Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Kurbanlık alırken dikkat!

Kurbanlık hayvanlarda kesim öncesi ve sonrası kontrolün, yaygın olarak görülen tüberküloz ve şarbon gibi insan sağlığını tehdit eden hastalıkların tespiti açısından son derece önemli olduğu bildirildi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-28 12:54:21

Kurbanlık alırken dikkat!
Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sinan Sağlam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerel yönetimler başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar ile alışveriş merkezlerinin, veteriner hekim kontrolünde yaptığı kurban satışlarının güvenli olduğunu, sorunun daha çok mahallinde yapılan kurban satışı ve kesimlerinde yaşandığını söyledi.

Sağlam, mahallinde yapılan kurban satışlarında en çok iki konunun suiistimal edildiğine dikkati çekerek, besili göründüğü için gebe hayvan ve yaşı küçük hayvanların satılmasına çok sık rastladıklarını, özellikle fiyatları nispeten düşük olması nedeniyle tercih edilen dişi hayvanlarda kötü bir sürpriz yaşamamak için gebelik muayenesinin uygun olacağını belirtti.

-''Taze balık seçmeye benziyor''-

Hastalıklı veya sağlıklı bir hayvanı diğerlerinden ayırt edebilmek için basit bazı işaretlere, bulgulara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Sağlam, şunları kaydetti:

''En basit ve pratik şekilde, hayvana baktığınız zaman gözünün, aşırı kırmızı, donuk veya akıntılı olması bir hastalık emaresidir. Gözün çok parlak ve bize bakan yönüyle çok canlı olması gerekiyor. Taze balık seçmeye benziyor. İkinci işaret burun akıntısı. Özellikle burundan bir akıntı geliyorsa da şüphelenecekler. Hatta ilimizde şu an duyduğumuz kadarıyla belli mihraklarda şap hastalığı yaygınlaştı. Bunda da burun akıntısı ve tırnak aralarında herhangi bir yara bere yoksa, hayvan sağlıklıdır. Üçüncü olarak deriye bakmak lazım, eğer hayvanın derisi parlak, narin gözüküyorsa bu hayvan sağlıklı bir hayvandır. Bir de hayvanı yürüttüğünüzde sağlıklı bir yürüyüş sergilemesi gerekiyor. Hayvan donuksa, yürümeye mecali kalmamışsa, bu da bir hastalık emaresidir. Yani parlak, canlı göz, akıntısız burun ve parlak bir deriye sahip olması ve normal bir yürüyüş sergilemesi basit anlamda hayvanın sağlıklı olduğunu gösteren en tipik işaretlerdir.''

-''Hayvan tüberkülozu çok yaygın''-


Fiziki kontrolün önemli, ancak her zaman yeterli olmayabileceğine işaret eden Sağlam, şöyle devam etti:

''Görsel olarak baktığımız zaman bir hastalık çıkmıyor, ama üzülerek ifade edeyim ki hayvan tüberkülozu çok yaygın. Biz çok karşılaşıyoruz. Özellikle kendi avlusunda, bahçesinde kesim yapan yurttaşlarımız bayram sırasında acilen bizlere ya da meslektaşlarımıza başvurup, kestikleri hayvanın iç organlarını beğenmediklerini söylüyor. Bu çok yaygın. O yüzden, unutmamak lazım ki en iyi kontrol kesim sonrası yapılandır. O nedenle veteriner kontrolünün yapıldığı yerlerden kurbanlık almak en garantili yoldur.''

-En tehlikelisi şarbon ve tüberküloz-


Mahallinde kesim yapan vatandaşları özellikle insan sağlığını tehdit eden şarbon ve tüberküloz konusunda uyaran Sağlam, bu hastalıkları taşıyan hayvanlara ilişkin şu bilgileri verdi:

''Vatandaşlarımızın özellikle şöyle bakması lazım; kaburgalarda beyaz, pembe, krem tarzında karnabahar gibi üremeler varsa ve akciğer kaburgalara yapışıksa ve yine bağırsaklarda irin odakları ve kırmızı kırmızı yaygın kanamalar görüyorsa o hayvanı hemen bir veteriner hekim çağırarak baktırması gerekiyor. Aksi takdirde tüberküloz taşıyan o et tüketime girdiği zaman ciddi insanlara bulaşma yapabiliyor.

Kesim sonrası bölgemizde görülen şarbon (antraks) çok tehlikelidir. Eğer hayvan kesildiği zaman kan pıhtılaşmıyorsa, yani 3-5 dakika geçmesine rağmen kan hiçbir surette pıhtılaşmıyorsa, hayvan kesildiğinde özellikle anüsünden kan geliyorsa, yine dalak çamur renkli ya da koyu renkte ise ve normalden çok büyük, iki misli büyüklüğe çıkmışsa burada mutlaka hemen kesim durdurulmalı. Çünkü bu bulaşı eldeki çizik, çatlaklardan da geçiyor. En tehlikelisi şarbondur. Şarbona karşı çok ciddi şekilde dikkatli olalım. Böyle bir durumda hemen bir veteriner hekime başvurulmalı ve teşhis konulmalıdır.''

Sağlam, ayrıca hayvanlarda bağırsaklardaki pis koku ile karakterize olan ''koyun-keçi vebası'', yalancı tüberküloz, çiçek, şap ve yanıkara gibi hastalıklara da rastlanıldığını belirtti. Sağlam, çok tehlikeli olan ''delidana'' hastalığının bugün itibarıyla Türkiye için tehdit oluşturmadığını bildirdi.

Sağlam, fiziki görüntü kontrol edilirken, kulak küpesinin de aranması gereken özellikler arasında bulunduğunu belirterek, bunun en azından hayvanı satın alacak kişiye bir güvence verdiğini belirtti.

VETERİNE KONTROLÜ ÖNEMLİ AMA YETERLİ DEĞİL

Kamuoyunda kurbanla ilgili değerlendirmelerin çoğunun doğru bulmadıklarını belirten Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi yetkilileri ise bir hayvanın yeteriner kontrolünden geçmesinin önemli olduğunu ancak yeterli olmadığını belirtti.

Veterinelerin açıklamalarınının zaman zaman ticari kaygılarla yapılabildiğini belirten Gıda Hareketi yetkilileri, açıklamalar genellikle endüstrinin çıkarına olan bir dille yapıldığını söylüyorlar.

Merada beslenen hayvanların kurbanm edilmesini öneren Gıda Harekeri, hazır yemlerle beslenen hayvanları çoğunun sağlıksız olduğunu ve besin değerinin bulunmadığını belirttiler.

Arî türler olarak gösterilen montofon ineği veya besili kosunlar yerine kara inek olarak bilinen besisi klasik büyükbaş ve keçilerin kurban edilmesini öneren Gıda Hareketi lideri ve Timeturk yazarı Kemal Özer kurban hayvanları şöyle sıraladı:   Bir: Modern hayvan hapishanelerinde veya ahırlarda endüstriyel yemlerle beslenen semiz büyükbaşlar.   İki: Yine modern hayvan hapishanelerinde veya ahırlarda endüstriyel yemlerle beslenen koyunlar.   Üç: Kırda bayırda serbest otlayan keçi veya koyunlar.   Dört: Batılı bilgiler ışığında “ıslah” edilmemiş klasik büyükbaş hayvanların yazları merada otlayan, kışları ise samanla beslenenleri.
Kurbanlıklarla ilgili ilginç sorular soran Özer farklı bir tartışma alanı başlattı.

Bir: Hayvanların fıtratıyla oynamak, yani Bakara 205’e muhalefet etmek caiz mi, değil mi?   İki: Hayvanları haram, necis ve kimyasal katkılarla beslemek caiz mi?   Üç: Yiyenleri hastalandıracak hayvanlardan kurban olur mu ve etleri yenir mi?   Dört: Antibiyotik deposuna dönüştürülen hayvanların etlerini yiyenlerin yakalandıkları hastalıklarda tedavi edilemez duruma düşmeleri söz konusu ise bu etleri yemek caiz mi?   Beş: Zulme uğradığı bilinen bu hayvanları alıp kesmek, zulüm sisteminin devamına yardım etmek sayılır mı? Sayılırsa bu hayvanlardan kurban olur mu?
İşte Kemal Özer konuyla ilgili yazıları:

Bu bayram ‘tavuk mu kessek’ ne?

Türkiye’nin insan, deprem ve hayvan gerçeği

Haber Ara