Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Berat Albayrak: Sandıkta hezimete uğrayacaklar

17-25 Aralık polis-yargı darbesinin ardından iki büyük seçim sınavından başarı ile çıkan AK Parti üçüncü ve en büyük sınavına hazırlanıyor.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-04-20 10:39:28

Berat Albayrak: Sandıkta hezimete uğrayacaklar
 

Sabah'tan İSA Tatlıcan'ın haberine göre; 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti'nin karşısında Paralel suç örgütü, sol liberaller, CHP, Gezi provokatörleri, HDP ve yasa dışı sol örgütlerden oluşan büyük bir koalisyon var. Siyasi ve ekonomik kaos ortamı oluşturmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek için bütün güçlerini birleştirerek yoğun bir çaba gösteren bu koalisyona karşı AK Parti iktidarı tek başına mücadele ediyor. Bu siyasi ortamdan çıkışın tek yolu ise Türkiye'nin 50 yıllık hayali olan Başkanlık sisteminden geçiyor. Böyle ağır bir sorumluluk altında 7 Haziran seçimlerine hazırlanan AK Parti güçlü bir aday kadrosu ile seçmenin karşısına çıktı. 3 dönem kuralını getirerek milletvekili kadrosunu yenileyen AK Parti, Türkiye'yi 2023 vizyonuna taşıyacak olan 63'üncü Hükümet'i genç isimlerden oluşturmayı planlıyor. AK Parti'nin genç ve donanımlı milletvekili adayları arasında en dikkat çekici isimlerden biri de uzun yıllar özel sektörde yöneticilik yapan, Sabah Gazetesi ekonomi yazarı Berat Albayrak. Albayrak ile özel sektörden siyasete uzanan kariyerini ve siyasetteki hedeflerini konuştuk.

HİZMET İÇİN GİRDİM

Uzun yıllar özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra siyasete girme düşüncesi nasıl oluştu?

Fiili olarak çok küçük yaşlarımdan itibaren siyasetin içindeyim esasında. Siyaset her daim hayatımızın önemli bir parçası oldu. Nitekim Türk siyasetinde iz bırakmış bir hareketin öncülerinden olan bir babanın oğlu olarak hep siyasetin içindeydik. Bugün gelinen noktada ise gerek eğitim hayatımda gerek özel sektör tecrübemde edindiğim birikimi milletimize hizmet için kullanmak niyeti ile girdik aktif siyasete... Burada bize güvenerek bu vazifeyi teklif eden partimizin yönetimine de teşekkür ediyorum.

Neden AK Parti'yi tercih ettiniz?

Türkiye'de değişimin, dönüşümün, siyasal ve ekonomik kalkınmanın tek dinamosu hâlâ AK Parti'dir. Bölgesel ve uluslararası konjonktür göz önünde bulundurulduğunda da AK Parti bu süreci taşıyabilecek tek partidir.

13 yıllık icraatları ile her kulvarda ülkemize ciddi mesafeler kazandırmış Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümetleri AK Parti tarafından yönetilmiştir. Bunların ötesinde ise yetiştiğimiz çizgi ve gelenek itibariyle de başka bir siyasi yapıda olmamız beklenemez.

Adaylığınız açıklandıktan sonra ne tür tepkiler aldınız?

Gayet olumlu tepkiler aldık. Tanıyan birçok insan maddi ve manevi her türlü desteğin yanında dualarıyla her daim arkamızda olduklarını ifade ettiler. Beklentilere layık olmak için var gücümüzle çalışacağız. Bizim için makam ve mevki sadece hizmet etme yönüyle değer ifade eder. Bütün mesaimizi de inşaallah bunun için harcayacağız.

İki yıldır Sabah'ta ekonomi yazıları yazdınız. Siyasette de sizi ekonomi alanında mı göreceğiz?

Doğrusu sonuçlarla değil süreçlerle ilgilenmek gerektiğini düşünüyorum. Birikim ve tecrübemizi partimizin üst düzey yönetimi ne yönde kullanmak isterlerse o yönde kullanacağız. Şu anda hepimizin yoğunlaşması gereken husus seçimlerdir. Bunun için de öncelikli sorumluluğumuz 13 yıllık başarı hikâyemizi ve Yeni Türkiye'nin inşasında bundan sonra daha nelerin yapılacağını halkımıza anlatmaktır.

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN...

Aileniz ve özellikle deneyimli bir gazeteci ve yazar olan babanız Sadık Albayrak siyasete girme kararınızı nasıl karşıladı?
Hepsi olumlu karşıladı. Ama bu süreci 'tebrik'lik değil 'dua'lık bir durum olarak görüyoruz. Ayrıca Sadık Albayrak'ın oğlu olmak bizim için çok büyük bir şereftir. Hayatını inandığı bir davaya adamış bir insanın oğlu olarak çok büyük bir sorumluluk ve vebal duygusuyla büyüdük. Bu bilinçten hareketle kendisinin dua ve tavsiyelerini tabii ki her zaman alıyoruz.

Önümüzdeki dönemde AK Parti hangi ekonomik vizyonla başarısını sürdürebilir?

Hep şunu ifade ediyorum. AK Parti, her zaman güven ve istikrarın sembolü olmuştur. Söylemden öte bir eylem ve icraat partisi olmuştur. 'Kim ne veriyorsa 5 fazlası' siyasetini tarihe gömmüştür.

Bugün bol keseden vaatlerle söylem ortaya koyanların, ne matematikten ne hesaptan anlamadıkları ortadadır. Zaten "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" dan hareketle sormak lazım, daha bir önceki seçimde fakirlik yardımı altında 600 lira verecekleri vaadini kazandıkları belediyelerin hangisinde gerçekleştirdiklerini açıklayabilirler mi? Karşımızdaki muhalefetin insanları kandırmaya yönelik gerçekten uzak demode tarz ve üslubu artık siyaseten miadını doldurmuştur.

Seçimlerden sonra oluşacak siyasi tablo sizce çözüm sürecini nasıl etkiler?

Çözüm sürecinin bugüne kadar ki en büyük teminatı bu siyasi irade ve liderliktir. Bu seçimin sonrasındaki siyasi istikrarın devamı her şeyden önemlidir. Herkes şunu bilmeli ki, arkasına aldığı toplumsal destekle çözüm sürecini bu noktaya getiren irade, bundan sonra hem başarısızlığa uğramasına hem de birilerinin sorumsuz bir üslupla toplumun huzur ve güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyecektir.

HALKIMIZ OYUNUN FARKINDA

8 Haziran'da oluşacak siyasi tablo hakkında ne söylemek istersiniz?

Kim nasıl bir senaryo üzerinde çalışırsa çalışsın önceki seçimlerde de gördük ki halkımızın feraseti açık, icraatı görüyor takdir ediyor, oynanan oyunun da farkında ve buna müsaade etmedi etmeyecek. Anketler üzerinden, ithal PR stratejileri üzerinden toplum mühendisliği ya da siyaset mühendisliği yapmaya kalkanların sandıkta bir kez daha hezimete uğrayacaklarını düşünüyorum. Biz vatandaşımızın gözünün içine bakarak, onların derdi ile dertlenmenin dışında bir siyaset gütmedik. Bundan sonra da temel kriterimiz, başarı kıstasımız bu olacaktır. Dolayısıyla seçim sonrası süreçte de halkımızın teveccühüyle istikrarın güvenin güçlenerek devam edeceğine yürekten inanıyorum.

'Paralel Yapı' ile mücadelenin neresindeyiz?

Bu yapıyla mücadelede bundan sonrası artık daha kolay. Çünkü dün çok az insanın vakıf olduğu bir gerçeği bugün artık toplumun neredeyse tamamı görmüştür. En önemlisi de bu. İnsanlarda farkındalık oluşmuştur. Ama gevşemeden ve sabırla yönetilmesi gerektiği ve uzun süreli bir mücadele olduğu da gerçektir.

Haber Ara