Pandemi döneminde toplu taşıma yerine bisiklet daha çok tercih edilmeye başlandı. Bisiklet satışlarında artış oldu. Şehir trafiğinde bisiklet kullananların artması beraberinde güvenlik sorunlarını da getiriyor.
Bisiklet yollarının artması tüm şehir halkını sevindirirken bazı anlayışların da değişme zorunluluğu ortaya çıkıyor. Toplu taşıma araçlarına artık bisiklet taşıma bölümleri yapılırken, bisikletlilerin üzerine araç kıran veya arkasından korna çalan bazı sürücüler bu devirde bile bisikletlilerin canını tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar.
Bisikletliler için kazalara karşı yaralanmaları en aza indirgeyecek pek çok aksesuar mevcut. Ancak bisikletçiler için geliştirilen yepyeni bir ürün var ki, ona bisikletlerin hava yastığı desek yalan olmaz.
Hövding, İsveçli Anna Haupt ve Terese Alstin tarafından geliştirilmiş bir bisikletçi kaskı. Onu benzerlerinden ayıran özelliği ise, çarpma ve düşme durumlarında içinde bulunan hava yastığının şişmesi sonucunda bisikletçinin baş ve boyun yaralanmalarını neredeyse sıfıra indirgemesi.
Kaskın geliştiricilerinin en büyük motivasyon kaynağı, İsveç'te bisiklet kullanıcılarının 15 yaşına kadar kask kullanma zorunluluğu getiren yasa olmuş. Bu zorunluluğu nasıl daha eğlenceli ve cazip hale getirebiliriz diye kafa yoran iki kafadar, sonunda Hövding adlı hem güvenli hem de estetik bir kask modeli geliştirilmişler. Üstelik bu ürün sayesinde “Innovationsbron's Ideas Grant” adlı inovasyon ödülünü bile almışlar.
Hövding'in hava yastığı sert darbelere dayanıklı ve aşınmaz naylon bir malzemeden üretilmiş. Bu da güvenli olduğu kadar uzun süre kullanabilmenize de olanak sağlıyor. Hava yastığı kaza esnasında açıldığında, paniklememeniz için görüş alanınızı açık bırakıyor ve kafanızın tamamını koruma altına alıyor.
Peki kask, normal sürüşle kaza anını nasıl ayırt edebiliyor? Sonuçta hiç kimse bisikletinin üzerinde sakin bir şekilde pedal çevirirken, bir anda başındaki kaskın balon gibi açılmasını istemez. Gerçi otomobillerin hava yastıkları için de bu söylenebilir; kaza olmadıkça bu yastıkların açılmaması, kaza anında ise ışık hızıyla açılmaları gereklidir. İsveçli kafadarlar bu konuda da her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüşler.
Kaskı, bisiklet sürücülerinin kaza esnasında sergilediği hareket kalıplarını toplamak için birçok profesyonel bisiklet sürücüsü ve kaza mankeni üzerinde defalarca test etmişler. Bu testlere paralel olarak normal bisiklet kullanım verilerini de toplamışlar. Tüm bu verileri karşılaştırarak, normal bisiklet kullanımı ile kaza anını birbirinden ayırt eden bir algoritma oluşturmayı başarmışlar. İşte bu algoritma, olası bir “anormal hareket” durumu sergilendiğinde, hava yastığının içindeki algılayıcıları tetikleyerek anında koruma işlemini gerçekleştiriyor.
Türkiye'de pek çok bisiklet sürücüsü kask takmadan yola çıkabiliyor. Bahane olarak kaskların ağır olmaları, güzel olmamaları, sıcakta ısınmaları, görüşü ve sürüşü engelledikleri belirtiliyor. Zaten bu nedenlerle İsveç'li Anna Haupt ve Terese Alstin ikilisi, bisiklet kaskını bir arzu nesnesi olarak tasarlamışlar. Kaskın da bir modası olması gerektiğini, modaya uymak isteyenlerin güvenlikten taviz vermeden bunu yapabileceklerini düşünmüşler.
Bugün sayıları 300.000'i aşkın Hövding kullanıcısı, kaza hikayelerini Hovding.com üzerinden paylaşıyor. Linköping'den Anna, “kaza anında açılıncaya kadar kaskın önemini tam olarak anlamamış olduğunu” itiraf ediyor. Stockholm'den Dirk, “hayatta yaptığım en iyi yatırım bu kask” şeklinde nitelendiriyor. Stephanie ise “yerdeki ıslak yapraklardan dolayı kayıp düşmesinin çok şaşırtıcı fakat kaskın onu korumasının çok başarılı” olduğunu söylüyor. Site bu anlamda bir sosyal mecra görevi de görüyor.
