Polis memuru Paralel Jitem cinayeti için şart koştu!
TPAO işçisi Cevzet Soysal’ın 1999'da ‘Paralel Yapı mensuplarının oluşturduğu illegal bir birim tarafından kaçırılarak öldürüldüğünü anlatan polis memuru, eşi ve çocuklarının güvenliği için garanti verilirse konuşacağını açıkladı. Soysal'ın ailesi ise cenazesinin bulunması için savcılığa başvurmaya hazırlanıyor. Ailenin Aralık 2014'te BİMER'e yazdığı dilekçe de Batman Valiliği'nde bekliyor
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-01-16 05:07:43
Batman’da 1998-1999 yıllarında Paralel Yapı’ya bağlı illegal bir birim tarafından işkence edilip ve boynu kırıldıktan sonra bir araziye gömüldüğü belirtilen Cevzet Soysal’ın dosyası yeniden açılmaya hazırlanıyor. Soysal’ın paralel polisler tarafından öldürüldüğünü açıklayan polis memuru da ‘ailesinin koruma altına alınması' halinde tüm bildiklerini savcılığa anlatabileceğini söyledi.
Cezvet Soysal'ın bindirildiği polis arabasını gördüklerini ifade eden eşi Kaside Soysal ve oğlu Mücahit Soysal ise Soysal'ın cenazesinin gömüldüğü iddia edilen yerden çıkarılması için savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
AİLENİN DİLEKÇESİ VALİLİKTE
Mücahit Soysal, Aralık 2014'te de Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) babasıyla ilgili başvuruda bulundu. Soysal dilekçesinde, "Babam, 9 Kasım 1998'de evimizin önünden kaçırıldı. Maddi durumumuz iyi olmadığından, terör mağdurları gibi tazminat alabilmek için başvuru yaptık. Ama terör kaçırmadı diye faydalandırmadılar. Babamın yaşayıp yaşamadığının araştırılmasını talep ediyorum. Babam teröristler tarafından kaçırılmadıysa emniyet güçlerinin elindedir. Yok eğer terör kaçırdıysa diğer mağdurlar gibi işe alınmak istiyorum" dedi. Soysal'ın bu dilekçesi İçişleri Bakanlığı tarafından Batman Valiliğine gönderildi. Dosya valilikte işlem yapılmayı bekliyor.
Sadece sopam var
Paralel Yapı’nın emniyet ayağındaki yapılanmalarını ve faili meçhul cinayetlerini olayların birebir tanığı olarak Sabri Uzun’un kitabında deşifre eden polis memuru Yeni Şafak’a konuştu. İsmini güvenlik gerekçesiyle vermediğimiz polis memuru, kendinin ve ailesinin hayatının tehdit altında olduğunu, güvence verilmesi halinde her şeyi savcılara anlatabileceğini açıkladı.
İsminizi niye gizliyorsunuz? Can güvenliğinizden endişeniz mi var?
Can güvenliğim yok. Elimde sadece silah olarak bir sopa var başka kendimi koruyacak bir şey yok. Allah’a emanetim yani. Beni susturmak için mahkemede söylememem için her şeyi yaparlar. Bu kumpası kuranların beni öldürmesi zor bir şey değil ki. Çok da basit.
Savcılığa niçin başvurmadınız?
Ciddiye almadılar. Savcı bile beni çağırmadı. Ciddiyet görmeyince anlatmadım. Hayati endişem var. Üniversitede okuyan çocuklarım var. Her şeyi yapacak karakterde bu yapının insanları. Bu haber çıkınca benden kaynaklandığını tahmin edecekler.
Açıkçası korkuyorum.
Ciddiye alınmadığınızı nereden biliyorsunuz?
Gizli tanıklık için çeşitli görüşmelerde bulundum ama yapmadılar. Endişem var. Eşim artık istemiyor konuşmamı. Yasal güvence verilirse Cevzet Soysal olayını da detaylı olarak anlatırım. Çok daha şeyler var. Daha önce bir konuda verdiğim ifademi bir polis memuruna aldırdılar. Bir komiser bile almadı.
Kitaptan haberiniz var mıydı?
Hayır. Sizden öğrendim.
“Onların suratlarına tükürmek istiyorum”
Kardeşi Cevzet Soysal’ın dönemin emniyet görevlilerince kaçırılarak infaz edildiğine dair bilgiyi Yeni Şafak’ta dün yayınlanan haberden öğrenen kardeşi Kutbettin Soysal, gözyaşlarına hakim olamadı. Kardeşinin öldürüldüğünü tahmin ettiğini ancak dünkü habere kadar bunu dillendiremediklerini telefonda ağlayarak anlatan Soysal, şöyle konuştu: “Ben ondan 4 yaş küçüğüm. O dönemde Batman’daydım. Kaçırıldığı gün yengem beni aradı. Hepimiz polisin kaçırdığını anladık. Emniyete gittik. Öyle biri yok dediler. İfadeler verdik. Ama bir sonuç alamadık. Hatta çok yakınlarımızdan bile şüphe duyduk. Giden gitti artık da abimin cenazesinin bulunmasını ve bunu yapan şahısların mahkemeye çıkmasını istiyorum. Çok yıkıldık. Ben bu insanlarla yüzleşip suratlarına tükürmek istiyorum.”
“Sorgulayanlardan ikisi fethullahçıydı”
Sabri Uzun’un kitabında itirafları yayınlanan Polis memurunun verdiği bilgilere göre Batman Emniyet Müdürlüğü’nde C.C. ve A.A. isimli polis müdürlerince illegal olarak kurulan Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’nce kaçırılarak yaklaşık 1 ay işkence gören Kazım Uysal, Hizbullah üyeliğinden yargılandığı mahkemeye kaçırılma ve işkence sürecinde şahit olduğu herşeyi anlattığını ve bunların mahkeme tutanaklarından çıkarılabileceğini söyledi. “Doğan türü bir araba tam arkasında da Toros araba, arabanın da içerisinde üniformalı resmi polisler” vardı diyen Uysal, o polislerin kaçırıldığı anı gördüklerini kaydetti.
ERBAKAN'A KİN KUSTULAR
Sabri Uzun’un kitabındaki bilgileri veren polis memuru, Yeni Şafak’a Uysal’ı kaçıran üç polisin Ö., A., ve H. olduğunu, iki polisin paralel yapı, birinin ise Milliyetçi çizgiden olduğunu anlattı. Polisin verdiği bilgilerin Uysal’ın önceki gün Yeni Şafak’a yaptığı şu açıklamalarla örtüşmesi ise dikkat çekti: “İllegal olarak gözaltında tutulduğum 24 gün boyunca Polislerle siyasi tartışmalar yaptık. Polislerin iki tanesi Fethullahçıydı. Bunları da gizlemiyorlardı. Özellikle Refah Partisi ve Erbakan Hocayla ilgili kin kusuyordu. Neden dedim? Verdikleri cevabı bugün bile hatırlıyorum. Fetullahçı polis ‘O MGK’da kırmızı kitabı imzalamış. Neden imzaladın diye sorduklarında o da ‘hepsi Fethullahçıdır’ demiş’ şeklinde cevap vermişti. Ben de Erbakan Hoca’nın bunu dediğine inanmadığımı söylemiştim. Abdest almama bile izin vermiyorlardı. O 24 gün boyunca teyemmüm alarak namaz kıldım. Cezaevine bırakırlarken yanlarına kalmayacağını söyleyince ‘Sağ bıraktığımız için mi?’ dediler. Yaptıklarına şahit olduğum için öldürmelerinden hep endişe ettim. Allah kurtardı.”
JİTEM süsü veren polisler görevde
Sabri Uzun'un kitabında yer alan bilgilere göre 'Paralel yapıya mensup polis müdürleri tarafından 1998-99 yıllarında Batman'da kurulan ve adına Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi' denilen yaklaşık 10 kişilik ekibin büyük bölümünün halen çeşitli illerde aktif görevde bulundukları öğrenildi. Söz konusu polis memurlarının 17 - 25 Aralık operasyonlarından sonra görev yerlerinin değiştirildiği, polis memurlarından birinin İzmir’e bir karakola gönderildiği, bir diğerinin ise yine bir büyükşehirde çocuk şube müdürlüğünde görev yapmaya devam ettiği kaydedildi.
Yenişafak
SON VİDEO HABER
Haber Ara