Eğer Mısır ikinci Suriye olursa...
Yeni Şafak yazarı Prof.Dr. Hayrettin Karaman bugün Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısında, 'Eğer Mısırlılar kendilerini savunmak için silaha sarılırsa onları değil darbecileri ve onlara destek verenleri kınayacağım.' ifadelerini kullandı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-05 13:45:41
İhvan’ın Türkiye temsilcisi Abdülgaffar, “Biz öldürülüyoruz. 19 aydır ‘barış’ diyoruz. Artık yeter ‘kısas’ yöntemine geçiyoruz” dedi. Şimdi 19 aydır bunca zulme, katliama, kıyıma rağmen sabreden, yalnızca “gövdesini siper ederek bu hayasızca akının durmasını” bekleyen, aman şiddete başvurmayalım, “karşı tarafın eline koz vermeyelim” diyen, bu kadar zulüm karşısında belki dünya insafa gelir, vicdanlar harekete geçer de hak ve adalet talebimize destek verirler diye bekleyen İhvan (Mısır halkının büyük bir kitlesi) nihayet “yeter artık, koyun gibi boğazlanmanın faydası yok, meşru savunma hakkımızı kullanmanın zamanı gelmiştir, biz de silaha karşı silah kullanacağız” deme noktasına gelmiştir. Suriye’de de böyle oldu, aylarca Esed’in askerleri, şiddete başvurmadan hak ve hürriyet talep eden halka ateş açtılar, insanları öldürdüler, yaraladılar, zindanlara attılar, işkence yaptılar. Bu arada Türkiye Esed’e, samimiyetle ve hasbi (menfaat peşinde olmadan) nasihatlerde bulundu, nasihat fayda vermedi, zulüm devam etti, sonunda halk da galeyana gelerek şiddete başvurdu. Daha önce de durum kötü idi, ama sonra daha kötü oldu. Bunun sorumlusu kimdir? Bazılarına sorarsanız halktır, halk sabretmeliydi, zulme boyun eğmeliydi, hak ve hürriyet talebinden vaz geçmeliydi, yalnız bırakılacağını bilmeliydi... Bu tezi savunanlar içinden demokrat, hak ve hürriyet savunucusu olanlar, başka durumlarda her şeye rağmen direnişten ve bedel ödemekten söz ederler. Eğer bunların “sabır ve katlanma” tezleri uygulanmaya devam etseydi dünyanın dört bir yanında mazlum ve mağdur halkların, diktatörlerden ve onların efendileri olan sömürgecilerden kurtulmaları, hürriyet ve bağımsızlığa kavuşmaları mümkün olmazdı. Sıkça tekrar ediyorum: Ateş düştüğü yeri yakar. Hariçten gazel okumak kolaydır. Halkın sokağa çıkmasından önce Suriye’de, İhvan’a üye olmak idamlık suç idi. Bugün de Mısır’da İhvan aynı durumda, demokratların (daha doğrusu demokrasiyi istismar edenlerin, işlerine geldiği gibi kullananların, işlerine gelmezse diktatörlerle işbirliği yapmaktan utanmayan ve çekinmeyenlerin) ileri sürdükleri şartlara uygun bir seçimle işbaşına gelen İhvan’ı; sözde kınadıkları, karşı çıktıkları, mahkum ettikleri bir askeri darbe ile deviren Sisi’ye karşı en azından ses çıkarmadılar, kimleri de açıkça veya el altından desteklediler. O da bu desteklerle de şımararak zulmüne devam etti ve ediyor. Daha bir hafta kadar önce, 25 Ocak Devrimi’nin dördüncü yıldönümünde gösteri düzenleyen Mısırlılara, General Sisi’nin askerlerince yine ateş açıldı. 28 Mısırlı daha öldürüldü onlarcası da yaralandı. Evet, Mısırlı meşruiyet temsilcileri 19 ay öldüler, yaralandılar, zindanlara atıldılar, işkenceye uğradılar ama ellerini silaha uzatmadılar. Şimdi meşru savunma haklarını kullanır da silaha sarılırlarsa ben, onları değil, darbecileri ve onlara destek verenleri kınayacağım.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara