Dolar

32,2265

Euro

35,0727

Altın

2.502,55

Bist

10.643,58

Hizayı bozan gençlik!

Özgür Açılım Platformu Çıkış ve Kaim’den sonra üçüncü yıllığı Mesel’i yayımladı. Platform'un çağrısında, 'Herkesi kendi imtihanında sahneye çıkmaya, banttan değil canlı yayına, başrol oynamaya, genç olmaya ve genç ölmeye çağırıyoruz” denildi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-17 13:57:55

Hizayı bozan gençlik!
Fatiha Suresi ile açılan ve Asr Suresi ile kapanan yıllığın iki kapağı arasında genişçe bir soruşturma dosyası öne çıkıyor.

“Nasıl bir Müslüman Gençlik Hayal Ediyorsunuz?” sorusu üzerine Abdullah Yıldız, Abdurrahman Arslan, Abdurrahman Dilipak, Abdülaziz Bayındır, Ahmet Faruk Ünsal, Ahmet Mercan, Ahmet Örs, Ahmet Varol, Ali Ünal, Asım Gültekin, Atasoy Müftüoğlu, Ayşe Şener, Cihan Aktaş, Hilal Kaplan, Hüseyin Akın, Lütfi Bergen, Merve Kavakçı İslam, Metin Önal Mengüşoğlu, Muharrem Balcı, Nureddin Şirin, Ramazan Kayan, Senai Demirci, Sibel Eraslan, Süleyman Gündüz, Ümit Aktaş ve Yıldız Ramazanoğlu ‘nun duygu ve düşünceleri okurlarla buluşuyor.

Özgür Açılım Platformu, Mazlumder, Şefkatder, Akder, Emek ve Adalet Platformu, Kalplere Sevinç Bırakanlar İnisiyatifi ve Mavera Gençlik Hareketi ile birlikte sene içinde sokak eylemleri yapmış, evsizlerin hallerine dikkat çekmişti. Bu çalışmaların mahsulü olarak Türkiye’de evsizlerin durumu “Evli Evine, Evsizler Nereye?” adlı dosyada ele alınmış.



Mesel’in diğer dosyası Türkiye’de büyük bir sorun olarak ötelenegelen ‘zorunlu askerlik’ ile alakalı: “İbadetten İhanete Vicdani Ret”

Abdurrahman Arslan, Adam Deen, Ali Emre, Ali Ural, Beytullah Önce, Davut Erkan, Muharrem Balcı, Ramazan Kayan ve Serdar Bülent Yılmaz ile yapılmış söyleşiler, okurlara farklı farklı alanlarda, güncelliğini yitirmeyecek konuşmalar dinleme imkanı sunuyor.

‘Esirgeyen, bağışlayan direnmenin adıyla’ Atasoy Müftüoğlu’na armağan edilmiş Yıllık’ta Atasoy Müftüoğlu’nun gençlerle birlikte okuduğu, üzerinde dersler yaptığı kitapların listesi de yer alıyor.

Mesel’i Bansky, Hasan Aycın ve Yusuf Kot’un karikatürleri; Ammar Kılıç, Salih Adıyaman ve Abdullah Sabit Tuna’nın afiş ve İllüstrasyon tasarımları derinleştirmekte.

Mescitlerde, üniversitelerde, öğrenci evlerinde veya kültür sanat merkezleri ve benzeri yerlerde karşınıza çıkabileceği belirtilen eser, hediye edilmek üzere infak edilmiş olup, ücretsizdir.



Mesel’de Özgür Açılım Platformu’nun bir Çağrı’sı var:

“Bismillahirrahmanirrahim.

Alemlerin Rabbi Allah’a hamd,
O’nun Resulü Hz. Muhammed Mustafa’ya selam olsun.

Kur'an'ın öğütlediği bir varoluş mücadelesinin peşinden gitmek istiyoruz. Adilliğin, hakperestliğin, şahitliğin ardından peşisıra koşmaktır niyetimiz. Sevgili Peygamberimizin (s.) adımlarını 'yoldaki işaretler' kabul edip, O’nun çizdiği ufka gözümüzü dikiyoruz. En derin, en ince ve en yüce anlamlarla donanan hayat kitabımız Kur'an'ı düne terketmeyecek; görünmeyen geleceğe, ütopyalara kurban vermeyeceğiz. O, zamanlarüstü olduğu kadar, bu zamanın da sokaklarını adımlar. Güne bakar. Bugünün gerçekliğine temas eder, yoksa İslam adına ortaya konan herbir söz, tavır, çaba hayalî zeminlerin, romantizmlerin, nostaljik duygulanmaların birer enstrümanına dönüşecektir.

Biz genciz ve ilhamımızı Kur'an’dan alıyoruz. Kralın karşısına dimdik çıkan Mağara Arkadaşları'ndan, Calut'u alnından indiren Davut'tan, İsmail'den, Yusuf'tan, Mus’ab'dan, Hüseyin'den alıyoruz.

Bugünün dünyasının Türkiye'sinde, Kur'an'ı okuyan gençler olarak gidişata dair söyleyebileceğimiz sözlerimiz var mı? Hangi sorumluluk alanlarına ait hissediyoruz kendimizi? Nelerden rahatsızız? Kimleri rahatsız ediyoruz? Kendi aleyhine dahi olsa adaletle hüküm veren kişiler miyiz? İzzet ve şerefi heva ve heveslerde değil de Allah’ın yanında biliyor ve bulabiliyor muyuz?
Biz ikilemler, tutarsızlıklar, sanılar ve sanallıklar çağında doğan gençler; İslam'ın üflediği ruhtan, dinamizmden ne ölçüde besleniyoruz? Zihnini, kalbini ve vicdanını kolaycılıkla başkalarının eline teslim eden edilgenler miyiz? Karışıp kalabalıklara, herkesleşerek, hüsrana mı döküleceğiz bu gidişle; bu gidiş nereye?

Genç olmak en velûd zaman ve imkândır; burada soruyor ve sorguluyoruz.

Türkiyeli Müslümanların hatırı sayılır bir kısmı konfor ve iktidar keyfi sürerken, hatırı sayılmayan bir ‘azınlık’ ise, içine düşülen zihnî sömürgelikten özgürleşme derdinde.

İnsanı doğaya, doğasına, fıtratına, Yaratıcısına yakınlaştırma mücadelesi vermekle emrolunmuş müslümanlar son 10 yılda ‘orjinal’ bir bahaneye tutunmuş görünüyorlar bu topraklarda: “Bizimkiler iktidarda!”

‘Bizimkiler iktidarda’ olduğundan, değişimi parlamento siyasetinin dar kalıplarında aramak yeterlidir! Düzenin kendisiyle hesaplaşmak bir kenara bırakılabilir! Müslümanlar sistemle girişilen Hak kavgasından başka semtlere taşınabilir! İzle gör politikasına güdümlü kalabilir! Öyle ya, “bizimkiler iktidarda!”

Birileri risk almadan ve sıkıntı çekmeden cennete gitme formülü bulmuş, bu formülü kurumsallaştırmış ve hatta ‘kimliğe’ bürümüş olsa da müslüman akıl bilir ki Kur’an ve Peygamber Hayatı aksini söyler. Müslüman akıl bilir ki ‘şeytan’ güncelliğini yitirmez!

Biz, üniversite çevresinde bir araya gelmiş müslüman gençlik, insanlık tarihinin en eski ve gerekli davetini yineliyor, batıl karşısında hakkı teklif ediyoruz.

Herkesi kendi imtihanında sahneye çıkmaya, banttan değil canlı yayına, başrol oynamaya, kendi şiirini okumaya, ilahî koroya katılmaya, baharlara kapılmaya, mazlumlara yardıma, zulümlere isyana, erdemliler ittifakına, Fatiha’da Biz’e, vakfedilmiş İz’e, bin tefekküre, bin tezekküre, bin teşekküre, genç olmaya ve genç ölmeye çağırıyoruz!”



Haber Ara