Kadınlar erkeklere rağmen daha duygusal bir yapıya sahip.
Bu durum kadınların daha romantik olduğunu, hassas bir bünyeye sahip olduklarını ve anatomilerinin erkeklere nazaran farklı bir özellik taşıdığının göstergesi.
Ağlamak ile özdeşleştirilen kadınların neden erkeklere nazaran daha çok ağlayıp gözyaşı döktügü hususunda da zaman zaman uluslararası araştırmalara kapı aralanıyor.
Ağlamanın cinsiyeti yok aslında...
Yapılan araştırmalarda, küçük erkek ve kız bebeklerin ağlama sıklıklarında farklılık görülmemiştir. Bunun oldukça mantıklı bir hipotez olduğunu ve farklılıkların ileriki yıllarda sosyalleşmeyle ortaya çıktığını söyleyen South Florida Üniversitesi psikoloji bölümünden Doç. Dr. Jonathan Rottenberg, "Erkekler bazı cezalara katlanırken, kızlar bunu yapamıyor ve ağlıyorlar. Küçük bir çocukken bile ağlamanın erkekliğe yakışmadığını söyleriz. Bu bir atmasyondur, çünkü bazı durumlarda (örneğin yakınını kaybetmek veya bir arkadaşının ölmesi gibi) ağlamak çok erkekçe olabiliyor" yorumunda bulundu.
Kriz şart mı...
Ağlama konusunda ortadaki durum ve kriz de önemli....Bir diğer arıştırmaya göre de; katılımcıların neredeyse tamamı krizin 5 dakikadan az sürdüğünü söyledi. Katılımcıların yüzde 10'undan azı ise son ağlama krizlerinin 30-60 dakika devam ettiğini belirtti.
Erkek katılımcılar kadınlardan daha az ağladığını ifade etse de "korku, aşağılanma ve öfke" durumunda erkeklerin daha fazla gözyaşı döktüğü ortaya çıktı.
Kadınları da ağlamaya korku ve aşağılanmanın ittiğini kaydeden uzmanlar, suçluluk duygusunun kadınların öfkeden daha fazla gözyaşı dökmesine yol açtığını vurguluyor...
