Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

Kekeç yazdı: Alın tepe tepe kullanın!

Seçmen, bu kez, “Ben belirsizliklerle dolu bir ülke istiyorum” diyor. Ve elbette bunu saygıyla karşılıyoruz. “İstediğin böyle bir Türkiye’yse, al, tepe tepe kullan” diyoruz.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-08 09:30:48

Kekeç yazdı: Alın tepe tepe kullanın!

Star yazarı Ahmet Kekeç,   seçim sonrasında sosyal medyada yazılıp çizilenleri "ifrazat " olarak nitelediği yazısında oy pusulalarının,“Yeter ki Erdoğan gitsin. Her şerefsizliğe varız” diyen bir şekilde düzenlendiğini ileri sürdü.


Seçmenin "istikrar" yerine bu kez, “Ben belirsizliklerle dolu bir ülke istiyorum”dediğini ileri süren Kekeç,  "Ve elbette bunu saygıyla karşılıyoruz. “İstediğin böyle bir Türkiye'yse, al, tepe tepe kullan” diyoruz.yorumunu yaptıktan sonra seçimin kaybedenlerini de CHP ve Paralel Yapı olarak ilan etti.

İşte Kekeç'in yazısından çarpıcı bölümler:

Oy çalacaklar... 8 Haziran sabahı yurtdışına kaçacaklar... Karafatmanın Sarayı... (Müthiş bir Mümtaz'er Türköne esprisi.) Kedi trafoya girdi. Selo esprileriyle kırıp geçiriyor. Aydın Doğan gülmekten az önce bacağını kırdı. Diktatör kaçma hazırlığı yapıyor ama 8 Haziran günü tüm uçuşların iptal edildiğinden haberi yok... Bu zafer de AKP'nin “itleri”ne gelsin... 

Sosyal medya ifrazatlarını izliyoruz...

Hemen ilk göze çarpan, Rüstem Batum adlı şahsın “AKP'nin itleri” diye başlayan mesajı... Sonra, geleneksel “Beyaz Türk nezaheti” uyarınca sırıtacak ve taraftarlarında tatmin duygusu oluşturacaktır.

Derken, “seçimin mana ve ehemmiyetine uygun” bir görüntü düşüyor internet mecralarına: Oyunu “istenen” istikamette kullanmadığı için kafası gözü yarılan Güneydoğu Anadolulu bir seçmen. “Belirlenen”partinin barajı aşması için her türlü melanet sergilenecek, her türlü “hırsızlık” meşru sayılacaktır.

Pis ve sarı bir sıcak... Yaşar Kemal'in “Sarı Sıcak” öyküsünden fırlayıp gelmiş kararsız, tedirgin ama daha çok uyuşuk seçmen topluluğu arasından süzülüp merdivenleri çıkıyorum, oy kullanacağım sandığı buluyorum. Oy kullanma kuyruğunda bekleşen insanlar. Esneyen bir görevli... “Kimliklerinizi hazır olsun arkadaşlar” diye ünleyen yorgun ama mütehakkim bir ses.

Elime tutuşturulan oy pusulasına bakıyorum.

Pusula, mühür “bağımsız” adaylara vurulsun diye tasarlanmış sanki. Melanet, grafik tasarımda başlıyor. “Yeter ki Erdoğan gitsin. Her şerefsizliğe varız” diyen bir düzenleme.

Elimde mühür ve oy pusulası, derme çatma kabine giriyorum. Vatandaşlık görevimi yerine getirdikten sonra aracıma atlayıp gazetenin yolunu tutuyorum.

Birazdan ilk sonuçlar sisteme düşecek.

İlk sandıklar açılıyor... İlk sonuçlar düşüyor...

Dramatik kopuşa işaret eden bir sonuç... Bütün hesapların (sil baştan) yeniden görüleceği bir sonuç... “İstikrar”ın değil, artık belirsizliğin, maceranın ve kaosun sahne alacağı bir sonuç... Seçmen, bu kez, “Ben belirsizliklerle dolu bir ülke istiyorum” diyor. Ve elbette bunu saygıyla karşılıyoruz. “İstediğin böyle bir Türkiye'yse, al, tepe tepe kullan” diyoruz.

Beni, bu aşamadan sonra, kazanan değil, “geleneksel kaybedenler” ilgilendiriyor.

Hemen her seçimde olduğu gibi, bu seçimin de “tek ve biricik mağlubu CHP... Bugüne kadar (1908'den beri) bağımsız hiçbir seçimi kazanamamış, muhalefet avantajıyla girdiği bütün yarışlarda nal toplamış CHP...

Kemal Kılıçdaroğlu “Yüzde 35'i hedefliyoruz” demişti ama ilk sonuçlar, potansiyel CHP oylarının “baraj”la boğuşan HDP'ye aktığını gösteriyor. (Herhalde istifayı düşünür!) CHP'nin arka bahçesinde eğleşensanatçı-akademisyen-gazeteci efradıyla, memleketimizin “marjinal renkliliği” de takım halinde HDP saflarında... (Şahin Alpay'ları, Murat Belge'leri, “darbe duasına” oturmuş Ömer Laçiner'leri, Hasan Cemal'leri, Nazlı Ilıcak'ları, Altan biraderleri, t24 müdavimlerini görüyoruz ve hiç şaşırmıyoruz. Mirgün Cabaş ve Ahmet Hakan Coşkun stüdyoda sevinç çığlıkları atıyor. “Kazandırdıklarını” zannediyorlar ama ülkeye kaybettirdiklerinin farkında bile değiller. Belki de farkındalar...)

Bu seçimin ikinci ve en önemli mağlubu, bütün müktesebatıyla HDP'nin başarılı olması için “didinen” ve misli görülmemiş bir efor sarf eden “paralel örgüt...”  

Hem insanlıklarını, hem de milletvekili yarışına soktukları “adamlarının” (eski polis şeflerinin) harcanmalarına göz yumarak taraftarları nezdinde var olan saygınlıklarını ve inandırıcılıklarını kaybettiler.

mehmet yılmaz
sayın kekeç insanları belirsizlikle ve kaosla korkutmaya utanmıyormusun. insanlar size oy verirken iyiydide şimdi biraz kırptılar diye kötü mü oldular. kimse size yalakalık yapmak zorunda değildir. milletin tercihine saygılı olmak zorundasınız.millet kaybetti diyemezsiniz, ak parti kaybetti. barış süreci kaybetti. ak partinin hormonel ekonomisi kaybetti. yalan siyaset ve politikaları kaybetti. sadece yol yapmakla ülke ekonomisi kalkınır tezi kaybetti. adam olmak zor iş.
mehmet kan
sayın kekeç.sizin hicbir yazınız veya söyleminizi kaale almadım bu güne kadar.çünkü dar düsünce icinde belli bir perspektiften bakiyorsunuz.kendinizi bir turlu yenileyemediniz.artık iktidar yalakalıgından vazgecip gercekleri görmenizi temenni ederim.cesur yazarlarımızı biraz örnek alın emin olun cok sey kaybetmez aksine cok sey kazanirsiniz.ayrica yaziniz sizin dusuncenizi yansitiyor ulus iradesini hice sayiyorsunuz.saygilar
nergislalezar
(2)Sağcı zihniyetteki( halka seçim öncesi bol vaatlerde bulunup ,sözünü hemen unutan )adayların halka sadece faili meçhulleri ceset kuyularını hatırlattığı göz ardı edildi.Bu zihniyet darbe sonraları halkın sığındığı ama her seferinde hayal kırıklığına uğradığı zihniyettir.Oysaki Ak parti klasik siyaset anlayışını, oyu aldıktan sonra yüzüne bakmam mantalitesini yıkmış bir partidir.Tekrar eski başarısını elde etmesi için silkelenmesi ,adayları gözden geçirmesi ve yeniden halka dönmesi gerekmektedir.Millet yapılanları unutmayacak kadar vefalıdır.Yeterki bu gemi farelerle yola devam etmesin.
nergislalezar
(1)Lütfen Ak parti diğer partilerin savunma yöntemini yapmadan onlara benzemeden başını avuçlarının arasına alıp düşünsün.Ak partideki oy kaybının sebebi devrimci ,davacı kimliğini askıya alıp maalesef eski sağ parti zihniyetine bürünme yolunu seçmesi olmuştur.Oy kayıplarının sebebi tamamiyle yanlış aday tercihleri .Doğuda eski sağ zihniyetli ,batıda ise insanların alın terini tırtıklayan resmi haraç çete temsilcilerini üstlere taşımak kaybettirdi.
mehmet yılmaz
biraz daha duygusallıktan uzak, gerçekliğe yakın yorum yazabilirdin. ama her seçimde olanların aynısı tekerrür ediyor. egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduuğu bir sistemde kimsenin şikayet etmeye hakkı yoktur. provakatif açıklamalar ve milletin tercihine hakaret vari söylemler ancak desteklediğin sistemi inkar etmekle ve taptığın putu kırıp yemekle açıklanan bir çelişki metaforudur. hani uğruna makara kakara diyen adamları bile savunduğunuz, her türlü fikirsizliği millete yedirdiğiniz ve halkın sizlere sırt çevirmesi bu kadar sizleri zıvanadan çıkarmış görülüyor.
ekrem
Milli irade seni destekleyinci yüce. Başkasını destekleyince kötü! Milleti çok küçümsüyorsunuz, toplumu küçümsüyorsunuz, sizden başka olmadığını sanıyorsunuz… Bir ana önce kendinize geliniz...
nergislalezar
(3)Bu tabloda milletinde çıkarması gereken dersler mevcuttur elbette.Muhalaefet oyları toplamda azımsanamayacak derecede çok.Parti muhalafetin vaatlerini yerine getirmesi için,milletin oy verdiklerini maskesiz halleriyle görebilmelerine fırsat vermelidir. Bazen kaybedilmeden kazanılanların kıymeti anlaşılamıyor maalesef.Bu da ancak yaşanılarak öğrenilir.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara