Sabri Uzun kimin 'hırsızlığını' ihbar etti?

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Mehmet Kamış'ın yazısının ilgili bölümü şöyle;

"Uzun, Deniz Baykal’la ilgili kumpas kasetini Erdoğan’ın izlediğini ve iki kamerayla görüntülendiğini de kitabında vurguluyor: “Görüntüleri bilgisayarla götürüyorlar Başbakan’a ve bilgisayar başında izlerken hem aletin kamerasından hem de ‘kravat kamera’ yöntemiyle değişik açılardan kaydediyorlar.” (sayfa 106)"

Mehmet Kamış, Sabri Uzun'un kitabından sadece Baykal'ın görüntülerinin Erdoğan tarafından izlenildiğini belirten kısa bir bölümü alıntılıyor. Oysa kitabın ilgili bölümü sadece özel olarak seçilerek alıntılanan pasajdan ibaret değil.

Sabri Uzun'un kitabında ilgili bölüm şu şekilde:

"Deniz Baykal'ı Gizli Kamerayla Kimler Çekti?

Cemaat ile ilgili en önemli iddialardan biri de hiç kuşkusuz CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın özel hayatıyla ilgili gizli kamera görüntülerinin medyaya servis edilmesidir. Söz konusu görüntüler 2010 Mayısı'nda internette yayınlanınca, Baykal, (hiç gereği yokken) "Pensilvanya'ya telefon ettim, bu kaset onlar tarafından yayınlanmamış." şeklinde açıklama yapmıştı.

Baykal, Pensilvanya'da oturan Fethullah Gülen'e telefon edip "Bu kaset senin şakirtlerin mi kaydedip yayınladı?" diye soru sorma gereğini neden duydu acaba? Acaba Ankara Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel'in bir kadınla birlikteyken kaydedilmiş görüntülerini yayınlayanların da Gülen Cemaati şakirtleri olduğunu önceden bildiği için mi bu soruyu sormuştu?

Ben, kendisiyle ilgili kayıtların yayınlanmadan önce Baykal'a verildiğine inanıyorum. Bu görüntüler Deniz Baykal'a Cemaat'in bir imamı tarafından, sanki kendilerinin hiç ilgisi yokmuş gibi gösterildi, "Bize böyle bir kaset verdiler ama yayınlamıyoruz." vb. denildi ve Baykal'ın sonradan teşekkür etmesi sağlandı. "Varan 1" kasetinden sonra "Varan 2" ve "Varan 3" kasetlerinin varlığından bahsedildiğini ve Baykal'ın bu yöntemle "teslim alındığını" da düşünüyorum.

Öte yandan, Deniz Baykal'ın istifasından sonra CHP Genel Başkanlığı'na seçilen Kemal Kılıçdaroğlu da bu kasetle ilgili açıklamalar yaptı. 29 Mart 2014'te Habertürk gazetesinden Kübra Par'a konuşan Kılıçdaroğlu, "Baykal'a komplo kuran ekip beni de izliyor" demiş ve komplonun ardında Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu iddia etmişti. "Erdoğan yalan söylüyor. O görüntüleri izlerken gözlüğünü nasıl taktığını çok iyi biliyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir değil birden fazla görüntüyü izlediğini çok iyi biliyorum" diye eklemişti.

Hanefi Avcı 24 Aralık 2014'te Habertürk televizyonundaki programda Ruşen Çakır'ın sorularını cevaplarken, "Başbakan etrafında Cemaatçi arıyorsa, Baykal görüntülerini kendisine kim getirdiyse ona baksın" dedi. Avcı'nın dikkat çektiği husus önemli. Çünkü olayın şu şekilde olduğu kanısındayım: Deniz Baykal'a söz konusu kaseti ilk götürenler Cemaat'in polisleri değil, bir gazeteci. Böyle bir durumda polis kullanmazlar. Oysa Recep Tayyip Erdoğan'a götüren, Cemaat'in Emniyet imamlarından biri. Görüntüleri bir bilgisayarla götürüyorlar Başbakan'a ve bilgisayar başında izlerken hem aletin kamerasından hem de "kravat kamera" yöntemiyle değişik açılardan görüntülerini kaydediyorlar. Sonra bu görüntüleri de servis ediyorlar. Yani bir kasetle hem Deniz Baykal'a hem de Recep Tayyip Erdoğan'a kumpas kurulmuş oluyor, üstelik her ikisinde de "masum" rolü oynanıyor.

Sabri Uzun kimdir?

1953 doğumlu Sabri Uzun, Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı içerisinde kırk yıla yakın çalıştı. Uzun süre Emniyet İstihbarat Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na bağlı çalışan Sabri Uzun bir dönem İstihbarat Daire Başkanlığı da yaptı. Ergenekon süreciyle ilgili daha önce ciddi eleştiriler getiren Sabri Uzun kaleme aldığı "İN" kitabıyla Cemaat-Hükümet tartışmasıyla ilgili kendi tanıklıklarını ve görüşlerini aktardı.

Not: Sabri Uzun'un "İN" üst başlıklı kitabından yapılan bu kısa alıntı haber amaçlı olarak haberin içerisinde kullanılmıştır. Kitabın tamamına http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=714213 adresinden ulaşabilirsiniz.

*KAYNAK GÖSTERİLMEDEN VE AKTİF LİNK VERİLMEDEN ALINTILANAMAZ