Yaklaşık 200 işçinin hayatını kaybettiği S-3 panosundan tek sağ kurtulan işçi olan İbrahim Genç, arkadaşlarımın üstüne basa basa anayola çıktım. Sonra ekipler dışarı çıkardı." sözleriyle kurtuşunu anlattı.
"DUMAN TABAKASI KAPLADI ORTALIĞI"
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Soma maden kazası ceza davasının 3'üncü oturumunun 8'inci oturumunda tanık olarak dinlenen faciadan yaralı olarak kurtulan maden işçisi İbrahim Genç 11 yıllık maden işçisi olduğunu ve Soma Kömürleri'nde Park Teknik 'ten devir alındığından bu yana çalıştığını anlattı. Klasik ayakta söküm ustası olarak çalıştığı için madenin hemen hemen her yerinde görev aldığını vurgulayan Genç, şunları kaydetti: "Olay günü S-3 yarı mekanizede çalışıyorduk. 14.45 gibi işimiz bitti ve çıkmaya başladık. O sırada İbrahim Diker diye bir arkadaşımız vardı. 'Yangın var' diye bağırarak gidiyordu. Arakasından ince bir duman ve çok kısa bir sürede ise yoğun bir duman tabakası kapladı ortalığı. Anayola çıktık.
"İŞÇİLERDEN ÇOĞU APARATI KULLANMADI"
Ayaklara duman gitmesin diye kapıları açtık. Duman ayaklara gitmeden naylondan devam ediyordu. Duman yoğunluğu sürekli artıyordu. O sırada telefonla görüşen oldu. Biz bu dumandan çıkamayız diyerek beklemeye başladık. Ama biz olaydan haberdar değiliz. Ne olduğunu bilmiyoruz. Dumanın zaman içinde lastik ve kablodan geldiğini anladık. Dumanın gelip geçici olduğunu düşündüğümüz için ilk etapta maskeleri kullanmadık. Saat 16.15'e kadar üzerimizdeki kıyafetlerle dumandan korunmaya çalıştık. Sonra maskelerimiz takmaya çalıştık. Bu maskelerde iki aparat var. Ağız ve burun aparatı. Bunlardan biri kullanılmazsa hiçbir fayda vermez. İşçi lerden çoğu burun aparatını kullanması zor olduğu için çıkarıp attılar. Ağızdan temiz hava alsalar da burundan pis hava alıyorlardı. Ben bayılmadan ayakta kalmayı başardım. Bize sağlam bilgi gelse ayak yerine kuyruğa gitsek belki de bu kadar çok ölüm olmazdı. Olay günü S panosuna 150-200 kişi girdik ama tam kaç kişi vardı bilmiyorum. Bir tek ben kurtuldum. Biz o anda yapılması gerekeni yaptık. Ayakları boşaltın dediler ama biz boşaltmadık. Ben biraz ilerleyince istim havasını görünce maskemi çıkardım. Burun aparatıyla bekledim. Maskenin bir faydası oldu mu olmadı mı onu bilmiyorum."
"SICAKLIK ARTIŞINI SÖYLEDİK"
Genç, madendeki sıcaklık artışını amirlerine ilettiklerini ancak bir şey yapılmadığını anlatan Genç, "Amirler maskelere güvenemediklerini söylediler. Sıcaklık artışı vardı. Son 3 haftadır amirlere söylemiştik ama kimse bir şey yapmadı. Üretim güvenliği öncelikliydi. Üretime önem verin derlerdi. Emniyet tedbirlerine dikkat edilmiyordu." diye konuştu.
"ARKADAŞLARIMIN ÜSTÜNE BASARAK ÇIKTIM"
Olay anında birbirlerine 'Hakkınızı helal edin buradan hiç birimiz çıkamayacağız. Hepimiz öleceğiz.' dediklerini kaydeden Genç, şunları söyledi: "Çaresiz şekilde bekledik. Arkadan duman gelince maskeyi taktım. Çaresiz kaldığımızın farkına vardık. Şuna inanmak çok zor ama oturacak bir yer yoktu. Herkes üst üsteydi. Bayılanlar, yere düşenler, kafası kolu sarkmış insanlar. Herkes bir yana düşmüştü. Arkadaşlarımın nabzına bakıyordum, atmıyordu. Hepsi ölmüştü. O an yutkunmak bile ciğerimi yakıyordu. O an aklıma ailem ve arkadaşlarım geldi. 'Sen de öleceksin. Allah'ım güç ver' dedim kendi kendime. Sonra kurtarma ekiplerinin sesini duydum. Yanıma gelemediler. Kendimi biraz ileri atarak yukarı çıkmamı söylediler ama çıkamıyordum, halsizdim. Sonra arkadaşlarımın üstüne basa basa anayola çıktım. Sonra ekipler dışarı çıkardı."