Dilipak: Cemaat bu işe ne der?
CHP ile cemaatin ittifakının yeni olmadığını yazan Abdurrahman Dilipak, İç Güvenlik Paketi'ndeki tedbirlere karşı çıkan muhalefete 'neyle bunu karşılayacaksınız' sorusunu yöneltiyor. Dilipak'un bugünkü köşe yazısı şöyle;
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-25 10:15:16
Cemaatin yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ile işbirliğine zorlanması, tabanda büyük tepkilere yol açmıştı.
Bu ittifak geçici, kerhen bir işbirliğini ifade ediyordu. AK Parti’ye bir şefkat tokatı indirilmesi ve hizaya getirilmesi gerekiyordu. Cemaatin bu vesile ile gücünün gösterilmesi ve diğer partiler içinde de örgütlenmesi gerekiyordu..
Cemaatin CHP ile işbirliği yeni değil.. Çok eskilere gider. Ecevit’e şefaatinin arkasında da o derin bağ var..
Baykal’ın Cumhurbaşkanlığı hayalinin arkasındaki isim de Gülen idi.. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasında da Cemaatin o ruhaniyet giydirilmiş özgül ağırlığının etkisi belirleyici olmuştur..
Oransal olarak Cemaatin AK Parti’deki adamından daha fazladır, CHP içindeki şöyle ya da böyle etki alanına giren milletvekili sayısı..
Cemaat tabanı hep CHP ile ilişkiyi, kazanmaya dönük bir iyi niyet hareketi, kerhen siyasi mecburiyetten kaynaklanan, zaruret olarak gördü hep..
Tabii hocanın karizması ve manevi etki gücünün onlar üzerindeki muhtemel etkisi de hep yedekte tutulmuştur..
Şimdi, gözlerinizi kapatın bir 28 Şubat rabıtası yapalım.. Ecevit, Merve Kavakçı’yı göstererek, “atın şu kadını dışarı” diyor, “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri” diyen Mustafa Kemal edasıyla! O da rejimi kurtarıyor ya! Hani “İrtica ile mücadele istila ile mücadeleden daha zor ve elzem bir hadise” ya! Ve sonra.. Hocaefendiyi düşünün Ecevit’le manevi olarak diyaloğa geçiyor.. Onun şefaatı ulaşıyor.. Ecevit hocaefendinin vaazını dinleyen bir müride dönüşüyor. Hocaefendi vecd içinde konuşurken, o da var gücüyle bağırıyor: “Alllaaaaah!”
Şu andaki manzara bu hayal tablosundan inanın daha komik bir tablo..
Cemaat aslında Vatikan’la, İsrail’le ve ABD ile kurduğu o ileri derecedeki işbirliğinden sonra her şey mümkün.. Bekri Mustafa fıkrası gibi bir şey. Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam olmuşsa geriye ne kalıyor ki! Bu ülkelerle kripto ilişkilerinizi varsa, derin devlet, loca, kayıtdışı ekonomi, kayıtdışı siyaset ile ve CHP ile bağınızın olmaması mümkün mü?
Tabii şu var. İsrail dünyanın en zengin, en güçlü, yenilmez bir ülkesi değil mi? Taktik icabı, bulaşmayacaksın.
Bize hep eskiden beri, İsrail’in gücü ve zenginliği, yenilmezliği anlatılmadı mı, eleştiriyor gibi anlatılırken aslında dokunulmaz, erişilmez bir güç haline getirildi.. Cemaat de gitti o güce sarıldı. ABD desen, zaten ılımlı İslam politikasına destek veriyor.. Eee, böyle bir gücü yanıma, arkama almak varken niye karşıma alayım ki.. AB ülkeleri de öyle.. Ergenekonculara karşı demokrasi silahını kuşanacaksın “maşa varken ateşe el uzatmayacaksın”. Vatikan’la, Tapınakçılarla ilişkiye gelince, onlar ehli kitap, komünizm cereyanına karşı ehli kitabla ittifak yapacağız.. Cemaate bunu böyle anlattılar..
Bugünlere böyle geldik..
Bütün bunlar bir oyundu aslında.. İslam reforma tabi tutulacaktı. Alameti farikaları yok edilmiş bir İslam, “Allah’ın dini” olmaktan çıkarılacak, semboller, ikonalar ve ritüellerden ve seremonilerden oluşan bir religio’ya dönüştürülecekti..
Bugün bu plan deşifre oldu. Türkiye’de ve bölgemizde yaşanan çatışmanın temelinde bu var. Bu proje gerçekleştirilseydi, onların planına göre, BOP planı çerçevesinde bölgedeki 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları değiştirilecekti..
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu defa da Müslümanların bir araya gelmelerini engellemek için atomizasyon, nötralizasyon, agnostizm sürecini başlattılar. İslamifobia ve radikal İslam bombaları patlatıldı..
Birileri “benden sonrası tufan” anlayışı ile dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik ne kadar kanaat farklılığı varsa, hepsini gündeme taşıyor.. İslam dünyasını umutsuzluğa sevk etmek istiyorlar. Bunun için psikolojik harp taktikleri uyguluyorlar.. Bu anlamda “topyekûn bir saldırı”ya geçtiler..
Süleyman Şah ve Meclis’teki güvenlik yasası süreci üst üste geldi.. Ve maskeler bir kez daha düştü. Kirli ittifakla operasyonu engellemeye çalıştılar bir yandan, öte yandan terörist faaliyetleri engellemeye yönelik tedbirlerin alınmasına karşı çıktılar..
Anti terör yasasında risk yok değil, ancak yasanın çıkmaması halinde risk daha büyük. Çünkü terörü önleyemiyorsunuz. Molotofkokteyli silah değil, şüpheli yüzünü kapatıp kimliğini gizleyebiliyor.. Şüphelinin üstünü aramak için izin mekanizması şüphelinin kaçmasına sebeb olabiliyorsa ne yapmanız gerekiyor..
Bu güvenlik açıklarını bu tedbirlerle karşılamayacaksanız, neyle bunu karşılayacaksınız.. Muhalefetten buna ciddi bir cevabı olan var mı, ya da bunlara destek veren STK’lardan..
Kirli ittifakın sivil ve siyasi ayağı deşifre oldu. Ve öyle sanıyorum ki, güvenlik paketi daha 10 gün tartışılmaya devam edecek. Birileri toplumu germek için elinden geleni arkasına koymayacak, ama bu vesile ile de toplum oynanan kirli oyunun farkına varıp, günü geldiğinde sandıkta oyunu bu tecrübeyle kullanacak..
Cemaat tabanında, hâlâ paralel yapıdan umudunu tümü ile kesmemiş olanlar da yaşanan bu süreç içinde, kim bilir belki de, bir şefkat tokatı yemeden daldıkları derin uykudan uyanırlar..
Selâm ve dua ile.
SON VİDEO HABER
Haber Ara