimizin bu konuya duyarlılığıdır. Annelerden bu duyarlılığı beklerken onların beklediği duyarlılığı biz göstermezsek bu proje tutmaz. Kamuoyu ve anneler bu sisteme güvenmeli hayırlı verimli faydalı bir iş yaptıklarına inanmaları kendilerinin yarın öbür gün bu anlamda sosyal anlamda da değerler anlamında da huzursuz olmaları konusunda en ufak bir hususun olmamasını önemsiyoruz. Fayda ve tedbir kısmını paralel götüreceğiz. Bu projeyi önümüzdeki günlerde bütün detayları ile olgunlaştırıp yasal düzenlemeleri ve kamuoyu ile birlikte uygulamaya sokacağız. Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde İçişleri ve Adalet Bakanlarımız ile koordinasyonlu bir şekilde çalışacağız."

Haber Ara