Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sevdiği yiyecekler denince aklımıza nefsi ve şehevi duygularla dolu bir sevgi gelmesin. Tüm insanlığa örnek teşkil eden Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V.) çok zorluklarla büyüyüp yine zorluklarla dolu bir hayat yaşamıştır. Haftanın pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçiren Peygamber Efendimiz, sadece bir kuru hurmayla veya sadece bir tas su ile iftar ve sahur yaptığı da çok olmuştur
KITLIK ZAMANLARINDA PEYGAMBER EFENDİMİZ KARNINA TAŞ BAĞLAMIŞTIR
Kıtlık ve savaş zamanlarında günlerce midesine bir tas sudan başka hiçbir şey girmeyen. O mübarek midesinin ağrımasına ve sarkmasına tahammül etmek için mübarek karnına taş bağlayan bir Peygamberdi (S.A.V).
Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-dan rivayet olunduğuna göre Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir sûrette, hiçbir yemeği ayıplamamıştır. O, dünya hayatında Allah'ın bahşettiği helal ve temiz yiyeceklerden yer asla israf etmezdi.
Peygamber Efendimizin sevdiği nimetlerden ve hoşlandığı yiyeceklerden bazıları:
BAL: Peygamber Efendimiz buyuruyor: “– Üç şeyde şifa vardır: Bal şerbeti içmekte, kan aldırmakta ve dağlama yaptırmakta, fakat ben dağlamayı sevmem. Bal, bütün hastalıklara şifâdır. Çünkü yetmiş peygamber onun şifası ve bereketine dua etmişlerdir.” Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyor: “Her ayın üç günü sabah bal yiyen kimseye büyük bir hastalık gelmez, felçten uzak kalır.” Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- anlatıyor: Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurmuştur: “Bir kimse her ayda üç gün şafak vakti aç karnına bal yese o ay içinde hastalıklarla ilgili belâlardan ve âfetlerden emin olur.”
AYVA: Hz. Talha (r.a.) şöyle anlatıyor: “Bir gün Resulullah Efendimiz'in (s.a.v.) ziyaretlerine gitmiştim. Huzurlarına girdiğimde elinde bir ayva bulunuyordu. Bana:
“Ya Talha, buyur ye. Zira ayva kalbi takviye eder, gönlü hoş tutar.” buyurdular. İbn Abbas'dan (r.a.): “Cabir Bin Abdullah (r.a.), Peygamber‘e (s.a.v.) Taif'ten getirdiği bir ayvayı verdi. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu, göğüsteki üzüntü ve sıkıntıyı giderir, yüreği parlatır.” (Taberani)
UN HELVASI Cibril -aleyhisselâm-'ın Peygamber Efendimiz'e gece namazında, beline kuvvet vermesi için, un helvası yemesini tavsiye ettiği rivayet edilir. Âişe -radıyallâhu anh-'ın şöyle dediği nakledilir: “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir taâma/yemeğe un helvası kadar sevinmezdi. Onu sever, kendisine ikram edilince de yüzünde ferahlık görülürdü.”
PEYGAMBER EFENDİMİZ: “KABAK AKLI ARTIRIR VE BEYİNE KUVVET VERİR”
KABAK Yine Hazret-i Âişe'den rivâyet edildiğine göre, Peygamberimizin sevdiği bir yiyecek de kabak idi. “Çünkü o, zikrullah esnasında kalbe rikkat verir.” buyururlardı. Vâsilet bin Eska'dan aktarıldığına göre Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Kabak aşı yiyin. Kabak aklı artırır ve beyine kuvvet verir.”
PEYGAMBER EFENDİMİZ HURMAYA BEREKETLİ OLMASI İÇİN DUA ETMİŞTİR
HURMA Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, kendisine tatlı veya koku ikram edildiğinde geri çevirmezlerdi. Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hurmayı çok sever, tek adetle yer ve çekirdeğini baş ve orta parmaklarıyla tutar ve çıkarırdı. Yine yaş hurmayla acuru birlikte yedikleri olurdu: “– Kim her sabah yaş hurmadan aç karnına yedi tane yerse, o gün ona zehir yahut sihir zarar vermez.” buyurmuşlardır. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hurmanın yaşına da, kurusuna da bereketli olması için duâ etmiştir. Hurmanın yaşını kurusuyla yemek de sünnettir.
ET: Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “Et, dünya ve âhirette yiyeceklerin efendisidir.” buyurmuşlardır. Peygamberimiz'in en çok koyunun kürek ve ön kollarının etini sevdiği rivayet edilir. Bir hadîs-i şerifte: “– En iyi et, koyunun sırt etidir.” buyurmuşlardır. Hayvanların sağ taraf etleri, sol taraf etlerinden daha üstün ve hafiftir. Et, işkembeden uzaklaştıkça değeri artar. Yine bir hadislerinde: “Sizden biriniz çorba yapmak için et satın aldığında suyunu çok koysun. Zira yiyen kişi çorbanın içinde et bulamazsa, suyundan içer. Çünkü et suyu, iki etten birisidir.” demişlerdir.
“SİRKE NE GÜZEL KATIKTIR”
SİRKE: Câbir -radıyallâhu anh- demiştir ki, bir defasında Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ehline evde bir katık bulunup bulunmadığını sorduklarında: “– Evde sadece sirke var.” denildi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onu isteyip: “– Sirke ne güzel katıktır.” diye yemeye başladılar. Câbir -radıyallâhu anh-; “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'den bu sözü işiteli beri sirkeyi severim.” demiştir.
SÜTLÜ BULAMAÇ, HASTANIN MİDESİNİ KUVVETLENDİR
SÜT: Peygamber Efendimiz sütü severdi. Şöyle buyururdu: “Yüce Allah bir kişiye süt ikram ederse, o kimse sütü içeceği zaman; Allâh'ım bize bu sütü bereketli kıl, bize daha çok süt ihsan et diye duâ etsin. Çünkü yiyecek ve içeceklerin yerini tutan, açlığı ve susuzluğu gideren sütten başka bir gıda bilmiyorum.” demiştir.
SÜTLÜ BULAMAÇ: Arpa ve buğday ununa yağ ve süt karıştırılarak pişirilen bir nevî muhallebidir. Peygamberimiz: “Gerçekten sütlü bulamaç, hastanın midesini kuvvetlendirip rahatlatır, bazı üzüntülerini de giderir.” buyurmuştur. Sütlü bulamaçla ilgili Hazret-i Âişe -radıyallâhu anha- şöyle demiştir: “Bir defasında göğsümde bir sertlik ve başımda bir ağrıdan dolayı Rasûlullah'a şikâyette bulundum. O da: “– Ey Âişe, sana sütlü bulamacı tavsiye ederim, zira sütlü bulamaç bu şikâyetlerini giderir.'” buyurdu. Hatta ehl-i beytten biri hastalanınca, ocaktan bulamaç tenceresi hiç inmezmiş, ta ki o hasta iyileşene veya ölene kadar.
Kaynak: Timeturk
Yorum Yap