Dolar

42,5127

Euro

49,5643

Altın

5.791,94

Bist

10.957,44

Diş Hekimi Umut Sarıgöl'den Sağlıklı Dişler İçin 7 Öneri

Sağlıklı dişler, sadece güzel bir gülümsemenin anahtarı değil aynı zamanda genel sağlığımızın da vazgeçilmez bir parçasıdır.

4 Ay Önce Güncellendi

2025-08-04 15:23:34

Diş Hekimi Umut Sarıgöl'den Sağlıklı Dişler İçin 7 Öneri

Ağız hijyeni, beslenme alışkanlıkları ve düzenli bakım rutinleri ile korunabilen diş sağlığı, yaşam kalitenizi doğrudan etkiler. Çürüklerden diş eti hastalıklarına, diş sızlamasından estetik kaygılara kadar birçok problem, doğru bilgi ve uygulamalarla önlenebilir.

Sancaktepe Boğaziçi Diş Polikliniği hekimlerinden Diş Hekimi Umut Sarıgöl, günlük pratiğinde hastalarından aldığı sorular ve gözlemlediği yaygın problemler doğrultusunda, herkesin kolayca uygulayabileceği 7 temel öneriyi sizlerle paylaşıyor. Bu rehberde, modern diş hekimliğinin bilimsel verilerine dayanan pratik önerileri bulacak, ağız ve diş sağlığınızı korumak için gerekli tüm detayları öğreneceksiniz. Uzmanımızın deneyimlerinden faydalanarak, sağlıklı dişlere kavuşmak için attığınız her adımda doğru yolda olduğunuzdan emin olabilirsiniz.

1- Doğru Fırçalama Tekniğini Kullanın

Diş fırçalama, ağız hijyeninin temel taşıdır ancak nasıl fırçaladığınız ne kadar fırçaladığınızdan çok daha önemlidir. Yanlış teknikle yapılan fırçalama, dişlerinizi koruması gerekirken zarar verebilir ve diş eti çekilmelerine neden olabilir. Doğru fırçalama tekniği, hem dişlerinizi etkili şekilde temizler hem de diş etlerinizin sağlığını korur.

Günümüzde diş hekimleri tarafından en sık önerilen yöntem Bass Tekniği'dir. Bu teknikte diş fırçanızı 45 derece açıyla tutarak diş eti kenarından başlayacak şekilde küçük titreşim hareketleri yapın ve ardından dişe doğru süpürün. Her diş 5-6 kez temizlendikten sonra diğer dişe geçin. Fırçalama süreniz minimum 2 dakika olmalı ve bu süreyi eşit şekilde ağzınızın her bölgesine dağıtmalısınız.

Orta sertlikte bir diş fırçası seçmek kritik önem taşır. Yumuşak fırçalar plağı yeterince temizleyemezken, sert fırçalar aşırı basınç uygulandığında diş minesinde aşınmalara neden olabilir. Diş macunu seçiminde ise florür içeriğine dikkat edin ve nohut tanesi büyüklüğünde kullanmaya özen gösterin. Fırçanızın kılları ayrılmaya başladığında, genellikle 3-4 ayda bir, mutlaka değiştirin.

En yaygın hatalardan biri horizontal yani ileri-geri fırçalama hareketidir. Bu hareket diş etlerine zarar verirken etkili temizlik de sağlamaz. Bunun yerine daima diş etinden dişe doğru süpürme hareketi yapın ve fazla baskı uygulamaktan kaçının. Doğru teknikle yapılan fırçalama, dişlerinizi çürüklerden korurken diş etlerinizin sağlığını da destekler.

2- Diş İpi Kullanımını İhmal Etmeyin

Diş fırçasının ulaşamadığı alanlar, ağız sağlığınızın en savunmasız noktalarıdır. Dişlerin birbirine bakan yüzeylerinde oluşan arayüz çürükleri, genellikle röntgende görülene kadar fark edilmez ve hızla ilerleyebilir. Bu nedenle diş ipi kullanımı, diş fırçalama kadar kritik bir öneme sahiptir.

Doğru diş ipi kullanımı için yaklaşık 30-40 cm uzunluğunda ip koparın ve büyük bölümünü iki elinizin işaret parmaklarına sarın. Yaklaşık 5 cm'lik kısmı aktif olarak kullanacağınız alan olarak bırakın. Diş ipini gergin tutarak dişin yan yüzeyine yaslayın ve nazikçe diş etine doğru hareket ettirin. Ardından ara yüzdeki besin artıklarını yukarı doğru sıyırarak temizleyin.

Bu işlemi yaparken ani ve sert hareketlerden mutlaka kaçının. Diş ipi kullanımında acele etmek, diş etlerinizde kanamaya ve travmaya neden olabilir. Her diş arasını temizledikten sonra ipin temiz bir bölümünü kullanarak bir sonraki alana geçin. İlk kullanımlarda hafif kanama normal olabilir ancak düzenli kullanımla bu durum geçer.

WhatsApp Image 2025-08-04 at 15.14.25 (1)

Diş ipi çeşitleri arasında rulo tip ve kürdanlı modeller bulunur. Eğer diş ipi kullanmakta zorlanıyorsanız kürdanlı olanları tercih edebilirsiniz. Günde en az bir kez, tercihen gece yatmadan önce diş ipi kullanmak, ara yüz çürüklerini önlemede son derece etkilidir. Düzenli diş ipi kullanımı, diş fırçalama ile birlikte ağız hijyeninizin tamamlayıcı unsurudur ve uzun vadeli diş sağlığınız için vazgeçilmezdir.

3- Diş Minesine Zarar Verecek Besinlerden Uzak Durun

Diş mininiz vücudunuzun en sert materyali olmasına rağmen, belirli besinler karşısında savunmasızdır. Özellikle asitli ve şekerli gıdalar, diş mininizi zayıflatarak çürük oluşumuna zemin hazırlar. Bu besinlerin etkilerini anlamak ve doğru tüketim alışkanlıkları geliştirmek, dişlerinizi korumanın en etkili yollarından biridir.

Kola, meyve suları ve enerji içecekleri gibi asitli içecekler, diş mininizi doğrudan aşındırır. Bu tür içecekleri tükettikten sonra en az 30 dakika bekleyerek diş fırçalayın. Çünkü asitli ortamda hemen yapılan fırçalama, yumuşamış mine üzerinde mekanik aşınmayı artırır. Bunun yerine ağzınızı suyla çalkalayarak asit etkisini azaltın.

Şekerli gıdalar ise ağızdaki bakterilerin besini olarak asit üretimini artırır. Özellikle yapışkan şekerli atıştırmalıklar uzun süre dişlerde kalarak sürekli asit saldırısına neden olur. Şeker tüketimini sınırlamak yerine, tüketim zamanlamasına dikkat edin. Gün içinde sık sık şeker tüketmek yerine, yemek sonrası tüketerek tükürük salgısının artmış olduğu dönemden faydalanın.

Sert yiyecekleri dişlerinizle kırmaya çalışmak da büyük risk oluşturur. Fındık, ceviz kabuğu, buz parçaları gibi sert maddeleri dişlerinizle kırmak, diş çatlakları ve kırıklarına neden olabilir. Beslenmenizde kalsiyum, fosfor ve D vitamini açısından zengin gıdalara yer vererek diş mininizi güçlendirin. Süt, peynir, yoğurt gibi süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeler, dişlerinizin sağlığını destekler.

4- Ağız Gargarası Kullanın

Ağız gargarası, diş fırçalama ve diş ipi kullanımının tamamlayıcısı olarak ağız hijyeninizde önemli bir rol oynar. Özellikle diş fırçasının ve diş ipinin ulaşamadığı alanlardaki bakterileri azaltarak, ağız içi pH dengesini korumaya yardımcı olur. Doğru seçilmiş ve düzenli kullanılan gargara, diş eti hastalıklarını önleme ve ağız kokusunu kontrol etmede etkili bir araçtır.

Florür içerikli gargaralar, diş mininizi güçlendirerek çürük oluşumunu önler. Antibakteriyel özelliğe sahip gargaralar ise ağızdaki zararlı bakterilerin sayısını azaltarak diş eti iltihabının gelişimini engeller. Gargara seçiminde alkol içermeyen formülleri tercih etmek, ağız kuruluğunu önlemek açısından daha sağlıklıdır. Özellikle hassas diş etlerine sahipseniz, alkolsüz ve doğal içerikli gargaraları değerlendirebilirsiniz.

Gargara kullanımının en etkili zamanı, diş fırçalama ve diş ipi kullanımından sonradır. Yaklaşık 15-20 ml gargara ağzınızda 30 saniye boyunca çalkalayın ve tükürün. Gargara kullandıktan sonra en az 30 dakika bir şey yemek veya içmekten kaçının ki etkili maddeler dişleriniz üzerinde kalabilsin. Günde 1-2 kez kullanım, çoğu kişi için yeterli olacaktır.

Evde hazırlayabileceğiniz tuzlu su gargarası da oldukça etkilidir. Bir bardak ılık suya bir çay kaşığı tuz ekleyerek hazırlayabileceğiniz bu gargara, özellikle diş eti iltihabı durumlarında rahatlama sağlar. Ancak hazır gargaraların aksine tuzlu su her gün düzenli kullanım için uygun değildir. Gargara kullanımında süreklilik önemlidir ancak aşırıya kaçmamak gerekir. Günlük ağız bakım rutininizin bir parçası haline getirdiğinizde, ağız sağlığınızda belirgin iyileşme fark edeceksiniz.

5- Diş Sıkma Alışkanlıklarınıza Önlem Alın

Diş sıkma ve gıcırdatma, genellikle bilinçsizce gerçekleşen ancak dişlerinize büyük zarar verebilen bir sorundur. Gece boyunca uygulanan kuvvet, normal çiğneme kuvvetinin 3-4 katına çıkabilir ve bu durum dişlerde aşınma, çatlak ve kırıklara neden olur. Bruksizm olarak da bilinen bu durumun erken teşhisi ve tedavisi, dişlerinizin uzun vadeli sağlığı için kritik önem taşır.

WhatsApp Image 2025-08-04 at 15.14.25

Diş sıkmanın en yaygın nedeni stres ve anksiyetedir. Günlük yaşamda karşılaştığınız gerilim, gece bilinçaltınızda diş sıkma şeklinde kendini gösterir. Bunun yanında yanlış diş hizalanması, uyku bozuklukları ve bazı ilaçların yan etkileri de diş sıkmaya neden olabilir. Çocuklarda ise bağırsak parazitleri veya psikolojik stres faktörleri bu durumu tetikleyebilir.

Belirtiler arasında sabah çene ağrısı, baş ağrısı, kulak çınlaması ve dişlerde hassasiyet yer alır. Eğer yakınlarınız gece diş gıcırdattığınızı söylüyorsa veya bu belirtileri yaşıyorsanız mutlaka bir diş hekimine başvurun. Tedavi edilmeyen bruksizm, zamanla çene ekleminde problemlere ve diş kaybına yol açabilir.

Tedavi seçenekleri arasında gece plağı en yaygın ve etkili yöntemdir. Kişiye özel hazırlanan bu şeffaf plaklar, dişler arasındaki sürtünmeyi önleyerek aşınmayı engeller. Şiddetli vakalarda masseter botoksu uygulaması ile çene kaslarının güçlü sıkması azaltılabilir. Stres yönetimi, düzenli uyku düzeni ve rahatlatıcı aktiviteler de tedavinin destekleyici unsurlarıdır. Diş sıkma probleminizi göz ardı etmeyerek erken müdahale ile hem dişlerinizi koruyabilir hem de yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.

6- Dil Temizliğini Unutmayın

Ağız hijyeni denildiğinde çoğu kişi sadece dişleri düşünür ancak dil yüzeyi de çok miktarda bakteri plağını barındıran önemli bir alandır. Dil temizliğinin ihmal edilmesi, ağız kokusu, bakteriyel enfeksiyonlar ve genel ağız sağlığı problemlerine yol açabilir. Bu nedenle dil temizliği, günlük ağız bakım rutininizin vazgeçilmez bir parçası olmalıdır.

Dil yüzeyindeki papillalar arasında biriken bakteri, gıda artığı ve ölü hücreler, zamanla kalın bir tabaka oluşturur. Bu tabaka sadece kötü nefese neden olmakla kalmaz, aynı zamanda ağızdaki zararlı bakterilerin üreme alanı haline gelir. Düzenli dil temizliği, bu birikimi önleyerek ağız içi bakteriyel dengeyi korur ve diş eti hastalıkları riskini azaltır.

Dil temizliği için özel dil temizleyicileri kullanabileceğiniz gibi diş fırçanızın arkasındaki dil temizleme bölümünden de faydalanabilirsiniz. Dil temizliğini yaparken dilin en arka kısmından başlayarak öne doğru nazikçe kazıyın. Çok sert baskı uygulamaktan kaçının çünkü dil dokusu hassastır. İlk günlerde bulantı hissi yaşayabilirsiniz ancak alışma süreci sonrasında bu durum geçer.

Dil temizliğinin en uygun zamanı sabah kalktığınızda ve gece yatmadan öncedir. Sabah temizliği, gece boyunca biriken bakterileri uzaklaştırırken, gece temizliği ise gün boyunca oluşan birikimi temizler. Dil temizliği sonrasında ağzınızı suyla çalkalayarak gevşemiş bakterileri tamamen uzaklaştırın.

Özellikle sigara kullananlar, kahve ve çay tüketenlerde dil üzerindeki bakteri birikimi daha fazla olur. Bu durumda dil temizliği daha da kritik hale gelir. Düzenli dil temizliği ile hem ağız kokusunda belirgin azalma fark edecek hem de genel ağız sağlığınızda iyileşme göreceksiniz. Bu basit alışkanlık, ağız hijyeninizi bir üst seviyeye taşıyacaktır.

7- Düzenli Diş Hekimi Kontrollerini Aksatmayın

Sağlıklı dişlere sahip olmanın en kritik anahtarlarından biri, düzenli diş hekimi kontrollerini aksatmamaktır. Ne kadar titiz ağız bakımı yapsanız da profesyonel bir değerlendirme ve temizlik, evde yapabileceklerinizin ötesinde koruma sağlar. Erken teşhis ve önleyici tedaviler, hem sağlığınızı hem de bütçenizi korumanın en etkili yoludur.

Sancaktepe Boğaziçi Diş Polikliniği olarak hastalarımızın ağız sağlığını korumaya yönelik önleyici yaklaşımımızda, düzenli kontrolleri temel taş olarak görüyoruz. Altı ayda bir yapılan muayeneler, çürüklerin daha küçükken tespit edilmesini sağlarken, diş eti hastalıklarının erken evrede müdahale edilmesine olanak tanır. Bu yaklaşım, daha büyük problemlerin oluşmasını önleyerek tedavi süreçlerini kolaylaştırır.

Profesyonel diş temizliği sırasında, diş fırçasının ulaşamadığı alanlardaki diş taşları temizlenir ve diş yüzeyleri parlatılır. Bu işlem sadece estetik bir iyileşme sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bakteriyel plak birikimini azaltarak çürük ve diş eti hastalıkları riskini minimize eder. Florür uygulamaları ile diş mininiz güçlendirilirken, fissür örtücüler ile özellikle çocuklarda çürük oluşumu önlenir.

Kontrollerimiz sırasında sadece mevcut problemleri tespit etmekle kalmayız, aynı zamanda kişiye özel önleyici öneriler de sunarız. Diş fırçalama tekniğinizi gözden geçirir, beslenme alışkanlıklarınızla ilgili tavsiyelerde bulunur ve varsa risk faktörlerinize yönelik çözümler öneririz. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, her hastamızın kendine özgü ihtiyaçlarına cevap verir.

Uzman kadromuz ve modern teknolojik imkanlarımızla, her yaş grubundan hastamıza uygun bakım planları oluşturuyoruz. Çocuklardan yaşlılara, gebelik döneminden kronik hastalıklara kadar her özel duruma yönelik deneyimimiz, güvenli ve etkili tedavi süreçleri sunmamızı sağlıyor. Düzenli kontrollerle sağlıklı dişlere kavuşmanız ve bu sağlığı koruyarak yaşam kalitenizi artırmanız için yanınızdayız.

Beyazıt bayhan
Benim dişlerimi çok güzel olmuş elerinizi salık çok çok teşekkür ederim hocam calışma hayatınızda başarılar dilerim selamlar

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

ASELSAN'ın imha senaryosu: GÖKSUR'un görüntüleri paylaşıldı

Haber Ara