TİMETÜRK | HABER MERKEZİ
EDİTÖR MASASI
İki gündür Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık'ın Suriye savaşıyla ilgili yayınladığı haberler gündemde. Önce MİT tırlarının kime gittiğini, elde ettiği ses kayıtlarıyla çözdüğünü söyleyen Ahmet Şık, gazetenin dünkü ve bugünkü nüshasında ise Lazkiye bölgesindeki Türkmenlere ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarının dökümlerini yayınladı.
Ses kayıtlarının gerçek olup olmadığını tartışmak için bu değerlendirmeyi hazırlamadık. Esas meselemiz; "Dokunan yanar" cümlesiyle bir dönemi belki de en iyi ifade eden mottonun sahibi olan Ahmet Şık'ın haberlerinde göze çarpan bariz bilgi eksiklikleri. Bir niyet okuması ya da metin altı okumayla Ahmet Şık'ın ne yapmaya çalıştığına girmek niyetinde değiliz. Nihayetinde bahse konu ses kayıtları hangi gazetecinin eline geçse öyle ya da böyle habere dönüşürdü. Öte yandan Ahmet Şık, haberlerinin bazı bölümlerinde habere konu şahıslara cevap hakkını kullandırmış ki basın etiğinin yerlerde süründüğü bu dönemde, bu tavır tebrike şayan.
Ses kayıtlarının gerçek olup olmadığını tartışmak için bu değerlendirmeyi hazırlamadık. Esas meselemiz; "Dokunan yanar" cümlesiyle bir dönemi belki de en iyi ifade eden mottonun sahibi olan Ahmet Şık'ın haberlerinde göze çarpan bariz bilgi eksiklikleri. Bir niyet okuması ya da metin altı okumayla Ahmet Şık'ın ne yapmaya çalıştığına girmek niyetinde değiliz. Nihayetinde bahse konu ses kayıtları hangi gazetecinin eline geçse öyle ya da böyle habere dönüşürdü. Öte yandan Ahmet Şık, haberlerinin bazı bölümlerinde habere konu şahıslara cevap hakkını kullandırmış ki basın etiğinin yerlerde süründüğü bu dönemde, bu tavır tebrike şayan.
Cumhuriyet gazetesinin 13 Şubat tarihli sayısında yer alan Ahmet Şık imzalı habere göre "MİT tırlarındaki sır aydınlandı". İddialı bir girişin ardından spotta ise şu cümleler yer alıyor: "Türkiye’den Suriye’ye MİT TIR’larıyla yapılan silah ve cephane sevkıyatının Türkmenlere değil cihatçı Ansar el İslam örgütüne gittiği ortaya çıktı."
DURDURULAN MİT TIRLARI KAÇ ÖRGÜTE BİRDEN GÖNDERİLİYORDU?
MİT tırları durdurulduğunda, tırların durdurulacağını önceden haber almış gibi organize bir şekilde "Tırlar El Kaide'ye gidiyordu" propagandası başlatanlar, daha sonra süreç içerisinde tırların Ahrar'uş Şam'a, Özgür Suriye Ordusu'na, Heysem Topalca'ya ve İslami Cephe'ye gittiğini de öne sürdüler. Resmi açıklama tırların yükünün gizli olduğu ve Türkmenlere giden yardım malzemelerini taşıdığı yönündeydi. Nihayetinde kendisini bir ulus devlet olarak tanımlayan Türkiye'nin, 'soydaş'larına yardım göndermesi - gönderilen malzemenin cinsi ne olursa olsun - doğaldı ve toplum bu hadiseye, propagandayı organize edenlerin arzu ettiği tepkiyi vermedi. Türkiye'yi "teröre destek veren ülke" pozisyonunda gösteren haberlere ve bu haberlerin muhtelif yabancı dillere tercümesine rağmen göründüğü kadarıyla tırları durduranlar istediği neticeyi elde edemediler.
Meşhur tırlarla ilgili, üzerinde gizlilik kararı bulunan belgeler sosyal medya hesaplarından paylaşılırken tırların gittiği iddia edilen son örgüt Ensar el İslam oldu. Ahmet Şık'a göre tırlar Ensar el İslam'a gidiyordu ve elindeki tapelere göre uzun süredir yardım alamayan Türkmenler bu durumdan oldukça rahatsızdı. Yani hükümetin "Türkmenlere gönderiyorduk" savunması temelsizdi.
Şimdi haberin bu kısmını inceleyelim.
Şimdi haberin bu kısmını inceleyelim.
"Ayhan Orli ve Suriye Türkleri Derneği Başkanı Ahmad Chrin (Ahmet Şirin olarak da biliniyor) arasında geçen konuşmalarda silah ve mühimmat yardımlarından bahsediliyor. Aziz Kikhia olarak kayıtlara giren Bayır Bucak Tugay Komutanı Albay Ahmet Arnavut’la yapılan görüşmelerde de benzer konuşmalar geçiyor.
Chrin:... Ne yaptınız durumlar nasıl şeyde?
Orli: İyi sayılır kötü yani. Kötü.
Chrin: Peki nasıl oraya kadar gelmişler kimsenin haberi yok mu ya?
Orli: Haberleri var da millet şey etmiyor. Çatıştılar geldi oraya. Şimdi bir daha çatıştılar geri çevirdiler. Kendilerini nasıl haberleri yok, haberleri var da elinde bahleklen gez ne şey edebilirsin, haberin olsa ne yapabilirsin bir şey yapamıyorsun ki... Yok, şimdi çıktım yok. Sağa sola zahira (mermi) geziyoruz
yani yoktur. Kimse vermiyor. Yani haber olmuyor değil, haberi oluyor. Görüyon adam bir adım adım nasıl geliyor görüyon kendini ama seslenemiyorsun kendine.
Chrin: Hani Ansar’ın (Ansar El İslam Örgütü) aldığı o silahlar... Hani Ansar’ın o kadar aldığı şeyler.
Orli: Valla ben bilmem onu. Ansar’a verene soracaksın onu. A..na koyduğumun o.... pu çocukları, onu Ansar’a soracaksın ahbap bana değil."
Ahmet Şık, Suriye uzmanı olma iddiasında değil ve Ahmet Şık'ın buradaki ifadeleri anlamamasını mazur görebiliriz. Ancak bir gazeteci için ciddi ciddi mayınlı saha olan ve birbirine benzer isimde onlarca farklı grubun bulunduğu Suriye'de, iddialı haberlerin genellikle sahibine zarar vereceğini söyleyebiliriz. Ancak bu haberdeki kaydın olduğu gibi doğru olduğunu varsaydığımızda bile;
- MİT tırları 19 Ocak 2014'de durduruldu ancak bahse konu konuşmanın 13 Haziran 2014 gecesi gerçekleştiği Ahmet Şık tarafından ifade ediliyor. Yani aradan neredeyse altı ay geçmiş ve bu konuşmanın MİT'in 'meşhur' üç tırıyla ilgili olduğuna dair haber başlığındaki yönlendirme dışında bir detay yok.
- Konuşmayı yaptığı iddia edilen şahıslar Lazkiye'nin Türkmen Dağı bölgesinden ve konuştukları konu Keseb saldırısındaki mühimmat eksikliği. Türkmen Dağı bölgesinde "Ensar el İslam" isminde herhangi bir grup bulunmuyor. Ensar el İslam örgütü Irak merkezli ve çoğunluğu Kürtlerden müteşekkil bir örgüt. Suriye'de 2014 yılının sonlarına doğru faaliyet göstermeye başlayan örgütün bölgedeki kolunun adı da Ensar el İslam değil Ensaruddin. Yani konuşma gerçekse bile konuşmanın gerçekleştiği dönemde Suriye'de bu isimde bir grup yoktu. Bu grup Suriye'deki varlığını Halep bölgesindeki saldırılarıyla duyurdu.
- Ancak konuşmanın doğru olduğunu varsaydığımızda dahi konuşan şahısların bahsettiği ve kaydı çözenlerin "Ansar" olarak isimlendirdiği örgüt "Ensar el İslam" örgütü değil, "Ensar'uş Şam" isimli bir başka grup. Esasen ciddi bir 'hassas' inceleme gerektiren böylesi bir haberde, isimleri birbirine karıştırılan bu iki örgütün hangisinden bahsedildiğini çok kısa bir Suriye seyahatiyle Sayın Ahmet Şık da öğrenebilir ve hangisinden bahsedildiğini kolaylıkla teyit edebilir.
- Ahmet Şık'ın gerçek olduğunu öne sürerek yayınladığı ses kaydı dökümlerinde yer alan gruplardan hiç birisi El Kaide ile ilgili olmadığı pek çoğu Özgür Suriye Ordusu bağlantılı ve Özgür Suriye Ordusu uluslararası arenada "Suriye'nin Dostları" çatısı altındaki pek çok ülke tarafından resmi olarak tanınıyor.
Ahmet Şık'ın üç gündür yayınlanan ve devam etmesi muhtemel görünen haberleri basında ve sosyal medyada daha uzun süre tartışılacak gibi. Ancak haberlerin geneline sirayet eden yanlış çıkarımlar ve tümevarımcı üslubun haberlerin ciddiyetine halel getirdiği de vakıa. Tekrar ve ısrarla belirtmeliyiz ki elbette Ahmet Şık'ın elde ettiğini söylediği kayıtlar her gazeteci için haber değerindedir. Ancak dört yıldır iç savaşın devam ettiği bir ülkede, üstelik uluslararası silah baronlarının çoktan ağlarını kurdukları bir bölgede, silaha ihtiyacı olan grupların silah tüccarlarıyla ilişkide olmasından daha olağan ne olabilir? Haber yönünden bunu tartışmak anlamsız ancak bunu normal dışı olarak sunmanın öyle zannediyoruz ki sağlam bir temeli bulunmuyor.
Son olarak şunu ifade etmeliyiz: Suriye sahası özellikle sahayı iyi tanımayan ve sahayı iyi tanımadan bilgi ya da verileri analiz etmeye gayret eden gazeteciler için ciddi riskler barındırıyor. Öyle ya, kendinizden emin bir şekilde MİT tırlarının Ensar el İslam'a gittiğini ortaya çıkarttığınızı zannederek bir haber kaleme alırsınız ancak daha sonra öğrenirsiniz ki MİT tırlarının Suriye'ye gittiği dönemde o grup henüz Suriye'de savaşmaya bile başlamamıştır.