Cumhurbaşkanı Gül'den 29 Ekim mesajı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesi ile bir mesaj yayınladı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-28 12:13:55
Aziz Vatandaşlarım,
Cumhuriyet'in kuruluşunun 88. yıl dönümünde sizleri sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
En büyük bayramımızı coşkuyla kutluyor, Cumhuriyetimizi 88. yılına ulaştırmanın kıvancını ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Türk milleti, Atatürk'ün önderliğinde insanüstü bir gayret ve fedakarlıkla, bağımsızlık mücadelesinde eşsiz bir zafer elde etmiş, Cumhuriyet'in kurulmasıyla da, kendi devletinin yegane sahibi olmuştur.
Cumhuriyet, milli egemenliğe dayanan, gücünü halktan alan, iktidarın millete ait olduğu bir rejim demektir.
Türkiye'nin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak, kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi düzenine, güçlü bir ekonomiye ve "yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi temelinde aktif bir dış politikaya sahip olması, hiç şüphe yoktur ki milletimizin en önemli kazanımlarıdır.
Dünyanın 16., Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olan Türkiye, istikrar içerisinde üretmeye ve büyümeye devam etmektedir. Avrupa ve Amerika'da tüm dünyayı etkileyen ekonomik gelişmeler meydana gelirken, Türk ekonomisi kırılganlıklara karşı daha dayanıklıdır.
Dünyanın da yakından takip ettiği gibi, son yıllarda demokratikleşme alanında gerçekleştirilen kapsamlı düzenlemeler, ülkemizi çevremizde değişim isteyen halklar için bir ilham kaynağı haline getirmiştir.
Arap coğrafyasında yaşanan gelişmelerin, ülkemizin bölgesindeki seçkin konumunu, sahip olduğu değer ve ilkelerin önemini gösterdiği inancındayım.
Türkiye'nin dikkat çeken bir başka yönü ise, akılcı, gerçekçi bir dış politika izlemesi, bölgesinin ve dünyanın istikrar, huzur ve refahı için daha çok gayret sarfetmesidir. Türkiye çözüm odaklı politikalarıyla, ihtilafların çözümünde aktif rol üstlenmektedir.
Gururla ifade etmek isterim ki, her alanda büyük dönüşümler yaşayan Türkiye geleceğin ülkesi olarak gösterilmektedir.
Bugün bir taraftan Cumhuriyet Bayramı'nın coşkusunu yaşarken, diğer taraftan Van'da meydana gelen depremin acısını da yüreğimizde hissediyoruz.
Marmara Depremi'nin ardından en büyük felaketlerden biriyle karşı karşıyayız.
Depremin duyulmasıyla tüm Türkiye adeta seferber olmuş, en hızlı şekilde hareket etmiştir. Devletimiz, milletimiz, sivil toplum örgütlerimiz, arama-kurtarma ekipleri tüm imkanlarıyla oradadır. Herkes olağanüstü bir gayretin içindedir. Vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması, enkaz altında kalanların kurtarılması, büyük acıların içerisinde sevindirici haberler alınması amacıyla takdirle karşıladığımız çalışmalar yürütülmektedir.
Halkımız, dayanışmanın, yardımlaşmanın ve kardeşliğin en güzel örneğini vermiş, Van için tek yürek olmuştur.
Depremin yaralarının da, kısa sürede sarılacağından herkes emin olmalıdır.
Van depremi, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinin yanı sıra, ihmal ve sorumsuzlukların yol açtığı yıkımları da bir kez daha hatırlatmıştır.
Bu nedenle bina kalitesizliği sorununun çözülmesi ve denetimlerin artırılması başta olmak üzere, gerekli kararların alınması ve tedbirlerin uygulanması konusu üzerinde titizlikle durulmasının önemine dikkat çekmek istiyorum.
Bu vesileyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ailelerimizin acısını paylaşıyorum. Çalışmalarını sürdüren tüm ekiplerimize takdirlerimi ifade ediyorum. Zor günümüzde yanımızda olan, bizlere destek veren tüm ülkelere de bir kez daha teşekkür ediyorum.
Değerli Vatandaşlarım,
Terör saldırıları neticesinde, çok sayıda asker ve polisimizin şehit olması, bu büyük bayram günündeki bir başka üzüntümüzü oluşturmaktadır.
Terörle mücadele, hiçbir müsamaha gösterilmeden, etkin ve sonuç alıcı bir şekilde, çok boyutlu bir anlayışla sürdürülmektedir. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelen saldırılar, en ağır şekilde karşılık bulmaktadır.
Devletin şefkatinin, suçsuz insanların korunması konusundaki azami özeninin, asla bir zafiyet olarak görülmemesi gerekir.
Terörün hiçbir haklı gerekçesi veya meşruiyeti olamaz. Çünkü terör, nereden gelirse gelsin büyük bir insanlık suçudur ve dünyanın ortak sorunudur.
Terör ve şiddetle hiçbir yere varılamayacağının artık anlaşılması gerekir. Hiç kimse, sokak ortasında masum insanları, hayatının baharında gençleri katletmenin, devletin güvenlik güçlerine saldırı düzenlemenin, bölge insanının demokratik talepleriyle bir ilgisi olduğunu iddia edemez.
Kahraman güvenlik güçlerimizin bu mücadeledeki fedakarlıkları her türlü övgünün üzerindedir. Bu vesileyle, aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyor, gazilerimizi minnetle yadediyorum.
Kıymetli Vatandaşlarım,
Cumhuriyet'in 88. yılını kutlarken, ülke olarak geldiğimiz seviyenin ve önümüzdeki dönemde yapılması gerekenlerin gözden geçirilmesi, ülkemizin istikrar içinde gelişmesi yönünden büyük önem taşımaktadır.
Bu süreçte, toplumun gelişimi istikametinde yeni bir anayasanın hazırlanması başta olmak üzere reformları sürdürmek, ekonomimizin rekabet gücünü yükseltmek, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi evrensel değer ve ilkeleri en ileri standartlarda hayata geçirmek zorundayız. Bu konuda toplumsal bir mutabakatın sağlanmış olmasını memnuniyetle karşılıyorum.
Sağlıklı bir değişim gerçekleştirmek için halkın ve dış dünyanın ihtiyaç ve dinamiklerini doğru şekilde anlayabilmenin ve bunlara uygun yapıcı politikalar üretmenin şart olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Hiç şüphe yoktur ki, Cumhuriyet'in reformist ve dinamik bir yapıda kurulmuş olması, bugün ve gelecekte güçlü adımlar atılması konusundaki en önemli dayanağımızı oluşturacaktır.
Bu duygularla, yurt içindeki ve dışındaki bütün vatandaşlarımızın, yarınlarımızın teminatı sevgili çocuklarımızın ve gençlerimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu toprakları vatan yapan tüm kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum. Bütün vatandaşlarımıza bu büyük bayram gününde selam ve sevgilerimi sunuyorum.
Haber Ara