El-Kaide'nin hedefinde Türkiye var mı?

TİMETURK | Cihad KAYGISIZ

Haberturk yazarı Ruşen Çakır bugün köşesinde '' Türkiye hedefte mi? '' başlık bir yazı paylaştı.

Çakır yazısında;''öteden beri radikal İslamcı örgütlerin ülkemizde ses getirici eylem yapıp yapmayacakları söz konusu olduğunda hemen “Türkiye’ye neden saldırsınlar ki?” sorusuyla tartışmaya nokta konulmak isteniyor. Halbuki soruyu tersine çevirdiğimizde işin rengi tamamen değişiyor: Türkiye’ye neden saldırmasınlar ki?'' diyerek El-Kaide'nin Türkiye'ye saldırı düzenleyip düzenlemeyeceği konusunda şunları yazdı;

''Benzer bir tartışma 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra da yaşanır gibi olmuş, ama özellikle TBMM’nin 1 Mart 2003 günü Irak’a asker gönderme tezkeresini kabul etmemesinden hareketle kamuoyunda “Bize kesin dokunmazlar” duygusu hâkim olmuştu. Ama dokundular. Hem de çok kötü bir şekilde 15 Kasım 2003 günü İstanbul’da iki sinagoga, beş gün sonra da yine İstanbul’da İngiltere Başkonsolosluğu ve bir İngiliz bankasına düzenlenen dört ayrı intihar saldırısı El Kaide tarihinde özel bir yer ve öneme sahip.''

Ancak Ruşen Çakır'ın tamamen atladığı bazı hususlar vardı.Bunlardan bir tanesi 15 Kasım 2003 günü İstanbul’da iki sinagoga, beş gün sonra da yine İstanbul’da İngiltere Başkonsolosluğu ve bir İngiliz bankasına düzenlenen dört ayrı intihar saldırısını El Kaide üstlenmemiş aksine kesinlikle reddetmişti.

Çakır'ın atladığı ikinci husus ise 11 Mayıs 2013'de 52 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı saldırısı.

Zira bu saldırı sonrası Nusret Cephesi baş müftüsü Ebu Mariya el Kahtani ''Türkiye Müslümanlarına saldırmanın İslamla yakından uzaktan alakası olmadığını'' belirterek Inca News kaynaklı haberde şunları söylemişti.

Nusret Cephesi baş müftüsü Ebu Mariya el Kahtani'nin açıklaması:

"Nusret Cephesi baş müftüsü Şeyh Ebu Mariya el-Kahtani'den laik Haysam Manna'ya cevaben;

Mücrim laik Haysam Manna kendi internet sitesinde yayınladığı haberle Reyhanlı patlamalarının arkasında Nusret cephesinin olduğu iftirasını duyurmuştu. Biz de diyoruz ki; Ey Allah düşmanları yalan söylediniz. Çünkü Nusret cephesi Müslümanların kanını korumada aşırı derecede hırslıdır ve Müslümanlara karşı gerçekleştirilen bu gibi saldırılara asla ve asla cevaz vermez.
Ayrıca Nusret cephesinin ne Lübnan içinde ne de başka yerlerde yapılan operasyonlarla asla bir bağlantısı yoktur. İftiracı Haysam Manna ve yalancı sitesinin yaptığı haberlerde zerre miktarı kadar doğruluk payı yoktur. Ve buradan yaptığı bu yalan haberi tekzip ediyoruz. Zaten Türkiye ve Lübnan'daki Ehli Sünnet, Nusret cephesinin Müslümanların kanını ne Darulharb'de ne de Darulislam'da mübah görmediğini bilirler. Bilakis Müslümanın kanı ve malı Darul harbde'de Darulislamda'da İslam'ını bozan şeylerden birini açıkça işlemedikçe masumdur.

Yine Nusret cephesinin siyasetini yakın uzak herkes bilir. Başarının sahibi Allah-u tealadır.

Buradan Suriye'deki, Lübnan'daki, Irak'taki ve Türkiye'deki Ehli Sünnetimize şunu diyoruz; Kanınız ve boynunuz bizim kanımız ve boynumuzdan çok çok daha değerlidir. Ve yine kelamımızı Müslüman halklara ve alimlere yönelterek diyoruz ki; Mücahidlerin hendeklerine artık inin çünkü Şam cihadı ümmetin cihadı ve hakla batılın savaşıdır.

Rafiziler Ehli Sünnete karşı savaş ilan ettiler. Ehli Sünnetin üzerine düşen de Kelime-i Tevhid üzere birleşerek kafir ve müşriklere karşı cihad etmektir.El Kaide'nin Sivillere Yönelik Saldırılara Bakışı
El Kaide ve Taliban'ın son yıllarda büyük strateji değişikliklerine gittikleri ve ABD'yi yalnızlaştırarak bazı müttefiklerinden uzaklaştırmak için Türkiye gibi halkı Müslüman olan ülkeleri hedef almadıkları biliniyor.

On yılı aşkın bir süredir Kabil'de görev yapan Türkiye askerlerine El Kaide ve Taliban'ın saldırmamasının ardında bu strateji olduğu biliniyor.

Eymen Ez-Zevahiri, daha önce yaptığı açıklamalarda "Sivillerin toplanma yerlerine yapılan kahpe saldırıları yüksek sesle kınamalıdırlar. Bununla beraber bizler El Kaide hareketi olarak hangi cihadi grup olursa olsun her kim iyice inceleyip titizlik göstermeden sivillerin canını tehlikeye atan eylemler yaparsa bunu şiddetle kınıyoruz ve sahiplenmiyoruz!" demişti.
Zevahiri konuşmasında: Mücahidler Müslümanların kanlarının kudsiyetini savunma noktasında oldukça gayretli olmalı ve operasyonlarını da şeriatın kurallarına uygun olarak yürütmelidirler. Bir operasyon yapacaklarında her yönüyle inceleyip planlamayı çok titiz yapmalıdırlar.

Mücahidler haksızca kendilerine mal edilen her türlü yanlış girişimi ve saldırıyı reddetmeli, özellikle Müslümanların pazar yerlerine, camilere ve sivillerin toplanma yerlerine yapılan kahpe saldırıları yüksek sesle kınamalıdırlar. Bununla beraber bizler El Kaide hareketi olarak hangi cihadi grup olursa olsun her kim iyice inceleyip titizlik göstermeden sivillerin canını tehlikeye atan eylemler yaparsa bunu şiddetle kınıyoruz ve sahiplenmiyoruz.

Zira bizler evlerimizi ve vatanlarımızı sadece Allahın rızasına erişmek ve onun şeriat ve dinine sahip çıkıp hâkim kılmak gayesiyle terk ettik ve canlarımızı da ancak bu gaye ile Allaha sunduk." diyerek saldırılara yönelik hareketin tavrını net olarak ortaya koymuştu.

Örgütün Libyalı asıllı liderlerinden, olan ve örgütün teorisyenlerinden olarak kabul edilen Atiyetullah tarafından yapılan açıklamada ise daha çarpıcı sözlere yer verilmişti.

Atiyyetullah açıklamasında: Bırakın bizler yok olalım...Bırakın bizler, örgütümüz, amaçlarımız, planlarımız ve hareketimiz yok olsun. Ama elimiz masum bir kişinin kanının dökülmesine neden olmasın" demişti.

Görüldüğü üzere, El-Kaide yapmış oldukları saldırıları üstleniyor.Ancak kendilerinin bir bağlantısı olmayan saldırılarıda kesin bir dille reddediyor Reyhanlı saldırısında olduğu gibi.Ayrıca El-Kaide'nin içerisinde ve sempatizanı olarak bilinen bir çok Türk vatandaş var ancak El-Kaide Türkiye'de meydana gelen büyük çaplı hiç bir saldırıyı doğrudan üstlenmemiştir buda akıllarda soru işareti bırakmaktadır.

El-Kaide'nin hedefinde Türkiye var mı?

Haberturk yazarı Ruşen Çakır bugün köşesinde '' Türkiye hedefte mi? '' başlık bir yazı paylaştı ve Türkiye'nin El-Kaide'nin hedefinde olabileceğini savundu.Ancak Ruşen Çakır'ın gözden kaçırdığı bazı hususlar vardı.