Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Kimse kadınlık onurunu çiğneyemeyecek'

Başbakan Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi'nde yaptığı konuşmada 'Bir daha bu topraklarda ne Meclis'te ne köyde kimse kadınlık onurunu çiğneyemeyecektir.' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-15 17:30:09

'Kimse kadınlık onurunu çiğneyemeyecek'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni Türkiye'de bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınlar onurla TBMM'ye giriyorlarsa bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir eseridir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi ve MYK toplantısında yaptığı konuşmada, "Çanakkale'de bundan 100 sene önce vatan savunması için bu aziz İstanbul'un savunması için şehit düşen yiğitlere, o yiğitlerin analarına, onların yetim bıraktığı çocuklara selam olsun, kınalı kuzulara selam olsun" diyerek sözlerine başladı.

Tarihi bir kongre gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İzmir işgal edildiğinde İstanbul'da Sultanahmet mitinginde bütün Türk kadınları adına istiklal için haykıran Halide Edip'e selam olsun. Tek parti zulmünden çıkarken 1947 muhtarlık seçimlerinde Mersin'de, Aslanköy'de el konulmak istenen seçim sandıklarına sahip çıkıp 'sandık namusumuzdur' diyen demokrasi kadınlarına selam olsun. AK siyasetin ak kadınlarına İstanbul teşkilatımızın öncü kadınlarına selam olsun. İstanbul'da bu kadın teşkilatını kurarak kadınların siyasette öncülüğünü üstlenen Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun."


Başbakan Davutoğlu, yükseköğrenime geçiş sınavına girenlere de başarılar dileyerek, "Onları yetiştiren annelere hürmetlerimi sunuyorum. Onların yetiştirdiği yeni neslin, bugün üniversiteye adım atmak üzere harekete geçen bu yeni neslin Türkiye'nin yeni öncü nesli olacağına dair inancımız sonsuzdur" diye konuştu.

Kadın ve onur, şefkat, estetik kavramları

İlk defa bir il kongresinde, kolları itibarıyla bu denli muhteşem bir topluluğa hitap etmekten büyük onur duyduğunu anlatan Davutoğlu, kadınların onur, şefkat ve estetik kavramlarını yücelttiğine inandığını söyledi.

AK Parti siyasetinin bu üç kavramını bütün siyasetine bir mühür gibi vurduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Önce onur, kadınlık, insanlık onuru. AK Parti siyasetinin temeli insanlık onuruna sahip çıkmaktır, kadınlarımızın onuruna sahip çıkmaktır. Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki en temel fark da budur. Bir an gözünüzü kapatın ve eski Türkiye'yi hatırlayın, hani milli iradeyle TBMM'ye girmiş olan başörtülü bir hanıma 'bu kadının haddini bildirin' diyen eski Türkiye'yi hatırlayın. O eski Türkiye'de benim bugün makamımda oturan bir Başbakan, Allah rahmet eylesin, biz yine de rahmetle anarız. Ama oraya milletin oylarıyla gelmiş ve kadınlık onuruyla gelmiş bir kardeşimize bütün erkekleri tahrik ederek 'bu kadının haddini bildirin' demişti. Kürsünün önüne erkekler dizilmişti, sanki 'Çanakkale geçilmez demek' için. Halbuki o kadın milletvekili Çanakkale şehitlerini, milli iradeyi temsil ediyordu."

Başbakan Davutoğlu, yeni Türkiye'de bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınların onurla TBMM'ye giriyorlarsa bunun AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının bir eseri olduğunu dile getirdi.

Geçmişte milli iradeye ve kadına hakaret olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"O zaman bugün aydın kesilenler, bugün kadınlık onuru diyenler sus pus köşelerinde oturmuşlardı. Ama bir kadro vardı ki bunu hiç unutmadı ve bu aşkla ve bu sevdayla yola çıktı, eski Türkiye'nin bütün kalıntılarını ayaklarımızın altına almak için yola çıktık bu yol hayırlı olsun. Halbuki biraz önce ismini zikrettiğim Halide Edip Adıvar İzmir işgal edildiğinde o başörtüsüyle Sultanahmet meydanında halka hitap ederek, 'Fatihlerin, Kanunilerin ülkesi istiklalsiz kalamaz bu istiklal mücadelesinde hiçbir meşakkat ve güçlük karşısında boyun eğmeyeceğiz' demişti. Yine aynı şekilde seslenerek, '700 yıllık ağlayan minarelerin önünde yemin edelim' demişti. O yeminin esası şuydu 'bu toprakların üstünde şerefsiz yaşamaktansa bu toprakların altında olmayı yeğ biliriz' demişti Halide Edip."

O kıyafetle Meclis'e gelen bir hanımefendinin özgür Türkiye'nin Meclisinde tahkir edildiğini anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İşte bu salonda elele olan başörtülüler ve başı açıklar adına, her memleketten her ilden gelen İstanbullular adına diyoruz ki 'bir daha bu topraklarda ne Meclis'te ne sokakta ne mahallede ne köyde kimse kadınlık onurunu çiğnemeyecektir, kimse kadınlık onuruna hakaret edemeyecektir. Herkes özgürce herkes istediği gibi istediği şekilde giyinecek, istediği şekilde düşünecek, istediği şekilde gidip oyunu verip, Meclis'e girecek. Bu tablo gurur tablosudur. O Meclis'te 'bu kadına haddini bildirin' diyen eski Türkiye'den sonra yeni Türkiye'de ilk defa başörtülüler de başı açık kardeşlerimiz gibi eşit bir şekilde milletvekilliğine aday oldular."

AK Parti'deki bin 45 kadın aday adayı

Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri öncesi AK Parti'deki 6 bin 330 aday adayının bin 45'inin kadın aday adayı olduğunu dile getirdi.

Bu durumun AK Parti'nin bütünleştiriciliği olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Biraz önce il başkanımız zikretti, kadınlarımız çok acı çektiler, onun için kadınlarımız bu siyasetin öncüsü oldular. Türkiye'de kadınlar üzerinden her türlü eşitsizlik yapıldı. Her türlü zulüm yapıldı, manevi işkencelere tabi tutuldular, ikna odalarına mahkum edilmek istendiler. Bu salonu dolduran onurlu siyasetimizin öncüsü kadınlarımız, başörtülü başı açık elele vereceksiniz ve herkes görecek ki bu topraklarda bir daha böyle bir ayrım yapılamayacak, eşitlik gerçek anlamda gerçekleşecek."

Davutoğlu, kişisel bir deneyimini örnek göstererek şunları anlattı:

"Eminim 80'li, 90'lı yıllarda bütün bir nesil bunu yaşadı. Bakın nasıl bir eşitsizlik vardı. Eşim tıp fakültesindeyken ben Boğaziçi Üniversitesi'ndeyken 1984'te evlendik. Aynı düşünceye sahiptik ama ben okuluma devam edebildim o 1 yıl okuldan uzaklaştırıldı. Aynı düşünceye sahiptik ama 1989'da ben doktora tezini bitirirken o ihtisas sınav salonunun dışına çıkarıldı. Aynı düşünce aynı hayat felsefesini benimsiyorduk. Ama ben erkek olarak bu ülkenin vatandaşı olarak yoluma devam edip 1999'da profesör olduğumda eşim ihtisas sınavının son aşamasına geldiğinde dahi 'acaba başörtüsü dolayısıyla bir hakarete uğrar mıyım' diye korkuyla sınava giriyordu. Ben bütün bu süreçte sınav salonlarının kapısında bekliyordum ta ki bir hakarete maruz kalmasın diye."

Başbakan Davutoğlu, "Vicdanen herkese soruyorum o dönemlerde neydi kadınlarımızın suçu" diye sorarak, şöyle devam etti:

"Bu sadece bizim hikayemiz değil, herkesin hikayesi. Bütün o dönemlerde yaşayanların hikayesi. O sebepledir ki dönüp başdanışman olduktan sonra Dışişleri Bakanı ve şimdi de Başbakan olduktan sonra bir an bile hanımımın mesleğini bırakmasını talep etmedim. Biliyorum ki onun mesleği benim yaptığım görev kadar azizdir. Kadınlarımızın emeği erkeklerimizin emeği kadar azizdir. Onların alın teri bizim alın terimiz kadar azizdir. Şimdi hep beraber ahitleşelim, kadınlık onuru adına erkeklerimizle birlikte hep beraber ahitleşelim. Bu topraklarda bir daha ister Meclis'ten ister üniversite salonlarından, anfilerinden, 'bu kadına haddini bildirin' ya da 'çıkarın' diyenlere fırsat vermemek için ak siyaseti takip etmeye hazır mısınız? Bu tür ayrımcılık yapanlara başı dik bir şekilde 'dur' demeye kararlı mısınız? İkna odaları yerine milletin huzur odalarına yürümeye hazır mısınız?"

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara