Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

Ümit Aktaş: Sandığa neden gitmedim?

Yazar Ümit Aktaş Timeturk okuyucuları için yazdığı özel yazısında 7 Haziran Genel Seçimleri'nde sandığa gitmeyenlerden birisinin kendisinin olduğunu söyledi ve neden oy kullanmadığını açıkladı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-08 15:01:36

Ümit Aktaş: Sandığa neden gitmedim?

ÜMİT AKTAŞ | TİMETURK

Bu seçimde sandığa gitmeyenlerden birisi de benim. Elbette gidenler kadar gitmeyenlerin de kendilerine özgü gerekçeleri var; ki bu gerekçelerin birçoğu belki gidenlerden daha güçlü argümanlara dayanmakta ve bu da İslamî ya da demokratik tepki veya endişelere dayanmakta. Dolayısıyla aklı başında siyasal hareketler bu tepkileri ve “sessiz” eleştirileri dikkate alarak buradan dersler çıkarmasını bilir.

Öncelikle şunu belirteyim ki AK Parti iktidarı, bir zamanlar tahayyül edemeyeceğimiz bir Türkiye manzarasını gerçekleştirdi ve Türkiye'ye oldukça önemli şeyler kazandırdı. Türkiye bu iktidar süresince aslında oldukça saçma olan birçok korku ve kaygılarından kurtularak büyük ölçüde normalleşti ama tam olarak değil. Gerçi bu sonuç, yıllar yılı süren ve birçok isimsiz kahramanın mücadelesi sayesinde gerçekleşti. Dolayısıyla AK Parti'yi iktidara getiren de aslında bu sessiz kahramanlar. Ama AK Parti süreç içerisinde bu basit gerçekliği unutarak tarihi ters tarafından okumaya başladı. Sanki kendisini iktidara getiren bu sessiz kahramanların mücadelesi değilmiş de, kendisi giderek kendisine tâbileştirmeye çalıştığı bir “sessiz kitle”yi yaratmış gibi bir havaya bürünmeye başladı. Milletin hadimliğinden efendiliğine doğru giden bir iktidar yolundan tırmandıkça, ortaya konulan icraatların diyeti olarak, sessiz ve kendisine tâbi bir kitle üzerinden politika yapmanın mümkünlüğüne dair bir zehaba kapıldı. Aslında kendisine verilen desteğin sabırla sürdürülen bir kredi olduğunun farkına varamadı.  Dolayısıyla da yapması gerekenin, seçim barajını düşürmekten siyasal partiler yasasını değiştirmeye kadar bir yığın yasayı değiştirmek olduğunu unutarak, demokratik (buna istişarî ya da katılımcı siyaset de diyebiliriz) siyaseti giderek halkın “reaya” olarak kabul edildiği geleneksel kodlara oturtmaya çalıştı. Nitekim son seçim sürecinin temel stratejisi olan başkanlık sistemi de aslında bunun yasal bir zemine kavuşturulma çabasından başka bir şey değildi. Ama ne var ki bu niyet, işte o “sessiz”(leştirilmiş) kitle tarafından doğru bir biçimde okunarak reddedildi.

Ama sorun sadece bu değildi. Özellikle son iktidar dönemi içerisinde yapılan, kendisinden ders çıkarılamayan ve dolayısıyla da sürecin bu sonuca doğru evrilmesinde temel etken olan birkaç vahim hatadan söz edeceğim:

-AK Parti'yi diğer partilerden farklı kılan temel yön, gerçek anlamda bir Türkiye partisi olması ve özellikle de siyasetin ve sosyolojinin temel fay hattı olan Kürtlerle Türkler arasındaki ayrışmayı engelleyen ve ülkeyi bu anlamda bütünleştiren bir omurga niteliğine sahip olmasıydı. Dolayısıyla da bir çözüm sürecini sürdürebilecek aslî aktör de Ak Parti'ydi. Bu konuda da, kimi itirazlar olsa da, toplumun genel bir desteğine sahipti. Ama Roboski olayında (28 Aralık 2011) takınılan “devletçi” tutum, Kürtler kadar insaf ve merhamet sahibi olan tüm insanlara da “eyvah, Ak Parti'yi de kaybettik, o da devletleşmekte ve ordunun katliamlarını desteklemekte” dedirtti. Bu, belki ilk kırılmaydı ama vicdanlarda derin bir yara açılmıştı. Sonuçta meselenin yargısal olarak üstü örtüldü ama hak ve merhamet sahibi olan vicdanlarda bu olay asla unutulmadı. Üstelik bu yara, Kobani olayları meselesinde bir kere daha kanatıldı.

-AK Parti'nin başlangıçta İslam ülkelerine ayrım gözetmeksizin yürüttüğü olumlu tutum, özellikle Suriye meselesi sonrasında giderek mezhepçi yaklaşımlara doğru evrilen bir biçimde bozulmaya uğrayarak, bu temel stratejiden bir kopmaya dönüşmüştür. Bu konuda başlangıçta alınan ve Suriye muhalefetini destekleyen tutum doğru olsa da, süreç içerisinde ortaya çıkan kaos, Suriye'de bu şartlarda olumlu bir sonuca gidilemeyeceğini belirginleştirdiği halde, AK Parti bu stratejisini onarmak yerine, takındığı tutumda körcesine ısrar etmiş ve sonuçta ise sadece Suriye değil, Irak da bir bataklığa gömülmüş; üstelik uzun zamandır günyüzüne çıkamayan mezhepçi eğilimler ve politikalar dirilerek bölgesel bir soruna dönüşmüştür.

-Bir başka sorun ise Taksim, Gezi Parkı olayının başlangıcındaki, temelde çevre duyarlılığına dayanan tepkinin algılanamaması ve hatta yanlış bir algı yaratılmasıdır. Oysa gösterilen duyarsızlık ve tekebbür sonucu ortaya çıkan birçok vahim olay, gelinen noktanın başlangıçta kabullenilmesiyle önlenebilirdi. Yine benzer bir duyarsızlık da İstanbul'un tarihi siluetini kirleten gökdelenler karşısında sergilenen trajikomik yaklaşımlardı. Bütün bunlar ise çevre, şehir ve toplumun arsız bir rantçılık ve kapitalizme kurban edilmesiydi. Bunlar da Ak Parti'nin başlangıçtaki çizgisinden bir kopma ve kırılma noktasını açığa çıkaran egemenlere teslim olma durumunu ortaya çıkaran işaretlerden birkaçıdır.

-17/25 Aralık 2013 tarihinde, kuşkusuz belli bir operasyon amacıyla yapılan yolsuzluk soruşturmasında, bu olaya karıştığı iddia edilen bakanların görevlerinden alınmalarına rağmen, yargıda ve mecliste “aklanması”, bu yetmezmiş gibi bu bakanların dönemin başbakanının balkon konuşmasında yanında olmaları, yine adalet ve hak gibi duyarlılıklara karşı bir aldırışsızlık olarak görüldü ve özellikle Ak Parti seçmeni (en azında bir kısmı), bu durumun Ak Parti'nin temel ilkeleri olan “yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele” ilkesinden bir sapma olarak algılanmasına yol açtı.

-Elbette ki bu süreç içerisinde gerek dershanelerin kapatılması, gerekse “paralel yapılanma”ya karşı verilen mücadele kararları doğruydu. Ama bunların salt “doğru” oldukları için değil de, yolsuzlukların üstünün örtülmesi için verildiğine dair şüphe, verilen bu mücadeleyi de şaibeli hale getirdi. Öyle ki Ak Parti o güne kadar sistemi değiştirmek için verdiği mücadeleyi bırakarak, paralel yapı ile mücadeleyi esas alan bir biçimde sistemin tahkimatına yöneldi. Hatta bu yüzden darbeci subaylara karşı verilen mücadele bile tavsatılarak, neredeyse bu çevrelerle bir işbirliğine gidildi. Oysa bu paralel yapıyı, onca eleştiri ve tepkiye rağmen bu noktalara kadar taşıyan da Ak Parti'ydi ve bu durum, çoğu kez birçok kişinin haksızlıklar ve adaletsizliklere uğratılarak mağdur edilmesiyle gerçekleştirilmişti. Üstelik mağdur edilen bu insanların birçoğu da aslında Ak Partiliydi. Beri yandan bu mücadelenin bu kadar üste çıkarılması, birçok önemli sorunu ikincilleştirdiği gibi, Ak Parti iktidarının konsantrasyonunun bozulmasına da yol açtı. Ak Parti artık giderek savunma pozisyonuna geçen ve enerjisini sistemi değiştirmek ve yenilemek yerine kendisini savunmak için kendisiyle özdeşleşen devleti tahkime harcayan savunmacı bir partiye doğru evrilmeye başladı.

-Bir diğer kırılma noktası ise Soma faciası ve Ak Parti'nin burada aldığı yine aynı savunmacı refleksti. Elbette bunda “adalet” kavramından yoksunlaştırılmış olan bir “kalkınma”cılığın geldiği noktanın savunulması gibi bir refleks vardı. Özellikle Başbakanın danışmanının bir göstericiyi tekmelemesi ve bunun cezasız kalması, Ak Parti'nin artık yoksulların değil de, mütekebbirlerin yanında yer aldığına dair bir fotoğrafı alenileştirmişti.

-Bir diğer sorun ise Ak Partinin yine bu dönemde ısrarcı olduğu “başkanlık sistemi” meselesidir. Öyle ki bu yüzden aslında çok önemli ve acil bir sorun olan anayasa değişikliği rafa kaldırılarak, sistem değişikliği bile bu şartın akabine ertelenmiştir. Neticede ise Ak Parti, yıllardır yine bu çevreler tarafından eleştirilen MGK ve YÖK gibi darbe ürünü kurumları giderek savunmaya başladığı gibi; Diyanetin farklı dini anlayışlara kapalı yapısının değiştirilmesi ya da özerkleştirilmesi, ana dilde eğitim hakkının sağlanması, vatandaşlık tanımının makulleştirilmesi gibi çabalarından da vazgeçmiştir.

Üstelik geçtiğimiz yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması ama yine de bir parti başkanı gibi hareket etmesi, daha önceki Özal ve Demirel örnekleri ortada iken bunların dikkate alınmaması, benzeri bir biçimde Ak Partiyi zayıflatan bir etken oluşturmuştur. Bu şartlar içerisinde girilen seçim sürecinde Erdoğan'ın bir “yarı başkan” olarak ama bu konuda hiçbir yasal düzenleme yapılmadığı halde ve devlet imkânlarını kullanarak sahaya inmesi, olumsuz bir etki uyandırmıştır. Bu seçimde Ak Parti, aslında hiçbir toplumsal karşılığı olmayan başkanlık sistemini temel seçim stratejisi haline getirirken, öte yandan ise HDP'yi barajın altına itmek gibi aslında hatalı ve centilmence olmayan bir stratejiye dayanmış, ama her iki strateji de seçmen tarafından tepki ile karşılanarak, kayıplarının en önemli nedenini oluşturmuştur. Oysa centilmence davranıp barajı düşürmüş olsaydı, HDP özellikle doğu illerindeki seçmenden bu kadar tepki oyu alamayacak ve oy oranını bu kadar yükseltemeyecekti.

Bu süreç içerisinde giderek sağcılaşan ve devletin Kemalist mevzilerine yerleşen AK Parti, yeri geldiğinde Atatürk'ten, yeri geldiğinde ise Menderes'ten itibaren çizilen muğlak bir Milli İrade kavramı ile daha çok sağcı ve devletçi bir parti hüviyetine bürünmüştür. Yayınladıkları bildirilerle Ak Partiye kayıtsız şartsız destek veren İslamcı cemaatler ise, AK Parti'nin toplum üzerinde olumsuz etkiler yapan bu yönlerine dikkat çeken, bunların düzeltilmesini isteyen eleştirel bir tutum almamış ve en azından bu yönde de bir bildiri yayınlamamış; bu ise parti yönetenleri nezdinde her şeyin yolunda gittiği gibi bir izlenim uyandırarak gidişatı daha da pekiştirmiştir.

Beri yandan halkın isteklerini artık dikkate almayan ve yapılan hizmetleri bir diyet mevzusuna dönüştüren bir iktidar kibri, ve yine adayların belirlenmesinde izlenen büsbütün merkezcil (dolayısıyla otoriter ve vesayetçi) tutum gibi daha birçok etken üzerinde ise durmaya gerek bile yok.

Kısacası, daha bir seçim öncesine kadar bir ölçüde de olsa eleştirileri dikkate alan, kendisi kadar sistemi de değiştirmeye çalışan bir “hareket”, oldukça önemli bir seçim sürecindeki stratejisini giderek kendi iktidarını güvencelemekten öte bir anlam ifade etmeyen bir başkanlık sistemi savunusuna dayandırınca, seçmen nezdinde, “ötekiler gelir” korkusundan öte bir sandığa gitme gerekçesi de kalmamış olmaktaydı. Bu da, çok da kaybedecek bir şeyi olmayanlar açısından bir korku değeri ifade etmediği gibi, bir heyecan da uyandırmayan bir etkendi. Çünkü oraya bir şey yapmak için değil, bir şeyi engellemek ya da yaptırmamak için gitmekteydiler. Kısacası bu da, sandığa gitmeme tavrındaki “protest” yön kadar olumlu bir anlam taşımamaktaydı. Unutulmamalı ki her oy değerlidir ve kimse kimsenin bir oy deposu değildir. Kaldı ki hiçbir icraat, bir diyet ödeme mevzusuna da gerekçe kılınamaz; hele hele böylesi bir telmihin bizzat kendisi bile, ciddi bir tepkiyi hak etmektedir.

Sonuçta ise ortaya çıkan durum, sadece bir uyarıdır; kesin bir yenilgi değil. Tabir caizse seçmen AK Parti'nin sakallarını kesmiştir, kolunu değil. Gelinen bu noktada, tüm bu sorunlar bir kez daha gözden geçirilmeli ve politikalar yeniden revize edilmelidir.

Beri yandan ortaya çıkan tablo doğru okunur ve değerlendirilirse, belki daha olumlu bir dönemi de başlatabilir. Şöyle ki, Türkiye'nin şu andaki en önemli sorunu çözüm sürecidir. Dolayısıyla seçmen bir anlamda Ak Parti'nin bu süreci doğrudan HDP ile yürütmesine de karar vermiştir. Dolayısıyla AK Parti sonucunun ne olacağı belirsiz bir erken seçim düşüncesini kesinlikle bir yana bırakarak HDP ile bir koalisyon yapabilir ve gerek çözüm sürecini, gerekse başkanlık sisteminden sarfı nazar eden bir anayasa değişikliğini bu yolla daha rahat bir biçimde gerçekleştirebilir. Unutulmamalı ki önemli olan krizleri bir soruna değil, fırsatlara dönüştürebilmektir.

hülya
Az önce 2010 da seninle yapılan bir röportajı okudum ve burada yazılanların konjonktürel (doğru mu yazdım?:)olduğunu düşündüm. Zaman bu, akıp gidiyor..., biz de beraberinde gidiyoruz. Bu arada akp de gidiyor. Bu gidiş nereyedir onu da bilmiyoruz, Allah alem.(Ben oy verdim, elbette ki akp'ye:)
Tebeşir
Sayın Ümit AKTAŞ keşke neden sandığa gitmeyeceğim deseydi.Skoru görünce ''neden sandığa gitmedim'' demek pek ümit abiye yakışmamış.
Ahmet Karaca
Müneccim gelecekten haber verirken önündeki çukuru görmemiş düşüp ölmüş.Ümit Beyde herşeyden yazıyor ama.....! Feraset başka bir şey.
abidin dumrul
seçimden önce
mali
Aynı düşünceleri paylaşıyorum tebrik ederim Seçimden aylar öncesiden belkide yüzde 90 aynı şeyleri islamiçevrelerde paylaştığım için çok sert tepkilerle karşılaşmıştım oysa hatalarını yokmuş gibi göstermeye çalışmak düşük seviyedeki insanların karakteridir DER ÜSTAD KONFÜÇYÜS
osman ak
senin bu kadar konusmaya ne hakkin var.oy dahi atmamissin ayni arbanin icindeysek ? VIRAJDA DIREKSIYONU BIRAKMAK HANGI AKLA HIZMET EDER; SORUMSUZLUK ?
melek
Sayin yazar ne olursa olsun mutlaka bir aydin olarak oyunuzu kullanmaliydiniz sonra bu elestirilerinizi secimlerden once yapmali ve herkesi uyarmaliydiniz bu sizin gibi aydinlarilir olurda hic kimse kusursuz degildir ama bu secim sonuclari cok agir ak partiye ihtar verelim diye yapilan is butun dunyadaki dusmanlari zil takip oynatiyorsa ulkemize agir bedeller odetiyorsa bunca yapilan guzel isleri engelliyorsa halkin cebinden alip zil takip oynayan yerli yabanci monserlerincebinidolduruluyorsa turkiyeyr umut baglayan mazlumlari aglatiyorsa dogru bir is degildir
Fatma Akdokur
Devamla:Genç arkadaşlar, başörtülü kardeşler, ümmet bilinci yüksek dostlar, öfkeye kapılıp suçluyu yanlış yerde aramak, hadi vaz geçelim, suçlu aramak yerine yanlışları, hataları tesbitte yardımcı olan yazar, fikir insanı dostlara kulak verelim; yeniden yeni bir sayfa açalım: Daha doğru, daha dürüst, daha şeffaf, daha eşitlikçi hakça bir dünyaya doğru. Selam ve saygılar.
Aynur Ç.
Düşündüklerim dile gelmiş, altına imzamı atıyorum.
TUFAN ÇELİK
Ümit bey oy vermediğin bir seçimde HDP ile koalisyon aklını veriyorsun.Ben ALLAH ŞAHİTTİR AK Partiye oy verdim.Yine ALLAH şahit olsun ki,senin gibi gafillere uyupta terörist sarjörü hdp ile koalisyon yapan bir AKP ye asla oy vermem.
Emre a.
ALLAH ım içimizdeki beyinsizler basiretsizler yüzünden helak etme bizi.
HÜSEYİN ÇİÇEK
Siz oy vermeyeceksiniz, sonra eleştirme hakkınız olacak. Eleştiri hakkı oyunu verenlerindir. Siz oy vermeyip, Ak Partiyi cezalandırırsanız, Sisi güler, Mursi ağlar, İsrail Güler, Mavi Marmara da ki şehidimizin kemikleri sızlar.
Bilind Reshvan
Bakin siz türk ve onlarin tornasindan gecmis kürt asilli ama türk üst kimliginden memnunlara son bir örnek: bir düsünün katolik isvicreyi dört tane resmi dil, konya kadar yer. bir düsünün belcikayi, üc resmi dil, kanada,ve daha nice örnekler... filistine gelince mutlak adaletci ve dogrucu sizlere baska misal gerekmez...
mehmet özkan
ANLAYANA GÜZEL VE YERİNDE TESBİTLER...HİÇBİR PARTİ TANRI DEĞİL...EKSİKLİKLERİNİ VE YANLIŞLARINI GÖRMEK ZORUNDALAR...
mehmet yılmaz
üüffff yorumlara bak, hepsi birer derya... bütün yorumculara katılıyorum.
Mustafa Tas
Bir Ak Parti seçmeni olarak her şeye rağmen Ak partiye oy vermeliydik diyenleri anlayamıyorum bi türlü. Neymiş efendim eleştirilerimizi kendi içimizde daha sonra yaparmışız. Yaptığımız hangi uyarı dikkate alındı ?. 17 Aralıktan sonraki seçimlerde seçmenlerin çoğunun: 'size tekrar oy vericez ama bir şartla; içinizdeki pislikleri temizleyin !!' uyarısı yeterli değil miydi ak partiye. Neden yanlışlarda ısrar edildi.Yaşanan olumsuzluklar sonucu seçmen tek uyarı mercii olan sandıkta ak partiyi uyarmıştır. Bence gayette yerinde bir uyarı olmuştur.
Ahmet
Ümit Abi,Türkiye'yi sadece Türkiye kadar küçük görme gafletine nasıl düşersiniz,Türkiye; suriyedeki mücahidlerin ümidi idi, afrikadaki yoksulların ümidi idi, uzak doğudaki zulma uğrayan müslümanların ümidi idi, GAZZE'de boyun egmeyenlerin ümidi idi, ......Yapılanların yanında; basit, sığ, ucuz,...beklentilerinizin karşılanmaması sebebiyle dünya müslümanların uğrayacağı kayıplarda hesaba katıp, eleştirilerini keşke partinin ilgili kesimlerine iletseydiniz daha akılcı davranmış olmazmıydınız.
yahyah
Klasik Türk aydinlarindan biri gibi yazmış.Meyve varsa ye.İş varsa sıvış.Düşene ağır eleştiri yap.Suriye konusu zaten turnusolumuz. Akp yi Suriye konusunda eleştir ama yanlış yaptı mezhebi tutum takındı diyorsan hiç kusura bakma bu aydın değil karanlık. Esas bu yorum mezhebi. Gerisi fast fişi.
Klavyetör
Bu sitede yazdığın için seni de muhafazakar hassasiyetli biri olarak öngörüp o hep bahsettiğiniz ezilen,zulüm gören islam alemi varya işte o alemin her bir ferdinin hakkına tecavüz ettin.Çok sinirlendim aslında oturup sabaha kadar burada senin gibiler için bir kitap yazarım lakin muhtemelen yazımı yayınlamayacaklar...Gözünüz aydın diktatör gitti. Adresinizi yazarsanız kına da var.
Klavyetör
Ben muhafazakar bir insan değilim kendimi liberal olarak tanımlıyorum ama halkının yarısının yoksulluk sınırında yada altında olan bir ülkede demokrasi beklenmeyeceğinin farkındayım.Bu ülkeye dünyanın en ileri demokrasisini getirmek Türkiyeyi bu şartlarda demokratik bir ülke yapmaz.Sırf ekonomik kaygılar ile ilk oyumu Ak partiye verdim ve ondan sonraki tüm seçimler de gördüm ki ekonomik durum düzeldikçe sosyal yardımlar artıyor,okullarda kitaplar ücretsiz dağıtılıyor,harçlar kaldırılıyor(işte budur solculuk).
klavyetör
Elbette bu bir süreç ama askerin dediği gibi bu süreç bin yılda sürebilirdi.Evet bizim oylarımızla yaptı ama bizim oylarımızla iktidar olan onlarca hükumet yapmadı/yapamadı Ak parti yaptı.Bu yazıyı yazan şahısın kim neci olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok ve yazıyı okuduktan sonra araştırmaya,klavyemde ki tuşları haybeye yıpratmaya değmeyecek biri olduğu kanaatine vardım.
Klavyetör
Okudum,okudukça sinirlendim.Pire için yorgan yakarsan bir tarafın açıkta yatarsın.Nereye koysan güzel duracak cilalı cümleler şu an mevcut olan ve yarın olabileceklere engel değil.R.T Erdoğan hırslı bir adam ve bu hırs Türkiyeyi de peşinden götürüyordu.Çözüm sürecini senin boyalı güzel cümlelerin başlatmadı.Erdoğan tek başına başlattı.O bahsettiğin isimsiz kahramanlar 28 şubatta ayaklar altına ezildi ama bir şey değişmedi Ak parti değiştirdi.
ay zeynep
yıllardır bizim islamcı dediklerimiz işte bukadar bir adam dağ başında sadece çobanlık yaparak geçimini sağlıyor oğul bu seçim değil haç la hilal in mücadelesi diyor bunlar sandığa neden gitmedim gitmezler abiler gitmezler daha çok şey var ama değmezler
cetin
kandil destekli hdp nin sürekli olarak cumhurbaşkanına yaptığı hakaret ve efelenmelerini ve asla akp ile koalisyon yapmayacakları beyanı bir kenara nasıl konulacak..marksist bir yapı ile karşı karşıya olduğumuzun farkında değiliz galiba.. çözüm sürecine evet ancak bu süreç bence direkt olarak doğu ve güneydoğudaki islami sivil toplum örgütleri , camiler , vakıflar ile yürütülmeli diye düşünüyorum.. hdp ve kandilin çözümün bir parçası olduğunu düşünmek çok safça..
emre ak
ak partinin sakalını keserken türkiye nin yolunu da kestiğinizin farkında mısın acaba?
faruk caliskan
Ak partinin bazi yanlislari olabilir ama bu oy vermemenizi ve vermediginiz oy sonucu baskalarinin isine geliyorsa ve turkiyeye zarar veriyorsa size katilmiyorum .
kamil
abi inşaallah sen haklı çıkarsın,biz ise öfkeliyiz,şimdilik kaotik bir durum görünüyor.iyimser olmaya zorluyoruz kendimizi.
ibrahim
Tursunu kur...eline ne gecti
abdullah
hiç bir partiye oy vermeyenlerin siyasi analiz yapmaları hiç de ahlaki olmamaktadır...hem ak partiye nasihat ediyor hem de oy vermediğini söylüyor..bu nasıl bir şey...bugünkü kaostan sen ve senin gibi oy vermeyenler sorumludur.
adanalı
kına yak dostum, görürsün bundan sonra özgürlükleri...
Haşim Savaş
Teşekkürler Ümit ağbi. Gerçekçi ve samimi bir analiz yazısı olmuş...
Azizan
Oh maşallah. Ne ala memleket be. Tayyip Erdoğan sayesinde abiler hocalar şeyhler rahat rahat din anlatıyor resimdeki zatı tenzihen söylüyorum şeyhler mercedeslerden inmiyor. sonrada lütfedip sandığa gitmiyorlar yada açıktan akpartiye destek vermiyorlar. el altında istikrarı destekleyin diye saçma sapan destek veriyorlar. Tayyip'e şimdi daha çok acıdım.
Ahmet PALA
Ümit kardeşim yüreğine sağlık, bunlara katılmamak mümkün değil! Hayatımız keşkelerle dolu...Bu uyarılar zaman zaman yapılmıştır ama kulak veren kim?Bu uyarılardan ilkini sayın Taşgetiren 3 Kasım 2oo2 seçimlerinin hemen sonrasında yapmıştı!..Ben Başbakan olsam başlığıyla...Selâmlar...
ahmet günel
Öncelikle tespitlerinizden dolayı tebrik ediyorum. Seçmen iktidarın sakalını da kesebilir eğer raydan çıkma eğilimi gösteriyorsa yeri geldiğinde kolunu da ... şimdi ak partide düşünme zamanı.bu metni önüne koyup düşünmeli.
Mehmet kaya
Umit Aktas'in yorumlarının çoğuna katılıyorum. Ancak bu uyarıları seçimden 6 ay önce yapsa idi daha ahlaki olurdu.secimden sonra muhalefetin meydanlarda söylediklerini derleyip altına imza atmak bir aydın tavrı olmamalıdır.
Fatma Akdokur
Devamla:Genç arkadaşlar, başörtülü kardeşler, ümmet bilinci yüksek dostlar, öfkeye kapılıp suçluyu yanlış yerde aramak, hadi vaz geçelim, suçlu aramak yerine yanlışları, hataları tesbitte yardımcı olan yazar, fikir insanı dostlara kulak verelim; yeniden yeni bir sayfa açalım: Daha doğru, daha dürüst, daha şeffaf, daha eşitlikçi hakça bir dünyaya doğru. Selam ve saygılar.
YAKUP SÜLEYMANOĞLU
ÜMİT AKTAŞ ümitsiz vak'a
Rukiyye Türker
Ne gezi, ne Suriye, ne HDP hakkında hiçbir görüşünüze katılmıyorum. Burda 100 yılın birikmiş her sorununa çözüm üretmeye çalışan ve bunu da yaparken türlü türlü kumpaslara uğrayan bir idare var. Unutmyınki şu gelinen süreç Erdoğan'ın liderlik iradesi ile olmuştur bi iznillah. Siz güvenmiyorsunuz. Şimdi buyurun güveneceğiniz insanlar bu dediklerinizi yapar. Biz de kurunun yanında yanan yaşlar olarak size hakkımızı asla helal etmiyoruz...
hamza.parlak81
DERS VERELİM DERKEN ÜLKEYE VERİLEN ZARAR NE OLCAK.ADAMLARDA ÜLKE VATAN KAVRAMI ZATEN YOK.İLK GÜNDEN AK PARTİ HARİCİNDE KOALİSYON YAPMAYACAĞINI SÖYLEYENLER Mİ HAKKLI.YOKSA SENİN YAZDIKLARIN MI DOĞRU .KARŞIALŞTIR
Sedat YILDIRIM
Son paragrafa kadar tamamen katılıyorum. Son paragraf Ak Partinin bitişi olur, kabullenmem mümkün değil. Yazara ilave olarak Erdoğan'ın Türk halkının sokak kültüründe bile kadınları azarlayıcı, ezici tavırların kabul edilemeyeceği gerçeğini bilememesi veya bilip de nefsine yenik düşmesi ki bunlardan en önemlileri Iğdır'daki Kadınların Erdoğan'a sırtını dönmesi ve İzmir'deki bir bayana seviyesiz sözler söylemesi destekleyicileri olarak bizleri üzüp utandırmıştır...Umarım ders alırlar, Türkiye'nin Ak Parti'ye daha çok ihtiyacı var...
Mehmet Melik
(Onceki yorumdan devam) +Gercekten Insaf, bana biri lutfen aciklasin, akpartinin hangi politikasi, hangi israr ettigi, takindigi tutum sonucunda 'Irak da batakliga gomulmus', harbiden cok merak ediyorum. Akparti'nin pek cok elestirilebilir yonu olabilir, ve bu yazida bunlarin bazilarina dogru sekilde deginilmis, ama bu kadar insafsizca ve desteksiz elestirmek de artik bir noktadan sonra manasiz oluyor, ya bilmemekten ya da maksatli olabilir ancak boyle temelsiz elestiriler.
mine topaloglu
Hdp barajı gecemeyip akparti 330 miletvekili ile iktidar olsaydı bunları yazmayacaktıniz kim nederse desin dogulu biri olarak kurt halkı kendini barajı aşmaya kilirledi yani ak parti agzıyla kuş tutsa sonuç degişmedi kendisine uzatilan eli ve hizmeti degil ırkçiligi yegledi hayırlı olsun
rseyhan
Sorun çözülmeden 'Kürt sorunu yoktur' veya Kobani ile Diyarbekir'n ne alakası var?' söylemleri vahimdi. Kürt vatandaş da dedi ki 'Gazzeyle İstanbul'un ne alakası var lo' dedi. Kürtler satılmanın kıyısında olduklarını hissettiler.Bu bir halk dayağıdır./Altlarını oyanlar 8 Hz.günü 'akpnin tulum çıkardığı iller' diye başlık atan yalaka basındır. İçeriden gelen eleştiriyi dinlemezlerse, kültür, sanat ve bilim adamlarımıza kulak vermezlerse daha ağır sonuçlarla karşılaşılır.
adnan
Haydiiiiiiii vurun abalıyaaaaaaaaaaaaaaaa neden %41 aldıııııııııııııııı
nazmi uçkan
trübünde kalarak maç eleştirisi yapılabilir ancak oy kullanmayarak siyasi eleştiri yapılamaz.ihl,başörtüsü,kuran ve siyer dersleri,osmanlı hinderlandındaki kazanımlarımız yara alırsa bedeli sizlerindir.doğru olan içeride kalarak eleştiri yapılmasıdır.dışarıdan yapılan eleştiriler DOĞRU dahi olsalar lafu güzaftır.akp %50 alsaydı ne diyecektiniz?
Klavyetör
Kendi ülkesinde kendi haklarını bile savunmaktan aciz muhafazakar kesim Ak parti iktidarıyla dünyada ki müslümanların haklarını savunuyor(işte budur muhafazakarlık).Senin bu yapılanlara katkı sunacağın tek vesile seçimlerde 1 adet oy atmaktı bu değişimin bir parçası olmak için ama sen onu bile çok gördün ve şimdi bir de utanmadan kendi sünepeliğine,tembelliğine ortak olmadığı,çalıştığı için insanları yeriyorsun.
Osmanlı Torunu
sen ne kadar nankörsün
Faruk Demir
Şairliği ve romancılığı kadar fena bir analizci :)
nasrullah
inşallah dediklerinizi İYİ okurlar
aliyigit
Duygusallığa gerek yok ümit abi manzaranın resmini iyi çekmiş. Kalemine yüreğine diline sağlık.
senol
bu dediklerini artık hdp chp ve mhp yapar artık. siz sandığa gitmeyince olay çözülecek. koca koca adamların yaptığı salaklığa bak ya.
Elif
Beyin göçmüş. Eğer geriye bir ak parti kalırsa sonuçları okur..Ben 24 yaşımda bu ihanet şebekesinin ilk fırsatta ak partinin ipini çekeceğini tahmin ettim be hey koca adam sen mi edemedin. Sne neye güvendin. Ne çabuk unuttun. Bugün selahattin demirtaş ı dinle ve kendine gel. Sonra milletin de hakkına girdiğin için boş oyunla, Rabbinin af dile, ben hakkımı sizlere helal etmiyorum, o ayrı.
Abdullah Ikramli
Statükocuları, vesayetçileri elestirmeden akpartiyi elestirmek hikmetsizliktir, kompleksli ruh halinin bir yansimasidir!Dikkat edelim, en azindan secime kadar.
feyzullah öner
sayın yazar sen sandığa gitmedin güzel peki bizim suçumuz ne.imam hatipler,ilahiyat fak.kapanacak.ümmet ne yapacak,suriyeliler ne olacak sevinen işbirlikçiler ne olacak.gitmedin de bunlara hizmet etmiş olmuyormusun
Doğan Yılmaz
dün koalisyon yapmayacağını ilan eden Demirtaş'ı dinlememiş gibi . Kalkıp Ak Parti Hdp'yle koalisyon yapsın önerisi yapıyorsun. Ya gündemi iyi takip etmiyorsun ya da Ak Partiye Hdp nin önünde diz çök yalvar senle koalisyon kursun önerisi yapıyorsun Ümit Aktaş abi
ferudun çınar
Bize 'REY'in namus olduğunu öğrettiler. Ha bir de rey kullanmanın 'vatandaşlık görevi' olduğunu...
adem
sandığa gitmediniz ihtimal chp hdp mhp kualisyon kurdu hayal ettiğinizi bunlar mı gerçekleştirecek.dip not:hdp yle ittifak yapsın diyorsunu da hdp şimdiden kapıyı kapattı..hdp ne zaman yapıcı oldu ki şimdi olsunlar.benim anladığım bir şey varsa siz ders falan vermediniz yaptığınız sadece siyonizmin ve emperyalizmin elini güçlendirmek oldu.yazık!!!!
adem
düşünüyorum da bu gerekçelerin hangi birisi ümmetin ayakta kalan tek kalesini yıkmak için geçerli bir mazaret.tebadan insanların 'bir ders vermek gerekir'mantığını anladımda sizler gibi akil insanların bu düşüncesini anlamak mümkün değil.ittihat ve terakkinin özgürlük adalet naralarına iyi niyetle destek veren dönemin islamcılar(m akif a hamdi akseki said nursi)aptülhamidi tahttan indirmesi bize bir asra mal oldu.umarım bu bu davranış gene bize bir asra mal olmaz.sandığa gidilerek bu eleştiriler yapılabilirdi.
Yunus
Yazının çoğuna katılıyorum. hepimiz yanlış gördüğümüz zaman bunu yapmalıyız. Yanlış yapanları uyarabilmeliyiz. Yazıyı yıllar sonra gördüm ve okudum. Bugün olanlar yapılan eleştirilerin doğruluğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Tabiki anlayana.
Kazım albayrak
Söylediklerinizde HAKLI olduğunuz yerler var ama size sadece şunu söylüyorum, Seçim sonuçlarına içerden ve dışardan kimlerin sevindiğine bir bakın durduğumuz yeri daha iyi anlarsınız. Ikincisi ipleri kandilde olan bir hdp ile koalisyon felan olmaz. Üçüncüsü açılım vs bitmiştir, Halk tercihini yapmıştır.
mehmet
Takmışlar bi asgari ücrete gidiyorlar.yav Müslümanlığı bitirmeye çalışıyorlar Anlamiyormusunuz. Cahil olmayın. Sandığa gitmeyenler bugün bin pişman akp ye oy vermeyipte ceza vermeye kalanlar gibi.
Mustafa karaoğlan
Bilimsellikten uzak paralel ağzıyla yazılmış gereksiz bir yazı.
irfani
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş. Eleştirilerin çoğuna katılıyorum ama ben sandığa gittim ve istikrar devam etsin istedim.Siz de sandığa gitseydiniz ya şimdi kimin ekmeğine yağı sürdünüz kimleri sevindirdiniz(israil todays:istanbul'a dönüyoruz)ders ve ibret aklı olana çoktur aklı olmayana ise hiç yoktur......
sadosan
Biri Ümit Aktaş'a haber uçursun da, yorumları okusun. Kendisi de istifade eder.
ali
ümit Aktaş'ın dile getirmeye çalıştığı da tam bu yorum türünün ak partide egemen olması. kusura bakmayın sayın Aktaş'ın bir kitabını dahi okumayan, bir makalesini analiz etmeyen birisinin ümit aktaş hakkında ağza alınmayacak bir tarz kullanması ak partinin düştüğü garabeti ortaya koyuyor. bedel vermiş, bilgi ve değer üretmiş aktaş gibi Müslüman antellektüellerin eleştirileri önemsenmeli ve düştüğümüz yerden kendimiz kalkmalıyız. dün ak parti güçlüyken pohpohlayıp ceplerini dolduran bu gün ise ak parti ye söven aydınların oluşu ak partinin kendisine yabancılaştığının göstergesidir.
Ömer Faruk
Yazınız yerinde ve duygularımıza tercüman olmuş ama maalesef yorumları okuyunca bundan pek ders çıkarılacağını sanmıyorum.Bir dindar Kürt olarak akparti'nin bizi çok fazla ötekileştirdiğini düşünüyorum.
sadosan
%95 katılıyorum. Ve Ak Parti yetkilileri bu metni ezberlemeli, diyorum. Öte yandan Ümit Aktaş'a ben de bir soru soracağım. Oy kullanmadınız, protesto ettiniz ve bunu kendi iradenizle yaptınız. Seçim sonuçlarına baktığınızda 'Vicdanım rahat, iyi ki protesto etmişim' diyebiliyor musunuz? Ve lütfen bu sorunun cevabını kamuoyuyla paylaşınız.
Murat Köse
Suriye ve mezhepçi eleştri noktası hariç diğer ÖZELEŞTRİLERE TAMAMEN katılıyorum. Dış ilişkiler noktası bana gayb!.. Rabbim olumsuzluklardan ders alıp ademi hareket etmeyi nasip etsin!..
Fatma Akdokur
Amin Emre kardeşim, amin. Dost ikazlarını dikkate almayanlar, sandıktan çıkanın ne dediğini de yorumlayamazlar.Buradan üzüntülerini, kızgınlıklarını dile getiren dostları anlıyorum. Gelinen noktada hepimizde bir burukluk var. Ancak, zamanında yapılan uyarılara bir türlü kulak verilmemesi; uyarı yapanların daha o günden düşman ilan edilmesidir, burukluğun sebebi. 'Biz demiştik' diyerek haklı çıkmak ne kadar da zor.
tekin baş
2002 deki 2010 daki ve 2015 deki ak parti çok farklı.
Nailr
Sizi anlamiyorum.cemaatleri firasetsizlikle sicluyorsunuz...ama hocaefendinin kacyildir yaptigi ikazlara bakmiyorsunuz.ve HIC dusunmeden dershanelerin guzelim kolejlrrin erdogan tarafindan canavarca saldiriya ugramasina goz yumuyorsunuz..cok Sig bir anlayisiniz var...bir parallel devlet varsa yakalanip cezalandirilsin ama tum cemaati Boyle suclamak ne dinde ne hukukta var....
tekin baş
2002 deki 2010 daki ve 2015 deki ak parti çok farklı.
zeynep
Ümit Bey,saydığınız faktörlerin tamamına katılmasan da çoğunluğuna katılıyorum. evet eleştiriler güzel, yerinde hatta daha fazla eleştirilerim de var!!! amma saydıklarınızın karşısında, terazinin diğer ucunda ağır basan -gidip oy kullanmama sebep olan- yüzlerce faktör var. Hükümet tafafından daha özgür ve daha demokratik yaşamamız için atılan adımları da yok saymamak gerekir. Eğer bu oyunun içinde değilsem oyunu eleştiremem, çünkü varlığımın bir ağırlığı yok demektir.
Yusuf
Ümit Aktaş Ak Parti'nin neden istediği başarıyı elde edemediğini gayet güzel bir şekilde analiz etmiş, altına imzamı atıyorum. Hislerimize tercüman olmuş. Ben de aynı sebeplerden ötürü oy kullanmadım.
Mehmet Melik
'..AK Parti bu stratejisini onarmak yerine, takındığı tutumda körcesine ısrar etmiş ve sonuçta ise sadece Suriye değil, Irak da bir bataklığa gömülmüş;..' gercekten insaf. Irak'in batakliga gomulmesinde Akparti'nin ne gibi bir hatasi, hatta etkisi var? Irak'taki sunnilere karsi mezhepcilik yapan Maliki'ydi ve bu Akparti Maliki'yi uyardigi halde, Maliki sunnileri Irak yonetiminden tamamen uzaklastirma politikasindan vazgecmedi, ve Isid Suriye'de degil, Irak'ta ortaya cikan bir olusumdu, Isid'in guclenmesini saglayan en onemli etmenlerden biri de Maliki'nin mezhepci politikalaridir. +
gulsever kilic
Sa 2 gundur dusunuyorum ve olaylari kendi dunyamda analize etmeye calisdim trt de dinledigim bir konusmayi inandigimiz sozune itimat ettigimiz insanlarin bu sabahda sizin yazinizi okudum biraz olsun icimdeki muslumanlarin kopusunu anlamama vesile oldunuz ve umarim size tesekkur ederim ins bu sonucun insanimiz adina hayirlara vesile olmasi duasiyle
haci
Birakin simdi elestirmeyi.. Dahilde birlik zamani..
Klavyetör
Devlet şirketler kurup hantallaştırmıyor aksine var olanlarıda devrediyor yükünü azaltıyor ve yapması gerektiği gibi özel sektörü teşvikler ile reformlarla destekliyor (işte budur liberal ekonomi).Titreyen ellerini önünde bağlamış ovuşturarak memur maaşlarını ödemek için borç dilenen Türkiyeden imf'ye kredi açmaya hazır olduğunu söyleyen bir ülkeye geçmişiz(işte budur milliyetçilik).
sibel kılıç
Bu, bu kadar net ifade edilirdi. Kaleminize sağlık... iktidarlar temelli bir güç kaynağı, köy ağası ve ya halkın anası-babası değidir, gerektiğinde halk iktidarı cezalandırır ve terbiye eder.Yazıda tüm yapılan eleştiriler bir gerçeği işaret ediyor, eğer Akp bu hataları yapacaksa iktidar da kalmasının anlamı nedir ki? Ya düzelecek ya da gidecek, adaletle kalkınmanın başka yolu mu var.
fatih zeki
bir partiyi islamın temsilcisi sanıp islam eşittir akpdir diyen zihniyet ne yazıık ki bu gün türkiyenin en büyük sorunu. mmenfaat dağıtan bir aygıt haline getirilen devlet nice dervişleri yoldan çıkardı. akp de maalesef bu tehlikeden kendini kurtaramayarak dünyaya teslim oldu. dava unutulup dünya peşine düşünce ortaya bu facia çıktı. gerisi hikaye.
Faruk Demir
Bir tek şiirini bile sevemediğim bu adamın zihniyetini şimdi anladım..! EKABİR
cetin
devam...bu arada sn erdoğanın bir kişi değil bir toplumu , bir düşünceyi temsil eden bir lider olduğunu unutmamak lazım..biz bu senaryoyu çoook gördük. eskiden erbakan , özal , şevki yılmaz adı altında pasifize edilmek istenen düşünce bugün erdoğan kamuflajı altında dayak atılmak isteniyor.. tehlikenin farkındayız vessalam..bu arada eleştirilerinizin bir kısmını elbette her ak partili ve müslüman toplum cebine koyacaktır ancak sanırım gezi , kibir,roboski,soma , çözüm sürecinin tıkanması eleştirileri insaf dışıdır..
Ekrem Bol
Yahu tamam oz elestiri iyidir guzeldir de zamani mi simdi elestirilerin?Hele ki erken secim soz konusu iken. Erken secimlere kadar zaten akparti yipratilmaya calisilacak bir de siz malzeme vermeyin. Birini elestirmek istiyorsaniz ak partiye ders verecem diye ummet dusmanlarina oy verenleri elestirin.Gozu donmus,cozum surecinden rahatsiz olan Turkculeri elestirin. Surece ragmen nankörce hdpye oy veren kürtçüleri elestirin.Tamam akpartiyi elestirelim kardesler ama yerine zamanina dikkat!
Bekir Tank
Sevgili ağabeyim, değerlendirmeleriniz, tespitleriniz ve eleştirileriniz inşallah daha geniş sorgulamalara da vesile olur.
Hatice K.
Gezi olayları temelde çevre duyarlılığına dayanıyormuş! Yazıklar olsun! Tüm ümmetin vebalini yüklendiniz, şimdi böyle mi savunuyorsunuz kendinizi? Bu kadar mı körsünüz? Yazıklar olsun...
Sarp ÇETİN
Sayın Ümit AKTAŞ, 'Ak Parti ile içeriden ya da dışarıdan hiç bir şekilde iş birliği yapmayacağız' diyen HDP ile nasıl koalisyon yapılabilinir? Bir zahmet açıklasanız da, Selahattin DEMİRTAŞ'ı dört gün Kanada'da misafir eden Graham FULLER de ' Ben izin vermeden asla bu olmaz!' dese... Cevabınızı bekliyorum.Teşekkürler. Sarp Çetin
ahmet
Allah'ına kurban. aynen...

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara