Dolar

42,9027

Euro

50,5598

Altın

6.252,42

Bist

11.294,37

AK Parti neden anlatamadı?

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, bugünkü köşe yazısında barajı AK Parti'nin koruyamadığını ve bu süreçte AK Parti'nin eleştirildiğinde 'gemiyi terketmek' olduğunu değil tam tersine sahiplenmek olduğunu yazdı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-10 09:53:17

AK Parti neden anlatamadı?

AK Parti'nin 258 sandalyeyle Meclis'teki en büyük çoğunluğa sahip olması, tek başına hükümet kuramadığı gerçeğini değiştirmiyor. İstikrar için savunulan % 10 barajı AK Parti'yi korumadı, bilakis HDP için kaldıraca dönüştü ve parlamento denklemini AK Parti aleyhine belirledi.

Öte yandan, sandık halkın iradesini yansıtır ve halk her zaman masumdur.

Yanılmış bile olsa, “Neden yanıldın?” diye soramazsınız. “Ben neden anlatamadım?” sorusunun peşine düşmek icap eder.

Peki, “AK Parti neden anlatamadı?”

Cevap bağlamında yazacağım bazı şeylerden ötürü, kimse gemiyi terk eden fareler alegorisine sığınmasın. Çünkü ayaklarını yere vura vura çürük tahtaları kontrol etmek, biraz kötü sese neden olsa da kaçma emaresi değil, o gemiyi sahiplenmenin ta kendisidir.

AK Parti'nin kaybetmesinin ilk nedeni, AK Parti ve Erdoğan karşıtı cephenin demokratik usuller açısından sorun teşkil etmeyen ama siyasal partiler arasındaki ayrımı anlamsızlaştıran sıradışı bir stratejik işbirliğine gitmeleridir. Bu işbirliği sayesinde CHP, HDP ve hatta MHP seçim sathı mailinde birbirleriyle rekabet etmediler, neredeyse tek bir cephe oluşturdular. Şafak Pavey'in Selahattin Demirtaş'a dediği gibi “beraber iyi salladılar”.

Onlar birleşirken AK Parti kurumları, kurmayları hatta medyası bölündü. Birbirine cephe alan, birbirini yolsuzluk yapmakla suçlayan siyasetçiler, açıktan yaşanan sataşma ve polemiklere neden olarak şimdiye dek birbirine olan bağlılığıyla seçmene güven telkin etmiş olan bir harekette çözülme görüntüsü oluşturdular. İşin ilginci, bu bölünmeler bireysel özerklik ya da ifade özgürlüğünü çoğaltmadı. “Erdoğan'ı ben daha çok severim”, “O da bir şey mi, ben sevdiklerini sever, sevmediklerinden de nefret ederim” yarışında ipi göğüsleme ihtirasını çoğalttı. Bu ortam, Başbakan Davutoğlu'na da kendi siyasi yetilerini ve imkânlarını keşfetme fırsatı sunmadı.

Davutoğlu, basit çıkar çatışmalarını büyük ideolojik anlatılar altına gizleyen ve AK Parti'ye irtifa kaybettiren sorunları görmüştü ve partiyi gerek saygınlık gerekse oy anlamında yükseltmek için elinden geleni yaptı. Fakat Erdoğan'ı “sevgi, aşk ve sadakat” ile yalıtan ortam Davutoğlu'nu kendi haline bırakacak değildi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

mustafa osman
karaca'nin siyasi analiz yapabilme yetisi yoktur, ote yandan timeturk'un mezkur sahsin yazisini manset yapmasini anlayabilmis degilim.
ali 2 kısım
ancak sizin gibi alkışlayan kürtler ile ki bunların kendilerine bile hayırları yoktu iş tuttunuz. kusura bakmayın seçimden beri belki benim görmediğim doğru eşetirileri söyleyenler olmuştur fakat benim gördüğüm İsmail kılıçaraslan, ümit aktaş ve nevzat çiçek dışındailer bana inandırıcı gelmedi. korktuğum akp yine senin gibileri dinler fakat yapıcı eleştiri yapanları görmezden gelir ve hepimize yazık olur
ali
valla hanım efendi sen ve senin gibi türk İslamcı bakış açısını aşamış yazar kardeşlerimiz yüzünden aşamadı. onlarca proğramını izlemişim senin ve senin gibi onlarca kardeşimizin bu kadar yabancı ve bu kadar dar bir perspektiften siyasal analiz yaptığına şahit oldum. düne kadar en ufak bir şekilde eleştiriniz olmadı. yapıcı bir şey söyleyeyim zorluk yaşamayalımdan ziyade sanki önünüzde bir metin var ve onun dışında söyleyecekleriniz yasaklanmış şeklinde tekdüze bir yaklaşım vardı. maalesef siz ve sizin gibiler kürtleri anlamdınız ve onlar adına söz söyleme görevine soyundunuz.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

İHH savaş mağduru Ukraynalılara 4 tır yardım gönderiyor

Haber Ara