Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

648 gram doğan ''Umut bebek'' herkese umut oldu

İstanbul’da 23 haftalıkken 648 gram doğan Umut bebek, 3 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra, hayata tutundu.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-17 14:57:37

648 gram doğan ''Umut bebek'' herkese umut oldu

İstanbul'da yaşayan Yasemin ve Erdal Babacan çiftinin 23 haftalıkken dünyaya gelen Umut Bebek, yoğun bakımdan çıktı.

Prematüre olarak dünyaya gelen Umut Bebek 648 gram, 28 santim doğdu. Sağlık durumu iyi olan bebek 2 buçuk kilo ağırlığa ve 45 santime ulaştı.

Anne Yasemin Babacan, zorlu geçen süreçte umutlarını hiç kaybetmediklerini söyledi.

İstanbul'da yaşayan 34 yaşlarındaki Yasemin ve Erdal Babacan çifti 1 yıl önce çocuk sahibi olmak istedi, fakat birtakım sağlık sorunları nedeniyle erteledi. 7 buçuk yıllık evli çift, tam yumurta çatlatma iğnesi kullanmaya başlayacakken Yasemin'in hamile olduğunu öğrendi. İlk çocuklarına hamile olan finans uzmanı genç kadın ilk 5 ayında hiç sorun yaşamadıklarını ve çocuğunun gelişiminin de iyi olduğunu söyledi.

5 buçuk ayın sonunda detaylı ultrasona giren anne Babacan, “Rahim ağzı yetmezliğinden dolayı kesenin dışarı çıktığını öğrendim. Beni acil ameliyata aldılar, o zaman bize her şeye hazırlıklı olmamız gerektiği söylendi. Sıkıntılı süreç aslında burada başladı. Doktorum operasyonun güzel geçtiğini, keseyi içeri alıp, dikiş attıklarını fakat hamileliğimin bundan sonra yatarak geçmesi gerektiğini söyledi. Bu süreçten sonra sadece tuvalete gitmek için ayağa kalkıyordum” dedi.

“BİR MUCİZE OLSUN İSTEDİK”

3 hafta boyunca evde yatan Babacan bu sırada ağır mantar enfeksiyonu geçirdi. Tedavi sürecinde enfeksiyon geçmeyince, artan ağrıları kendisine zarar vermeye başladı.

Süreci anlatan Babacan, “En son doktorumla yaptığım görüşmede enfeksiyonun bana zarar verdiğini ve bebeği de kaybedeceğimizi bu nedenle alınması gerektiğini söyledi. Ancak o akşam suyum geldi, acil operasyona bebeği aldılar. Dikişlerimi açıp suni sancı vererek bebeği alacaklarını söylediler. Sabaha kadar uyumadık, hala umudumuz olsun istiyorduk. Bol bol dua ettik, bir mucize olsun istedik ve o mucize gerçekleşti. Umudumuz doğdu” diyor.

“YAŞAYACAĞINA BİZİ İNANDIRDI”

648 gram doğan bebeğini 8 saat sonra gördüğünü anlatan Babacan, “Entübasyon yapılmıştı, gördüğümde minicikti, parmakları simsiyahtı. Zayıftı sadece kaburgaları görülüyordu. Yaşayacağına inandık, bizi inandırdı. Riski fazlaydı, kalıcı bir hasar olabilirdi. Her gün öğlen ve akşam 10'ar dakika yoğun bakıma gidip ziyaret ediyorduk. Hiçbir şekilde dokunamıyorduk. Yavaş yavaş ellerine dokunmaya başladık, birkaç ay sonra kucağıma aldım. Kendi kendine nefes almaya başladı” dedi.

ERDAL BABACAN: DİLİMİZDEN ‘UMUT' KELİMESİNİ DÜŞÜRMEDİK

Baba Erdal Babacan, zorluk yaşadıkları bu dönem boyunca isim düşünmediklerini ama ‘umut' kelimesini de dillerinden düşürmediklerini söyledi.

‘Umudumuzu yitirmeyelim' diyerek birbirlerine destek olduklarını anlatan Babacan, isim ne koyacaksınız diye sorduklarında Umut koyacağız cevabını verdiğini söyledi.

Umut bebeğin dünyaya geldikten sonra sağlıkla yaşamaya devam etmesi için çalışan ekibin başında bulunan Yeditepe Üniversite Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Filiz Bakar, Umut bebeğin sağlık durumuna ilişkin bilgi verdi.

37 haftadan önce doğan her bebeğin kendileri için prematüre olduğunu söyleyen Prof. Dr. Filiz Bakar, “Yaşayabilirlik sınırı 22-23'üncü haftadan sonra başlıyor. 25- 26'ncı haftadan önce doğan bebeklere artık ‘mikro prematüre' diyoruz. Çünkü o grup daha yüksek risk altında, 22 haftalık bir bebeğin yaşama şansı yüzde 10. Bebek büyüdükçe bu oran yüzde 60'lara çıkıyor. Çünkü prematüre doğuma bağlı, beyin kanamaları, körlük, sağırlık, ağır enfeksiyonlar gibi birçok risk var. Bu riskler bebek ne kadar erken doğarsa o kadar sık karşımıza çıkıyor” dedi.

“PREMATÜRE BEBEKLERİ SADECE YAŞATMAK DEĞİL, SAĞLIKLI YAŞATMAK ÖNEMLİ”

17 Kasım Dünya Prematüre Günü, dolayısıyla da mesaj veren Prof. Dr. Filiz Bakar, “Artık çok fazla prematüre bebek görüyoruz. Tedavinin yüksek donanımlı merkezlerde sürdürülmesi çok önemli. Çünkü bu bebekleri sadece yaşatmak değil, sağlıklı yaşatmak önemli olan. Hasta bireyler olarak hayatlarına devam etmelerini istemeyiz” diyor.

Haber Ara