Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İran'ın Ortadoğu stratejisini nasıl okumalıyız?

Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ŞEYHANLIOĞLU TİMETURK için yazdı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-10 14:07:37

İran'ın Ortadoğu stratejisini nasıl okumalıyız?

TİMETURK | Yrd.Doç.Dr. HÜSEYİN ŞEYHANLIOĞLU | @seyhanli2015

1918 yılında İngiltere ve Fransa tarafından sınırları cetvelle çizilen İslam dünyasının gelecek yüzyılı da maalesef son yıldan beri yeniden çizilmektedir. Ancak bu kez plan hem derinden hem de içeriden yapılmaktadır. İran önderliğinde örgütler üzerinden kurulan Şii devletçikleri ve İsrail önderliğinde kontrol edilen yönetimler. Irak, Suriye ve Yemen İran’ın eline geçerken geçen hafta Libya’yı bombalayan Gazze kahramanı Hammas’ı terörist ilan eden Mısır da İsrail safına düşmektedir.

Bu yazıda İŞİD ve sadece Irak üzerinde İran’ın Lübnan’da kurduğu Hizbullah gibi Irak’ta da kurmaya çalıştığı Şii Arap Hizbullah (HeasthŞeabi- Halk Gücü) örgütü anlatılacaktır.

İran’ın Irak’ı Kontrol Altına Alması ve IŞİD

2003 yılından önceye kadar götürülebilen bir kuruluş tarihine sahip olan ve son adı İslam Devleti (İD) olan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)’nin ilk adı Devlet-i Vilayet-ı Irak-u Şam’dır (Irak ve Şam Vilayetleri Devleti) .

Burada dikkatimizi çeken önemli nokta şudur: Şam ve Bağdat ikisi de Arap olmasına rağmen birbirlerinden nefret ederlerken, baba Hafız Esed, İran ve Irak savaşında bile İran’a yakın durmuş ve ABD’nin Irak’ı işgaline karşı Tahran ve Şam’ı birleştirecek bir devlet kurma projesinin uygulamaya koymuştur. Aynı anda bir diğer dikkate değer nokta ise, Haziran ayından sonra normal şartlar altında Bağdat’a saldırması beklenen İŞİD’in 1000 km’lik bir cephe hattında Kürtlere karşı topyekün saldırıya geçirilmesidir.

Bu amaçla sayıları on binleri aşan, çoğu Suriye (Sayednaya) ve Bağdat hapishanelerinden çıkarılan kişiler (IŞİD lideri Bağdadi gibi) eğitilip Irak’a gönderilmiştir. Kısa sürede eğitilip Irak’a gönderilen bu adamlar hem Saddam’ın Baas artıkları hem de dışlanan Sünni Iraklılar tarafından desteklenmiştir. Ancak burada ilginç olan ve yaptığımız çalışmada ulaştığımız ikinci önemli veri ise Irak’a giren bu kişilerin Saddam’ın artıklarıyla temaslarından sonra, onların yanlarına GPRS cihazlarını bırakıp onları ABD uçaklarına hedef yapmasıdır. Çünkü IŞİD’in kuruluşunda görülen ana hedeflerden biri Şam ve Tahran tarafından engel olarak görülen Irak’ta da bir Şii devletinin kurulmasını sağlamaktır. Böylece kısa zamanda Sünniler pasifize olurken, 8 yıllık şii Malik’i iktidarında İran hedefine ulaşmıştı.

Irak Hizbullah: Halk Gücü

Şu an harekete geçirilmesi mümkün olan veIrak Kürdistan Bölgesi lideri Mesut Barzani’nin, asla kabul etmeyeceğini söylemesine rağmen Irak hükümeti bu gücü destekliyor. Barzani, bu güce ve IŞİD’e karşı Kürt Bölgesini korumak için yaklaşık 1000 km’lik sınırda hendek kazıyor. Şu an 70km’yi aşan boyu, derinliği 2ve eni 3 metreyi aşan sınır hendekleri kazılıyor.
Bu güç, İran’ın Ortadoğu’daki kılıcı olan inşaat işçiliğinden gelme alaylı İran Devrim Muhafızlarına (Pastaran) bağlı Kudüs Tugayları Komutanı Kasım Süleymani’ye bağlıdır.

Gücün adı HasdhSeabi (People Force-Halk Gücü) Bu gücün bayrağı ve logosu tamamen Lübnan Hizbullah’ına benziyor. (Havaya kalkmış bir elinde kaleşnikofsilah gibi)

Bu gücü Şii Arap Hizbullah’ı olarak görebiliriz. Irak’ın devlet yapısını tamamen dağıtan hatta Irak’ı Lübnanlılaştırabilen bu yapı tıpkı Yemen’de olduğu gibi kısa bir süre sonra başta Bahreyn olmak üzere diğer küçük körfez ülkelerinde de başkentleri ele geçiren Husilere dönüşmek üzeredir.

Çünkü İran artık doğrudan işgal yerine tıpkı Batı ülkeleri gibi İngiliz siyaseti uygulamakta ve bölgeyi terör örgütleri üzerinde kontrol etmektedir.

İran’ın amacı Akdeniz’e kesintisiz ulaşacak bir şii yolu açmak. Eğer bu logo parçası da tamamlanırsa İran, Akdeniz’den Orta Asya’ya kadar Türkiye’yi tamamen kuşatmış olacak. Bu, Türkiye için İran, Yeşil kuşağı olabilir.

Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Ortadoğu’da öncelikle Kürtlerle barışa süreciyle başlayan ittifakı olumlu bir şekilde nihayete erdirmesi ardından Sünnilerle daha sıkı diyalog kurması ve ardından İran’la konuşması gerekir.

SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara