Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Şii milislerin zulmü IŞİD'i geçti

HRW raporuna göre Irak'ın Amirli kenti ve çevresinde IŞİD'e karşı savaşan ordu birlikleri ve Şii milislerin binlerce kişiyi yerinden ettiği, köyleri yakıp yıktığı ve insan hakkı ihlalleri gerçekleştiği kaydedildi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-19 12:19:50

Şii milislerin zulmü IŞİD'i geçti

Irak'ta IŞİD'le mücadele kapsamında sahaya sürülen Şii milislerin ağır insan hakkı ihlalleri gerçekleştirdiği belirtildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) dün yayınladığı bir raporda, Eylül 2014'te ABD ve Irak'ın hava saldırılarının ardından IŞİD gruplarını Amirli kasabası ve civarından geri çekilmeye zorlayan milis güçlerinin, gönüllü savaşçıların ve Irak güvenlik güçlerinin, IŞİD'in çekilmesinden sonra bölgede sivillere ait mülkleri hedef gözeterek tahrip ettiklerini açıkladı. Raporda "Irak hükümeti, IŞİD'le savaşa katılan milisleri ve ABD ve İran gibi ülkeleri dizginlemeli; ayrıca askeri operasyonların ve IŞİD'e karşı yürütülen savaşa verilen diğer desteklerin de bu ve benzeri ihlallere yol açmasını önlemelidir." denildi.

ÖNCE ÖZGÜRLÜK SONRA YIKIM


“Önce Özgürlük Sonra Yıkım: Iraklı Milisler ve Amirli Sonrası” başlıklı 31 sayfalık raporda, yapılan saha ziyaretleri, uydu görüntülerinin analizi, mağdur ve tanıklarla yapılan görüşmeler ve incelenen fotoğraf ve video delillerine dayanılarak, milislerin savaştan kaçarak evlerini terk eden Sünni sivillerin mülklerini yağmaladıkları, ev ve iş yerlerini yaktıkları ve en az iki köyü tamamen yerle bir ettikleri ortaya konuluyor. Bu fiillerin savaş hukukunun ihlali olduğu kaydediliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca, Eylül ve Ekim aylarındaki harekât sırasında 11 kişinin kaçırıldığını da belgeledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika direktör vekili Joe Stork “Irak IŞİD zulmüne karşı yürüttüğü savaşı, sivillere karşı savaş hukukunu ihlal eden ve insani ahlakı hiçe sayan saldırılarla kazanamaz. Milislerin gerçekleştirdikleri ihlaller Irak toplumunun en savunmasız kesimlerine büyük zarar veriyor ve mezhep kavgalarını şiddetlendiriyor” dedi.

Üç ay süren IŞİD işgalinin ardından, Ağustos sonunda Irak hükümeti yanlısı Şii milisler ile Irak ve Peşmerge güçleri tarafından gerçekleştirilen ve İran ve ABD güçlerinin de hava saldırılarıyla destekledikleri kara operasyonları, IŞİD'in Salahaddin eyaletine bağlı Amirli'den çıkmasını sağlamıştı. Amirli sakinlerinin ifadelerine göre bu bölge o zamandan bu yana arada bir patlak veren çatışmalar dışında IŞİD'den büyük oranda geri alınmış durumda.

Kuşatmayı sona erdiren operasyonlardan sonra milisler, gönüllü savaşçılar ve Irak güvenlik güçleri Salahaddin ve Kerkük eyaletlerinin Amirli'yi çevreleyen Sünni mahallelerine ve köylerine baskınlar düzenledi. Baskın düzenlenen mahalleler ve köylerin çoğu, IŞİD'in geçtiği ve kimi zaman üs olarak kullandığı yerleşimlerdi. Milislerin bu saldırılardan en azından bazılarını önceden planladıkları anlaşılıyor ve bu da hükümetin milisleri denetleyen siyasi ve askeri organlarının bu saldırıların planlanmasında sorumluluk taşıyıp taşımadıklarına dair soru işaretlerine neden oluyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Irak ve Suriye'nin başka bölgelerinde de önceleri el-Kaide sonraları ise IŞİD tarafından, insanlığa karşı suç oluşturma ihtimali yüksek bulunan ağır hukuk ihlalleri ve savaş suçları işlendiğini de belgelemişti.

IŞİD BÖLGEDEKİ SİVİLLERİ HEDEF ALMADI


IŞİD'in Amirli'yi işgaliyle birlikte birçok Sünni bölgeden kaçtı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü kişiler IŞİD'in, Irak hükümetiyle bağlantısı olduğuna inandıkları kişilerin mal ve mülklerini hedef aldığını, ama bunun dışında bölge sakinlerine herhangi bir saldırıda bulunmadığını anlattılar.

Aralarında Peşmerge subayları ve yerel liderlerin de bulunduğu 24 şahit İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, IŞİD'e yönelik saldırılar sona erdikten sonra ve milislerin kasabadaki evleri yıkmalarından hemen önce, milislerin Amirli civarındaki köyleri yağmaladıklarına şahit olduklarını söylediler. Tanıklar, milislerin buzdolabı, televizyon, giysi ve hatta elektrik kablosu gibi kıymetli eşyaları çıkardıkları evleri sonrasında ateşe verirken gördüklerini anlattılar.

Yerel halk tarafından İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne anlatılan tanıklıklarda, araçlardan ve üstlerindeki işaretlerden Bedr Tugayları, Asaib Ehl el-Hak, Hizbullah Tugayları ve Saraya Teala Horasani gruplarından olduğu anlaşılan milislerin Diyala eyaletinin güneyindeki el-Kales ile yaklaşık 50 kilometre kuzeyindeki Amirli arasında bulunan birçok köyü kısmen veya tamamen tahrip ettikleri kaydedildi.

47 KÖY YAĞMALANDI

Hükümetin Amirli harekâtına katılan Kürt Peşmerge güçlerinden subaylar da İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne milislerin evleri, iş yerlerini, camileri ve kamu binalarını tahrip ettikleri ve yağmaladıkları 47 köy gördüklerini anlattılar.

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından incelenen uydu görüntüleri de tanık ifadelerini destekliyor. Görüntüler, verilen hasarın büyük bir kısmının milislerin ve güvenlik güçlerinin Amirli ablukasını kaldırdıktan ve IŞİD'in bölgeden çıkmasından sonra, Eylül başından Kasım ortasına kadar geçen sürede gerçekleştirilen kundaklama ve kasıtlı bina yıkımından kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Şİİ ALİM MİLİSLERİN SALDIRILARINI KINAMIŞTI

İnsan Hakları İzleme Örgütü bu harekât sırasında öldürülen sivillere ilişkin bilgileri raporlamasa da, 2013 ve 2014 boyunca yayınladığı birçok raporla milislerin Irak'ın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdikleri adam öldürme ve diğer ihlal iddialarını belgelemişti. 2014 sonunda ve 2015'in ilk aylarında, çatışmalar esnasında milislerce gerçekleştirilen ihlallere ilişkin medyada çıkan haberlerin sayısında da ciddi bir artış gözlemlendi. 17 Şubat'ta Şii Alim Muktada el-Sadr milislerin yaptıkları hukuksuzlukları kınayarak IŞİD'e karşı savaşmakta olan kendisine bağlı milis güçleri olan Barış Tugayları ile Yevm Mevud'un faaliyetlerini dondurduğunu açıkladı.

İBADİ'NİN OFİSİ İHLALLERİ KABUL ETTİ

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün, hazırladığı raporun temel delillerini ilettiği 25 Şubat tarihli mektubuna Irak Başbakanı Haydar el İbadi'nin ofisi 12 Mart tarihli bir mektupla cevap verdi. Irak Başbakanlığı "hükümetin idaresiyle ilişkisi olmayan bazı münferit hataların”olduğunu kabul etti. Cevapta, bu münferit vakaların bazılarıyla ilgili tutuklamaların yapıldığını ama mağdur olduğu öne sürülen kişilerin bu iddialarla ilgili ifade vermek üzere mahkemeye gelmedikleri belirtildi. Mektupta ayrıca Haşid Şaabi (Halk Seferberliği) güçlerine atfedilen ihlallerin aslında IŞİD tarafından gerçekleştirildiği ve “internetteki web sitelerinden elde edilen malzemenin birçoğunun sahte görüntü” olduğu iddia edildi. Verilen cevapta, kundaklama sonucu zarar gören bölgelerin, bu bölgelerin kontrolünün milislerin ve Haşid Şaabi'nin eline geçtikten sonra meydana geldiğini ortaya koyan uydu görüntülerine dair herhangi bir yorum yer almıyordu.

MİLİS GÜÇLERİ TASFİYE EDİLMELİ

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Irak hükümetinin milis güçlerini kontrol altına alması ve tasfiye etmesi gerektiğini söyledi. HRW açıklamasında, "Başbakan Haydar el-İbadi milislerin savaştığı bölgelerde yaşayan sivillerin korunması için acil adımlar atmalı, milislerce yerlerinden edilen insanların ne tür insani ihtiyaçları olduğunu belirleyerek bunları karşılamalı ve bu raporda ortaya konan ağır suçlardan sorumlu olan milis liderlerinden ve savaşçılardan hesap sormalıdır." denildi.

18 Aralık 2014'te Wall Street Journal'da yayınlanan bir makalede el-İbadi, “tüm silahlı grupların devletin kontrolü altında... toplanacağını” vadederek “Hiçbir silahlı grup ya da milis, Irak Güvenlik Güçlerinin dışında veya ona paralel biçimde çalışmayacaktır” dedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün belgelediği ihlaller el-Abadi'nin bu taahhüdünü yerine getirmesinin şart olduğunu ortaya koyuyor." denildi.

Haber Ara