Rıza Çöllü hocaefendi, bir röportajında Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi ile yaşadığı bir anıyı şu şekilde anlatıyor:
"1954 yılında, genç yeni vazife aldığımız zamanlarda Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi'yi ziyarete gelmiştik.Hocaefendi Istanbul müftüsü idi.O zaman Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla iktidara gelmiş, Menderes başbakan olmuştu.Başbakan Adnan Menderes'in baş müsteşarı, aynı zamanda masonluk teşkilatının başkanı ve daha sonra Menderes'in başını yiyenlerden, Ahmet Salih Korur Istanbul Müftülüğünü teftişe gelecek dediler.Herkesin eliayağı dolaştı, ne yapacaklarını şaşırdılar.Fikri Aksoy hocaefendi :"Ne korkuyorsunuz yahu, dünyaya bâkî misiniz, geleceği varsa göreceği de var" dedi.Cesaretli bir arkadaştı.Müsteşar geldi, Ömer Nasuhi Hocaefendinin odasına çıktı.O zaman müsteşar direk başbakanlığa bağlı idi.Bizde hocaefendinin yanındayız. Hocaefendinin odasında namaz kılınan perde paravan bir bölüm vardı.Müsteşarın gözüne o bölüm ilişti."Bu ne?" dedi.Ömer Nasuhi Hocaefendi,"Efendim öğle, ikindiyi burada kılmak durumunda kalıyorum," dedi.Müsteşar"burası cami değil, burda namaz kılamazsın," diye bağırdı, hatta hakaret etti.Hocaefendi,"Efendim vazifeyi aksatmayalım diye oluyor" diye alttan aldı.Bu sefer müsteşar perdeyi daha da yükseltti.Bağırdı.Baktı ki müftü efendi, bu adama idare-i kelâm etmeye gerek yok, iyi laftan anlamak istemiyor.Birden hocaefendi celâdete geldi."Bana bak cahil, ahmak herif, sen beni anlamaktan bile aciz bir zavallısın" dedi.Böyle denilince adam neye uğradığını şaşırdı."Burada kahramanlık yaparsın, yarın kolundan tutup atılınca yalvarırsın" dedi.Hocaefendi," hayatımda bu güne kadar hiç bir makama talib olmadım, hep matlub oldum.Sen kendini ne zannediyorsun?.Bütün ilim camiası beni tanır ve bilir.Sen bunu anlamaktan bile acizsin"dedi.Müsteşar "seni vazifeden atarım "dedi.Hocaefendi, "Bir kaide-i külliye vardır, başkasının rızkı ile oynayanın Allah rızkını keser, sen de belânı bulursun"dedi.Müsteşar "Senden daha iyisini bulurum ben"deyince, Hocaefendi tekrar "Tabii bu millet, benden ve sizin gibi zalimlerden daha iyisine lâyıktır" diye cevap verdi.Bütün müftülük personeli de bu konuşmalara şahit oldu.Adam perişan oldu, kaçtı gitti.O gittikten sonra hocaefendi :" Getirin bir kağırt, böyle zalimlerin emrinde vazife yapmak zillettir, istifa edeceğim"dedi.Fikri Aksoy hocaefendi,"Hocam bizim davamızda papaza kızıp oruç bozmak var mıydı?.Sen burdan hiç bir yere gidemezsin" dedi ve rica üzerine istifa etmesi engellendi.Nice ilim ehl-i âlimler vardır ki saraya iman ile girmişler, ancak çıkarken din ile imanlarını bırakıp öyle gitmişlerdir.Nice âlimlerde vardır ki sarığı ile beraber başlarını fedâ etmişlerdir.Yaşantılarıyla numune-i imtisâl olan öncü ve örnek âlimlere selam olsun.Onları rahmet ve hürmetle yad ediyoruz.12 Ekim 1971 yılında 87 yaşında Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.Kabri Edirne Kapı Şehitliğindedir.Rabbimiz! rahmetiyle muamele eyleyip, makamını Cennet eylesin. Rızay-ı ilahi için tavır gösteren, müslüman vakarını yerine getirenlerden razı ve hoşnut olsun.