Dolar

32,5860

Euro

35,0210

Altın

2.457,15

Bist

9.772,87

'Asıl İsrailoğulları biziz'

Nüfusları sadece 766 kişi olan Samiriler, nesillerinin devamı için erkeklerin yabancı kadınlarla evlenmesine vize vererek kapılarını 'dışa' açtı...

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-27 09:27:19

'Asıl İsrailoğulları biziz'


TIMETURK / Haber Merkezi


Yer, İsrail yerleşim yerleriyle parçalanmış Filistin’deki Gerizim Dağı’nın etekleri. Tanya’nın apartman dairesi oldukça modern, kendisi de hayatından memnun görünüyor. Bir yandan canı gibi sevdiği kedisini kucağına almaya çalışırken, diğer yandan yabancı bir adamla nasıl bu kadar kısa bir sürede evlenebildiğini anlatıyor yüzündeki tebessümle. Şöminenin üzerinde asılı duran düğün fotoğrafını gösteren Tanya “Evlilik için tek şartım evde kedi beslemekti” diye özetliyor dest-i izdivacının önkoşulunu. Ukraynalı Tanya bir yıl kadar önce Batı Şeria’nın kuzeyindeki ‘Samiriye’ adı verilen bu küçük köye gelin gelmiş. Kocası Kamel’le, ülkesinde kadınlara yabancı damat adayları bulan bir ajansta çalışırken tanışmış. Kamel, Nablus’taki Samiri toplumuna mensup. ‘Dünya lügati’nde ‘Samiri’ kelimesinin karşılığında ‘yardımsever’ yazıyor ama günümüzde pek az kişi onların bir ‘efsaneden’ ibaret olmadığının farkında.


Tünelin sonundaki ışık

‘Yardımseverlikleriyle’ ünlü Samirilerin günümüzdeki nüfusu sadece 766 kişi. Nüfusun hiçe yakınlığı, bu küçük topluluk için iki ucu keskin kılıç. Samiriler içe dönük-dışa kapalı bir topluluk; diğer yandan ‘mecburi’ akraba evliliklerinden dolayı gelecek nesillerin sakatlıklarla boğuşma ihtimali bir hayli yüksek. Bu nedenle köyün büyükleri birkaç yıl önce ‘Samiri erkeklerinin yabancı kadınlarla evlenmelerine’ izin vermekten başka çareleri olmadığına karar kılmış. Ancak müstakbel gelinlerin Samiriliğe geçmesi ve düğünden önce 6 ay boyunca köyde yaşayıp yerel hayata ayak uydurmayı öğrenmeleri şartıyla. Tanya, kendisi dahil 11 Ukraynalı kadının daha Samiri erkekleriyle evlendiğini anlatırken, amaçlarının Ukrayna’daki yoksulluktan kaçmak olduğunu kesinlikle reddediyor. “Ukraynalı kadınların bir şekilde başka ülkelere gitmeye çalışmalarının tek nedeni parasızlık değil” diye sitem eden Tanya, “Yabancı erkeklerin daha eğitimli ve görgülü olduğunu düşünüyoruz. Zaten kadınlar da hep böyle erkeklerin hayalini kurmazlar mı?” diyor. Kocası Kamel’in de Tanya’dan yana hiçbir sıkıntısı yok. Hatta ilk tanışmalarını hatırlayınca gözlerinin içi parlıyor.


‘Asıl İsrailoğulları biziz’


Samirilerin tarihi ise zorluklarla dolu. Roma İmparatorluğu döneminde nüfusları 1 milyonu aşkın olan Samiriler tarih boyunca din değiştirmeye zorlanmış, tıpkı Romanlar gibi ‘istenmeyen halk’ yaftası yemişler. Bugün büyük çoğunluğu, ‘eteklerine yüz sürdükleri’ Gerizim Dağı’nın civarında, küçük bir kısmı da İsrail’in ikinci büyük şehri Tel Aviv’in yakınındaki Holon’da yaşıyor. Kökenleri, M.Ö. 720 yılında Asurluların altını üstüne getirdiği İsrail Krallığı’na dayanıyor. Din adamı Husney Cohen, Samiri mirasına sahip çıkan isimlerden. Cohen, küçük Samiri müzesini gezdirirken yıllarca bir köşede unutulup kalmış bir tarih kitabının tozlu sayfalarını karıştırır gibi duvardaki resimleri açıklamaya koyuluyor. Resimlerin yegâne amacı, ziyaretçilere Samirilerin ve İsraillilerin Yahudilik algısı arasındaki farkı göstermek. Samiri halkı, İbrahim peygamberin oğlu İshak’ı kurban ettiği yerin Gerizim Dağı olduğuna inanıyor. Bir diğer deyişle onların ‘vaat edilmiş toprakları’ Kudüs değil, Gerizim Dağı. Cohen, kutsal toprakları hiçbir zaman terk etmediklerini söylüyor ve devam ediyor: “İsrailoğulları çölde kayboldukları zaman Samiriler hâlâ burada yaşıyordu.” Samiriler, ‘çakma Yahudi’ olarak görülürken, Tevrat’ı da daha farklı yorumluyor. Bazı ibadetleri aptes ve namaza benzeyen Samiriler, İbranice değil Arapça konuşuyor.


‘Geleceğimiz parlak değil’


Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı Samirilerin, nesillerini yaşatmak için ‘kendi zincirlerini kırmak zorunda kalmış olmaları’ da ayrı bir gerçek. Twitter ve Facebook üzerinden dünyaya ‘Biz de buradayız’ mesajı veren Samiriler, bu sosyal paylaşım sitelerini ‘hayırlı bir iş’ için de kullanmaya başladı. Cohen’e göre bu ‘modernleşme’ süreci oldukça sancılı geçmiş: “Geleceğimizden endişe duyuyorum çünkü toplumumuza kabul ettiğimiz kadınlar bizim kadınlarımızdan çok farklı. Ama yapacak bir şey de yok.” Akraba evliliklerinin, çocukların sakat doğmasına neden olmasının yanı sıra Samiri toplumunda kadınların düşük yapma oranı da doğum oranını geçmiş vaziyette. Ancak Samiri toplumunun kapılarını dışa açmayı benimsediğini söylemek de henüz doğru olmaz.


‘Yabancı gelin bizi yozlaştırır’

Yabancı kadınların, yıllardır korumaya çalıştıkları gelenek ve dinlerini yozlaştıracağını düşünenler hâlâ çoğunlukta. Tanya ise bu hassasiyetin farkında. Bu sebeple de kocası Kamel’in kültürüne büyük bir saygıyla yaklaştığını anlatıyor.

(Radikal)

Haber Ara