Necmettin Kar: PR Yayıncılığı Algı Yönetimi Değil, Veriyle Yürütülen Bir Süreçtir
NK Ajans ve Ajans PR Kurucusu Necmettin Kar, PR yayıncılığının geleceğine dair stratejik yorumlarını paylaştı. Kar'a göre PR, ancak veriye ve analize dayandığında gerçek etki yaratır.

Oluşturma Tarihi: 2025-05-20 14:22:37

Güncelleme Tarihi: 2025-05-20 14:24:19

NK Ajans ve Ajans PR Kurucusu Necmettin Kar, PR yayıncılığı alanında yaşanan dönüşümü değerlendirirken, bu sürecin yalnızca görünürlük sağlamaya yönelik değil, sürdürülebilir iletişim bağları kurmaya odaklanması gerektiğini vurguladı. Kar, “PR sadece basına haber servis etmekten ibaret değil. Bu alanın doğasında hem duygusal bağ kurmak hem de stratejik hedeflere ulaşmak var. Her yayımlanan içeriğin hem marka kimliğine hem de hedef kitle iç görüsüne dayalı olması şart,” ifadelerini kullandı.

Kar'a göre, PR alanında hâlâ en çok göz ardı edilen unsur, yapılan çalışmaların etkisinin ölçümlenmesi. “Basit bir içerik üretip bunu onlarca siteye dağıtmak, başlı başına bir başarı değil. Bu içeriğin kim tarafından, ne zaman, nasıl okunduğunu ve ne sonuç doğurduğunu bilmiyorsanız, aslında sadece bir yankı odasında kendi sesinizi dinliyorsunuz demektir. PR yayını ölçülmediği sürece sürdürülebilir değildir,” diyen Necmettin Kar, özellikle performans analizi yapılmayan yayınların markaya zarar verme potansiyelinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

Ajans PR çatısı altında birçok ulusal ve uluslararası markayla çalışan Kar, dijital çağda PR yayıncılığının çok daha fazla dikkat ve planlama gerektirdiğini belirtiyor. “Artık bir içeriği herhangi bir platforma bırakmak yeterli değil. Doğru başlık, doğru saat, doğru mecra ve hatta doğru gündem eşleşmesi olmadan yapılan yayınlar, istenen sonucu vermez. Hatta bazı durumlarda, yanlış anlaşılmalara da yol açabilir. Ben tüm müşterilerime yayından önce bu planlamayı veriyle desteklemeyi öneriyorum,” diyerek bu sürecin artık tamamen analitik bir zeminde yürütülmesi gerektiğine işaret etti.

PR çalışmalarının markaların itibar yönetiminde temel bir unsur olduğuna değinen Kar, bunun geçici bir görünürlük değil, uzun vadeli bir etki yaratma hedefiyle yapılması gerektiğini söyledi. “Bir basın bülteni yalnızca o hafta medyada yer almak için gönderilmemeli. Kriz anında markanın güvenilirliğini destekleyecek altyapıyı kuran stratejinin parçası olmalı. Biz NK Ajans olarak her yayını, o markanın iletişim geçmişiyle birlikte kurguluyoruz,” diyerek içeriklerin parça parça değil, bütüncül bir iletişim stratejisinin uzantısı olarak hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Sosyal medya ve dijital platformların PR yayıncılığı üzerindeki etkisini de değerlendiren Kar, bu alanların avantajlı olduğu kadar tehlikeli de olabileceğini belirtti. “Dijital mecralarla yayılmak çok kolay ama kontrolsüz yayılmak, krizlerin fitilini de ateşleyebilir. O nedenle her içerik, yayın öncesinde en az iki defa hem teknik hem de anlatı açısından gözden geçirilmelidir. Kurumun bir kelimeyle bile yanlış konumlandırılması, yıllar süren itibar birikimini zedeleyebilir,” uyarısında bulundu.

PR'ın reklamla karıştırılmaması gerektiğinin de altını çizen Kar, “Reklam, markanın kendini anlatmasıdır. PR ise başkalarının sizin adınıza konuştuğu alandır. Bu fark çok net anlaşılmalı. Yayın dili, metin tonu, kaynakların güvenilirliği ve içeriğin haberleştirilme biçimi, PR'ı reklama benzetmeyecek şekilde kurgulanmalı. Aksi takdirde, okur nezdinde güven değil kuşku oluşur,” diyerek PR'ın bağımsız ve etkili bir iletişim aracı olarak konumlanmasının gerekliliğini vurguladı.

Yaratıcılığın ve yenilikçiliğin de bu alanda kilit rol oynadığını belirten Necmettin Kar, PR yayınlarında her zamankinden daha fazla özgünlük beklendiğini dile getiriyor: “Klişeleşmiş başlıklar, yapay ifadeler ve herkesin benzer şekilde söylediği kalıplar artık işlemiyor. PR yayınlarında hikâye anlatımı ve içerik tasarımı birleştirilmeli. İnsanlar bir haberi okuduğunda, orada bir marka değil bir fikir, bir değer görmeli.”

Yazının sonunda Kar, markalara şu tavsiyede bulundu: “PR'ı sadece bültenle sınırlı görmekten vazgeçin. PR, itibarın omurgasıdır. O yüzden her yayın bir tuğladır. Doğru yerleştirilmiş her içerik, kurumsal yapının yükselmesine destek olur. Ama özensiz her yayın, aynı binanın çatısını çökertebilir.”