İşte o yazı:
Türk medyası birkaç gündür magazin programında Montrö Uluslararası Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili yaptığı yorumlar nedeniyle Hakan Ural'ı gündeme oturttu.
Hakan Ural'ın bir magazinci olarak ele aldığı bu konu pekçok kişiyi rahatsız etti.
Vayyyy sen misin bir magazinci olarak bu tarz konulara giren!
Ural'ın yaptığı yorumlarda bilgi noksanlığı da olabilir yanlışlar da.
Ardından onu eleştirenlerden toplum olarak "doğruları öğrenmiş" olduk...
Artı, Hakan Ural'ın magazin programını izlediğinizde aslında onun yaptığı ekonomik,güncel, sosyal ve kültürel alanlardaki değerlendirmelerinde ne derece fikir sahibi olduğunu da görebilir, iyi bir okuyucu olduğunu anlarsınız....
Kaldı ki bir magazin programında illa bir sosyete dedikodusu, bir şarkıcının bacak boyu ya da bir mankenin derin dekoltesi mi tartışılmak zorunda!
Ülke sorunlarına değinilen başka "derin" konulara girilemez mi?
Hakan Ural'ın bu konuyla gündeme gelmesi zaman zaman bize bellek tazeleten manken Aysun Kayacı'nın sözlerini yeniden hatırlattı.
"Benim oyumla dağdaki çobanın oyu eşit mi!" diyerek aslında Kayacı Türk demokrasisine yeni bir açılım sundu.
Bakın bugün hala bu sözlerin ne derece derin bir anlam taşıdığını tartışıyoruz.
Bir manken illa podyumda yürüyecek ya da bir reklam filminde eline aldığı sabunlu suyla araba yıkayacak değil.
Elbette kendi politik görüş ve söylemi olacak.
Bugün en ciddi bildiğiniz televizyon kanallarında çizgi film karakterlerini aratmayan tiplerin yorum yaptığını görmüyor musunuz?
Akademik unvanlarıyla kanal kanal gezerek topluma sözde ayar vermeye yeltenen, siyasi kırıntı peşinde koşan yorumculara şahit olmuyor musunuz?
Bugün haber programı sunanların hepsinin iletişim mezunu olduğunu mu sanıyorsunuz?
En ciddi programda boy gösterenlerin derin ilim sahibi oldukları kanaatinde misiniz?
Ortada bir sorun varsa, ki var... Toplumun her kesimi her platformda bunu dile getirebilme hakkına sahip olmalı.
Doğru veya yanlış, katılır ya da katılmazsınız...Ama herkesin bir fikri olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.
Her fikir saygı görmeli...
Halkın önceliği farklı aslında. Bakmayın siz.
Ekran karşısında Montrö Sözleşmesi tartışmalarına gözünü kilitleyen vatandaşın beyni aslında yarın hangi marketten domatesi kaça alacağında...