Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Suriye İntifadası ve Kürtler

Suriye’de örgütlü Kürt muhalif akımların intifadaya karşı konumlarını doğru saptamak ve anlamak öncelikle bu sosyo-politik dinamiği kısa da olsa ele almayı gerektirmektedir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-01 12:44:29

Suriye İntifadası ve Kürtler
TİMETÜRK / Umut İslam Ayar 

Kürt sorunu genellikle karşımıza bölgesel bir sorun olarak çıktı. Sorunun Türkiye ayağı üzerine sayısız matbu eser ve çalışma yayınlandı tartışma programlarında yıllardır işlendi/tartışıldı ve hala tartışılmaya devam ediyor. Fakat sorunun diğer ayakları İran-Irak-Suriye Kürtlerini pek konuşmadık ya da Türkiye gündemi nedeniyle fırsat bulamadık. Bu üç bölgede de Kürtlerin kimlik eğitim vs alanlarda ciddi problemler yaşadığını görüyoruz.

Açıkcası bu durum aynı zamanda sorunun bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp daha geniş ölçekli değerlendirilmesi ve araştırılması gerektiği gerçekliğini gözler önüne seriyor. Bu konu derinlemesine işlenmeli ve üzerinden ciddi kafa yorulmalı.

Geçtiğimiz haftadan bu yana PYD’nin Suriye'de bulunan Dêrik, Tirbe Sipîyê, Qamişlo, Amûdê, Dirbêsyê, Serê Kanyê, Tel Ebyed, Kobanî, Ezaz, Efrîn, Heseke, Heleb bölgelerinde yönetimi ele geçirmesi üzerine tatışmalar yapılıyor.
Yapılan bu tartışmalarda PYD/PKK ilişkisi bölgenin sisyasi sosyal durumu üzerine , Bağımsız Kürdistan’a varana kadar birçok yorum ve tartışma yapıldı. Genel olarak bakıldığında Suriye Kürdistan’ı üzerine yapılan yorumların çoğu ne yazık ki ne gerçek nede tutarlı bir niteliğe sahip.

Yapılan yorumlarda iki türlü bir yanılgı ile karşılaşıyoruz.

Birincisi PYD ilişkilendirmesi üzerinden yapılan genel değerlendirme. İkincisi ise bölgede ki diğer Kürt Muhalefetini tanımama durumu. Ne yazık ki bu iki olguyu ele aldığımızda yapılan yorumların hakkaniyet ve adalet ölçüsü gözetilmeden yapıldığı durumu ortaya çıkıyor.

Geleneksel Kürt coğrafyasının bütünü içerisinde en küçük ve nüfus yoğunluğu itibariyle de en düşük birimi oluşturan Suriye Kürdistanı, Suriye’nin genel nüfusu içerisinde ikinci büyük etnik topluluğu oluşturmaktadır. Bu sosyal dinamik yarım asrı aşkın sorunlu yapısıyla Suriye’nin dünü ve bugününü etkilediği gibi, yarınını da geniş oranda etkileme potansiyeline sahiptir. Uzun zamana yayılan inkâr ve imha politikası sonucunda mevcut düzene karşı duygusal kopuşu yaşayan bu dinamik nüfus, her an patlamaya hazır bir bomba hükmündedir.

Dolayısıyla Suriye Kürtleri, olanca ezilmişlikleriyle beraber son kertede Suriye’deki yerleşik düzeninin de intifadanın geleceği açısından da takınacakları tavır ve tutum itibariyle kilit rolünü oynayabilecek dinamik bir özne pozisyonunda. Kürt dinamiğinin bu stratejik önemi ise hem mevcut iktidar ve hem de muhalefet tarafından bilinen bir durumdur.

Ülkede devrim ve karşı devrim sancılarının yoğunlaştığı son süreçte Baas iktidarının ilk etapta “Kürtleri tanıyacağız!” beyanı bunun resmi göstergelerinden birini oluştururken, öte yandan havuca uzanmaya tenezzül etmeyen Kürtleri ise sopa göstererek terbiye etmeye çalıştığı açıktır. Dünyaca ünlü Suriyeli Kürtçe edebiyat uzmanı ve aynı zamanda Mişel Temo’nun yakın arkadaşı olan Helîm Yûsif’ın da tespit ettiği gibi Temo’nun öldürülmesi de bu amaca mebnidir.

SURİYE KÜRTLERİ DİRENİŞE KATILMADI MI?

Başladığı günden bu yana ne katliamlar ve ne de direniş yoğunluğu açısından bir düşüş yaşamayan intifadada Suriyeli Kürtlerin konumu sürekli dezanformasyonlar ve saptımalar ile bir başka boyuta taşınıyor. Esed destekçisi veya PYD ile ortak hareket ettiği iddiası dile getiriliyor. Hâlbuki gerçekten Suriye gündemi yakından takip edilirse böyle olmadığı görülecektir.

Konuya dair muhtelif zaman ve zeminlerde yazılanlara karşın yine de genel olarak Suriye’deki örgütlü Kürt muhalefetinin intifada karşısındaki konumuna dair bet bir bilgi sahibi değiliz.

Suriye'de başlayan direnişe bağımsız olarak Kürtlerin aktif destek verdiği biliniyor hatta Kürt bölgesinde kurulan Mişel Temo Birliği, ayrıca Qamuşlu ve Hasekide düzenlenen Esed karşıtı gösteriler Kürtlerin yönetime karşı tavrını açık ortaya koyuyordu.
Fakat bu duruma rağmen PYD üzerinden genel bir tespit yapılarak bölge muhalefetinin Esed karşıtı mücadelesi yok sayılmaya görmezden gelinmeye çalışıldı. Merkez medyanın başını çektiği bu kampanya uzun bir süre “Kürtlerin Esed desteği” şeklinde işlenerek belli bir algı yaratılmaya ve bu algı üzerinden bölge halkının tamamını mahkûm eden bir yaklaşım ile işlendi.

Bugün Suriye Kürtleri üzerinden yapılan yorumlarda düşülen yanılgının bir sebebi bu. Ne bölgeyi nede Kürt muhalefetini yeterince tanımıyoruz. Hatta geçtiğimiz günlerde Suriye Kürt bölgesini ziyaret edip dönüşte bölgede halkın %87’si PYD ‘yi destekliyor diyen Akit Gazetesi yazarı Serdar Arseven tebessüm ile karşılamaktan başka bir şey gelmiyor ama bu durumun böyle olmadığını belirtmek farzı kifaye oldu sanırım.

PYD NEDİR?

Gerek Suriye’deki Kürt partileri ve gerekse de genel kamuoyu tarafından “Suriye PKK’si” olarak tanımlanan bu hareket, Suriye Kürdistanı’nın ikinci büyük partisidir. PYD’nin İntifadaya karşı yaklaşımı ve genel anlamda Suriye politikası PKK’nin doğrusal yönlendirmesi altında olup hareketin kendisi de bu durumu sahiplenmektedir. Suriye İntifadasıyla ilgili olarak PYD’nin çeşitli zamanlarda kendisine yakın kaynaklarda yayınlanan duyuru-bildiriler incelendiğinde hareketin Suriye’deki duruma açıklık getirmede karmaşa yaşadığı ve kendi tutumunu açıklamaya zorlandığı rahatlıkla görülebilir.

PYD, İntifadaya neden katılmadığı eleştirilerini kimsenin kendilerini bu konuda suçlayamaya hakkı olmadığı, keza kendilerinin 12 Mart 2004’ten bu yana zaten intifada halinde oldukları savı ile cevaplamaktadır. Yine hareket Suriye Milli Meclisi’ni AK-Parti hükümetinin taşeronluğunu yapmakla suçlamakta ve bu oluşum içerisinde yer alan Kürtleri ihanet ve aldatılmışlıkla suçlamaktadır. Yine hareket Suriyeli Kürt partilerinin özellikle de genç unsurların İntifadaya katılımlarını ve SMM’yi tahfif etmektedir.

Öte yandan PKK önderliğinin Kürtlere en insanlık dışı uygulamaları reva görmeyi sistemleştiren Baas rejimi tarafından yıllarca desteklenmesi çelişkisine açıklama getirmeyen PYD’nin İntifadanın arifesinde PKK’nin “demokratik özerklik” söylemini Suriye’de hayata geçirmeye kalkışması, tabanını “Halk savunma güçleri” adı altında silahlandırması, başına buyruk “Halk mahkemeleri” kurması vb. yönelimlerini hem ENSK bileşenleri hem de Geleceğin Partisi ciddi bir tehdit unsuru olarak görmekte ve bu gidişatın Suriye Kürdistanı’nda bir iç çatışma riski olarak yorumlamaktadırlar. Hatta Geleceğin Partisi’ne göre PYD’nin bu politikaları bilfiil Baas rejimi tarafından Suriye’deki Kürt muhalefetine karşı bir tehdit olarak desteklenmektedir.

ŞEPEL/KÜRT GELECEĞİ PARTİSİ VE MİŞEL TEMO

Mişel Temo’nun liderliğini yaptığı bu hareket, Suriye Kürtleri arasında hızla yayılan ve aynı şekilde Suriye muhalefetiyle de uzun soluklu istişari birlikteliği olan bir partidir. Enternasyonel bir Sol programa sahip olan ŞEPAL, Kürt sorununun çözümüne uzanan yolun bir bütün olarak Suriye’de hâkim Baas vesayetinin tasfiyesinden geçtiğini düşünmekte ve bunun da ancak Suriye muhalefeti ile ortak mücadele birlikteliği yoluyla başarılabileceğini savunmaktadır.

Taban düzeyinde bölgenin en önemli üçüncü partisi olan ŞEPAL’in lideri Mişel Temo, gerek PYD dışındaki Kürt muhalefeti gerekse de genel anlamda Suriye muhalefeti tarafından bilinen ve kendisine güvenilen bir şahsiyet. Ne var ki Temo, hâkim kanaate göre Suriye muhalefeti ile ilişkilerinden rahatsız olan PYD güçleri ile Baas’ın ortak bir operasyonuyla öldürülmüştür. Yine ŞEPAL’in bir diğer yöneticisi olan Ciwan Mihemed Qetne’nin de 25 Mart’ta kaçırıldıktan kısa süre sonra ölü olarak bulunması olayında da hareket PYD’nin parmağı olduğunu düşünmektedir. Qetne, aynı zamanda Mişel Temo’nun yiyeniydi.

ŞEPAL, hem taban hem de yönetim düzeyinde Kürt bölgelerinde İntifadada aktif rol oynamaktadır. Yine bölge halkının İntifadaya katılımının PYD tarafından engellenmeye çalışıldığını savunan hareket, PYD’nin Suriye Kürdistanı’nda PKK’nin de desteğiyle tek hâkim güç olma çabasında olduğunu söylemektedir.

SURİYE’DE KÜRT ULUSAL HAREKETİNİN ŞEKİLLENİŞİ

Suriye’de örgütlü Kürt muhalif akımların intifadaya karşı konumlarını doğru saptamak ve anlamak öncelikle bu sosyo-politik dinamiği kısa da olsa ele almayı gerektirmektedir.

Genel olarak çok dilli ve çok dinli bir mozaiğe sahip olan modern Suriye’de Kürtlerin konumunu inceleyen üç şekilde inceleyebiliriz:

1) Hz. Ömer’in hilafetinden Osmanlı’nın çözülüşüne kadar ki süreçleri içeren bu aşamada Kürtlerin modern Suriye’nin de dâhil olduğu Bilad-i Şam’ın sosyal ve siyasal yapısı içerisindeki yerinin uluslaşma dönemindekine benzer sorunlu bir tablo arzettiği savı -sınırlı çaptaki bir kısım romantik milliyetçinin iddiasının aksine- olgusal açıdan kanıtlanamaz. Kürt tarihi alanında eser vermiş hemen tüm araştırmacıların da kabul ettiği üzere bir edebiyat dili olarak Kürtçenin en çok olgunlaştığı ve Kürt nüfus arasında etnik homojenleşme düzeyinin üst seviyeye çıktığı en verimli dönem, İslam egemenliği olarak kabul edilen bu dönem olmuştur.

Öte yandan bu dönemler boyunca İslam coğrafyasında oluşan siyasal ve kültürel yapılarda da katkıları bulunan Müslüman Kürtler, ta Eyyubiler döneminden bu yana İslam ümmetinin toplumsal muhayyilesinde ayrıcalıklı bir yer edinmişlerdir.

Eyyubilerin Şam’ın göbeğinde inşa ettiği yapılar da, onların bakiyesi olan Milli vb. muhtelif Müslüman Kürt aşiretleri de bugünkü Suriye’nin merkezi bölgelerinde hayatiyetlerini sürdürmektedirler. Suriyeli Kürtler bu dönemde Selahhaddin-i Eyyubi, İbn Teymiyye vb. öncü şahsiyetleri aralarından çıkarabilmişlerdir.

2) Osmanlı’nın yıkılışından Suriye’nin Fransız emperyalizminden ayrılarak bağımsız bir ulus-devlet haline geldiği 1946 yılına kadar ki zaman dilimini kapsayan bu dönemde Suriye sosyo-politik yapısı içerisinde Kürtlerin konumu alabildiğine karmaşık bir durum arzetmektedir.

Ümmet coğrafyasının bir yandan emperyalist işgale ve diğer yandan da birbirini besleyen ulusçu didişmelere sahne olduğu bu dönemde çizilen ulusal sınırlar içerisinde Suriye Kürtleri karmaşık tutumlar geliştirmişlerdir. Bu dönemdeki karmaşık tutumlar ve farklı gelecek arayışları zemininden kısa vadede kazançlı çıkanlar, örgütlü seküler Kürt yapıları olmuştur. Keza Frenk işgalinin hâkim olduğu bu dönem, seküler-laik temelde oluşan “Kürt Rönesansı”nın da miladı olarak kabul edilmektedir. Söz konusu dönem boyunca Osmanlı bakiyesi Anadolu’da oluşturulan ulusçu Kemalist diktatörlüğe kıyasla Suriye’deki emperyal vasatta alabildiğine yayılma imkânı bulan laik Kürt ulusçuluğu, özellikle de yapısal ve kültürel olarak sağlam bir altyapı oluşturmayı başarmıştır.

Suriye’de Arap ulusçuluğunu dengelemek ve TC’nin Suriye sınırlarında kalan bazı bölgelere dönük iddialarını püskürtmek için dönemin Fransız emperyalizmi kültürel temelde oluşmaya başlayan ve sonrasında örgütlü-organik bir harekete dönüşen Kürt ulusçuluğunu desteklediği gerçeği, Suriye Kürtleri konusunda kapsamlı bir eserin yazarı olan ve Kürt ulusçularınca da takdirle karşılanan Harriet Montgomery tarafından da kabul edilmektedir.

3) Genel olarak Suriye’nin modern bir ulus-devlet şeklinde ortaya çıktığı 1946’dan başlatılıp hem baba, hem de oğul Esad’ı içerecek biçimde 17 Mart 2011 İntifadasına kadarki süreçlerin toplamını kapsayan bu dönem, Kürtler açısından birkaç alt döneme ayrılarak incelenebilir.

1946-1963 arasında gerçekleşen 21 askeri darbesiyle bu dönem Suriye’si tam bir darbeler çöplüğüne dönüşmüştür. Yeni Suriye’yi kurmak için Arapçılık retoriğinin öne çıktığı bu geçiş döneminde sistem istikrar ararken, Arapçılık retoriğinden dışlanan Kürt etnisitesi de kendisini oluşturma çalışmalarıyla meşgul olmuştur. 1963’teki Baas darbesi ise muhalefetin tümünün yanında kendini oluşturma arifesinde olan Kürt ulusal hareketini de bir daha toparlanmamak üzere hırpalamıştır. Baas içindeki Nusayri kökenlilerin liderliğini yapan Hafız Esad’ın gerçekleştirdiği 1970 darbesi ve sonrası ise bu olguyu daha bir pekiştirmenin ötesine gidememiştir.

PYD, ESED KARŞITI MI ESED DESTEKÇİSİ Mİ?

Esed güçlerinin Afrin-Kobani bölgesi başta olmak üzere Kürt bölgelerinden askerlerini geri çekmesi siyasi bir hamle ve bölgeyi PYD’ye mi terk etti yorumları ile beraberinde getirmişti. Esed güçlerinin bölgeden çekilmesi üzerine bölgede zafer ilan eden PYD’nin bu hareketi ni şaşkınlık ile karşıladığımı belirtmek isterim intifada sürecinin başlangıcından bu yana PYD Esed güçleri ile pragmatik sentezci bir ilişki kurarak intifadaya karşı bir tavır almıştı.

Hatta Kürt bölgesinde gerçekleşen Esed karşıtı gösterileri sabote ettiği ve bölge halkına en az Esed kadar zorluk yaşattığı aşikar bir durum. Bugün bölge Kürtlerinin çoğunluğu bu nedenden dolayı PYD’ye karşı tavır almıştır. Ne PYD’yi ne PKK sişyasetini benimser bölge halkı bu durum halkın onca zulüm ve yokluk yaşamasına rağmen PKK/PYD’nin Esed rejimini ile girdiği organik ilişkiden kaynaklanıyor.

Bugün bölgede üç ana unsurdan bahsedebiliriz. Genel olarak Talabani-Barzani ve Apo üzerinden örgütlenen örgütlü Kürt muhalif hareketi içerisinde - PYD hariç-İntifada sürecine başlangıcından bu yana sahiplenmiş ve aktif katılım sağlamıştır.
PYD’nin başkanı Salih Müslim kürt bölgesinde zafer ilan ettikten sonra Suriye Muhalefetini batı güdümlü hareketler olarak telin etmiş Kürt hareketine ise antiemperyalist bir misyon biçmiştir.

Aradan 2 gün bile geçmeden Anf’ye verdiği röportajda Özgür Suriye Ordusu ile dost olduklarını intifada sürecini desteklediğini belirtmişti. Bu iki durum PYD’nin konumunu belirlemede bir kafa karışıklığı yaşadığı ortaya çıkıyor.

Gelinen noktada Suriye Kürt ulusal hareketi çok parçalı bir nitelik arzetmektedir. İç çekişmeler ve ayrışmalar temelinde çeşitlenen bu hareketi oluşturan toplam 14 partiden söz edilmekte. Bu irili ufaklı partiler arasında gerek süreklilik, gerekse de nicelik olarak en büyüklerinin de el-Parti, PYD ve Kürt Geleceği Partisi (ŞEPAL) olduğu kabul edilmekte iken, geriye kalanların ise bu ana partilerden kopan unsurlarca kurulan marjinal oluşumlar olduğu anlaşılmaktadır

Bu partiler ve programları özetle şöyledir:

1. Kürt Demokratik İlerleme Partisi: İlerici Parti adıyla da bilinen partinin başında 1965’ten beri Abdülhamid Hacı Derviş bulunmaktadır. Parti Kürtleri Suriye ulusal yapısının bir parçası olarak görmekte ve Kürtlerin kültürel, sosyal ve siyasi haklarını gerçekleştirme amacını gütmektedir.

2. Kürt Demokrat Vatansever Partisi: 1998 yılından beri Tahir Sadun Sifuk’un liderliğini yaptığı parti aynı zamanda Vatansever Parti olarak da bilinmektedir.


3. Kürt Demokratik Eşitlik Partisi: 1992’den beri Aziz Davud’un liderliğini yürüttüğü parti aynı zamanda Eşitlik Partisi olarak da bilinmektedir.

4. Kürt Özgürlük Partisi: 2011 yılında kurulmuş olup liderliğini Mustafa Hıdır Oso yürütmektedir.


5. Kürt Sol Partisi: 1998 yılında kurulduğundan beri liderliğini Muhammed Musa yürütmektedir. Parti Kürtlerin Suriye’deki nüfus oranına göre yasama, yürütme ve yargı kurumlarında temsil edilmesi gerektiğini savunmaktadır.

6. Kürt Demokratik Birlik Partisi: İsmail Umar’ın 2010’da ölümünden beri yeni bir lideri yoktur. 1993’ten beri parti genel sekreterliğini Muhiddin Ali yürütmektedir. Parti diğerlerine oranla daha geniş desteğe sahiptir.


7. Kürt Birlik Partisi: 2010’dan beri liderliğini İsmail Hami yürütmektedir. Kısaca Yekiti Partisi olarak bilinen Kürt Birlik Partisi Kürtlere yaşadıkları bölgelerde kendi kendini idare hakkını talep etmektedir. Yine Sol Parti gibi Kürtlerin toplam nüfustaki oranına göre yasama, yürütme ve yargı kurumlarında temsil edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Parti Suriye’deki en geniş tabana sahip Kürt partilerinden birisidir.

8. Suriyeli Kürt Demokrasi Partisi: Cemal Muhammed Baki’nin 1997 yılından beri liderliğini yürüttüğü partidir.


9. Suriye Kürt Demokrasi Partisi: Nasruddin İbrahim’in 1997’den beri liderliğini yürüttüğü parti Kürtlerin sosyal, siyasi ve kültürel haklarının sağlanması amacını taşımaktadır.


10. Kürt Demokrasi Partisi: Abdurrahman Aluji’nin 2004’ten beri liderliğini yürüttüğü partidir.

11. Suriyeli Kürt Demokratik Uzlaşma Partisi: Demokratik Birlik Partisi’nden 2004’ten ayrılarak kurulan partinin liderliğini Fevzi Aziz İbrahim yürütmektedir.”


Kürdü Arabı, Müslümanı gayrimüslimiyle yarım asırdır Baas diktatörlüğünün vesayeti altında ezilen bütün Suriye halkı için 18 Mart 2011 İntifadası istikrarlı bir özgürlük girişimi olarak sürmektedir. Artık inşallah zafere doğru yaklaşan İntifadaya karşı Suriyeli Kürt siyasi hareketlerinin yaklaşımının aynı olmadığı anlaşılmaktadır. Yine de el-Parti/ENKS’nin oportünist yaklaşımı ve PYD’nin direnişe katılımı engelleme çabalarına rağmen ŞEPAL hareketi ve etki alanındaki kitlelerin İntifada sürecine katılımı yoğunlaşmaktadır.


Rabbimizden dileğimiz, inşallah müstaz’af Suriye Kürtlerinin de  aktif katılımıyla gerçekleşen Suriye halkının özgürlük ve adalet intifadasının biran önce zaferle sonuçlanmasıdır.
___________________________________________________________________________________________________

Kaynakça
Helîm Yûsif, “Mişel Temo”, www.diyarname.com
Bkz: 12.03.2012 tarihli nüshasında Rûdaw’ın PYD yöneticilerinden Aldar Xelîl ile yaptığı röportaj
PYD’nin konuya yaklaşımının ayrıntıları için resmi sitesi olan http://www.pydrojava.net adresindeki Duyurular kısmına bakılabilir.
Sîrwan H. Berko, “PYD Dixwaze Hêza Xwe ya Leşkerî Xurtir Bike.”, Rûdaw, 26.03.2012.
Haksöz Dergisi sayı 253 / Haşim Ay – İntifada’nın 1. Yılında Suriye Kürtleri
Temo’nun hayatı ve siyasal mücadele seyri ile ilgili olarak kapsamlı bir çalışma için bkz: Helîm Yûsif, Mişel Temo, http://diyarname.com/niviskar.asp?Idx=885
“Li Dirbêsiyê çalakvanek kurd hat kuştin”, Rûdaw. 25.03.2012.
Örnek olarak hareketin Avrupa kolunun yaptığı açıklama için bkz: “Suriyeli Kürtler: PYD Kürtlerin Yeni Diktatörü mü?”, www.haksozhaber.net
Harriet Montgomery, “Suriye Kürtleri-İnkâr Edilen Halk”. S.: 43-44. Avesta Yay.
Haksöz Dergisi sayı 253 / Haşim Ay – İntifada’nın 1. Yılında Suriye Kürtleri

Haber Ara