Saygı, gerek aile içerisinde gerekse dışarıdaki hayatta her zaman en üstte tutulması gereken bir kavram olmak ile birlikte beraberinde daha birçok güzel kavramları da getirebilecek nitelikte olmaktadır. Saygıyı peşi sıra takip eden sevgi, hoşgörü, alçakgönüllük gibi kavramlar sayesinde insan ilişkileri güçlenir ve toplumsal düzen sağlanır.
Eşler arası diyalog
Aile ortamı ancak eşler ve çocuklar arasındaki münasebet karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı olursa ayakta kalır.Akıllı erkek, eşini korku ve baskıyla değil, saygıyla kendine bağlar Evlilik bir arkadaşlıksa başı derde düşen veya yanlış bir şey yapan kadının, "Ben şu yanlışı yaptım." diye ilk koşacağı kişi eşi olmalıdır. Kendisinin sevildiğini, değerli ve güvende olduğunu hissetmelidir.
Fikir sormak önemli
Genelde kadın, evlilikte başını yaslayacak yumuşak bir omuz ister. Şayet erkek komutan edasıyla eşini emir eri gibi görür, koyduğu kurallara uymadığında cezalandırırsa zamanla kendisini değersiz görmeye başlar. Kendine olan öz güvenini yitirir. Baskı altında kaldığından içine kapanarak depresyona girer. Oysa, mutlu bir evlilikte kadın düşüncelerini çekinmeden eşine anlatabilmeli; eşi "Bu konuda sen ne düşünüyorsun, senin fikrin nedir?" demelidir.
İşte çarpıcı bir anekdot:
Ünlü Psikolog Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, yaptığı söyleşide hayatından bazı kesitleri esprili bir dille anlatarak, katılımcılara hayatları boyunca karşılaşabilecekleri konular ve sorunlar hakkında önemli mesajlar vermiştir...
"Arkadaşlar farkında olmadığımız bir çerçeve var kafamızda ve bu çerçeveyi içinde büyüdüğümüz aileden, yöreden, eğitimden, iklimden, kültürden, etkileşim içinde kültürden alıyoruz. Emin olun her şey ama farkında olup olmadığımız her şey anlamını ve heyecanını bundan alıyor. Kendi egonuz adına değil de o ailenin kalitesi adına bazı şeyleri yapmanız gerekiyor. Gerçek zenginlik aile içi saygı ve sevgidir. Ailenizde eşiniz ve çocuklarınızla empati yapmak en önemlisidir. Çocuğunuza güvenirseniz güvenilir bir insan olur, eğer çocuğunuza değer verirseniz, kendisine değer veren insanları sever. Güvenilir bir insan olduğunuzu çocuklara hissettirmeniz gereklidir. Bir İNSAN´ın anavatanı çocukluğudur. Onların, çocukluğunu yaşamalarına fırsat tanıyın. Bebeklik çocukluk çağı çok önemlidir. Yaşam köklerinin geliştiği dönemdir. Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur. Bir anne babanın en temel görevi; çocuklarının çocukluğunu doya doya yaşamalarına olanak sağlamasıdır. O yüzden çocukluğunu doya doya yaşamamış insanlardan oluşan toplumun çoğunluğu asık suratlı ve öfkelidir.?"
