Ölüm mukadderattır, ama insanların ölümüne sebep olmak alçaklıktır. Dün bir alçaklığa daha imza atıldı, Diyarbekir'in Sur içinde Şeyh Mutahhar camiinin gölgesinde. Tahir Elçi'yi vurdular… Merhumun son konuşmalarındaki tabiriyle, Dört Ayaklı Minarenin ayaklarına kurşun sıktıkları gibi… Tahir Elçi'ye de kurşun sıktılar.
Mazlum Kürd halkının kanları üzerinde yazılan senaryoda, rol üstlenen kriptolar kahrolsun. Dağda ve şehir varoşlarında kazdıkları hendeklerle aslında, kendi mezarlarını kazan ve o mezara cesetlerinden önce, Kürd gelenek ve göreneklerini, ahlak ve terbiyesini, insanlık sevgisini, namus anlayışını gömen kiralık lejyonerler kahrolsun.
Bölgenin yıllar yılıdır, yaşadığı huzursuzluk, yaşadığı gerginlik ve akıttığı gözyaşı kaderi değildir.
Kürdlere kriptolar tarafından dayatılan bir zulümdür. Bu zulmün tek amacı Kürdleri inanç iklimlerinden değer yargılarından uzaklaştırarak, onları kökleri kurumuş azınlıklara payanda yaparak, şüheda toprakları üzerinde ve haçlı zihniyeti patentini taşıyan güruhlara kantonal yapılar ihya etmektir.
ABD bunun sevdalısıdır, İngiltere bunun hasreti içindedir, Almanya bu proje de bir aktördür, Fransa Ermeniler için yanıp tutuşmaktadır, İsrail büyük topraklar hayali içinde ve İran mezhebi taassubun girdabında, Çaldırandan bu yana Müslüman ve suni Kürdlere hırlamaktadır.
Tahir Elçi'ye kıymak isteyenler sahipleneceği, Şeyh Mutahhar Camiinin dört ayaklı minaresinin ayaklarına kasti kurşunlar harcadılar, onu oraya çekmek zor olmayacaktı. Hendeklerin kazıldığı mahallerdi oralar, sokağa çıkma yasağının zaman zaman yaşandığı sur içinde, bilerek ve tasarlayarak
Tahir Elçi'yi vurdular…
Bu provokatif ölüm, kırk yıllık terör örgütünün iç çekişmesinin ilk kez dışa yansımasıdır, sonun başlangıcı ve bir hiç uğruna bedenleri toprağa verilen, onbinlerce kandırılmış Kürd gencinin, hazin hikâyesinin günümüze yansıması olarak dün tarihe geçti. Seküler Kürd siyasetinin ve sempatizanlarının önündeki tek hedefleri, artık Tahir Elçiler gibi değerlerinin ölmemesi olmalıdır. Şehir yapılanmalarına, emperyal güçlere taşeronluk yapan dağ baronlarına, karşı duruş sergilemelerinin zamanı geçmeden bunu yapmalılar.
Bunu yapmaları onlar için ileride bizzat Kürd halkı tarafından değerlendirileceğini bilmelerinde fayda vardır…
Yoksa Tahir Elçi'nin arkasında timsah gözyaşlarını dökerek, Tahirler ölmez demenin bir anlamı olmadığı gibi, daha çok ölümlere çağrı yapacaklarından hiç şüphe yoktur.
Merhum Tahir Elçi'ye ve onun konuşma etkinliğinde görev alarak şehit düşen iki polisimize, Allah'tan rahmet dilerken, onların toprağa verilen bedenlerinin bu ülkenin birlikteliğine ve birlikte yaşamanın ebedi olacağına milletçe inancımız tamdır.
