Dolar

34,8712

Euro

36,6793

Altın

3.042,26

Bist

10.058,47

'Terörün her türlüsüne karşı çıkmamız lazım'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Terörü gerçekten bitirmek istiyorsak, başta devlet terörü olmak üzere, nereden gelirse gelsin, her türlü teröre demokratik ilkeler ve insani prensipler çerçevesinde karşı çıkmamız lazım' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-13 15:52:27

'Terörün her türlüsüne karşı çıkmamız lazım'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Paris'teki saldırı ve yükselen İslam karşıtlığını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Paris'teki  saldırının dışında zaten Avrupa'da özellikle 4-5 yıldır çok kuvvetli bir şekilde gelişen İslam karşıtlığı, göçmen karşıtlığı, bazı yerlerde de Türk düşmanlığı olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, 11 Eylül olaylarından itibaren dünyanın bir çok yerinde bir karanlık odanın, İslamofobiyi, İslam karşıtlığı, düşmanlığını tetiklediğini, körüklediğini bildiklerini ifade ederek, ''Şimdi diğer tarafta da maalesef İslam adına son derece karanlık görüntüler, işte kafa kesen, insanlara baskı yapan, zulüm yapan, İslamı terörle eş değer göstermeye çalışan ve maalesef yaptıkları bütün işlerle de ne İslam'a ne Müslümanlara faydası olmayan, hayrı dokunmayan, tam tersine bunlarla da İslam karşıtlığını alevlendiren bir şiddet dalgası var. Dolayısıyla her ikisi el ele İslam karşıtlığını ciddi bir şekilde teşvik ediyorlar, güçlendiriyorlar'' şeklinde konuştu.

Terörün dini, dili, etnik yapısı, mezhebinin olmadığını belirten Kurtulmuş, terörün kim tarafından, hangi amaçla, kime karşı kullanılırsa kullansın, aslında bütün insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, bunun için sadece Müslüman dünyasının değil aynı zamanda bütün dünyanın bu teröre karşı oluşacak atmosferde barış dilini iyi kullanması gerektiğini vurgulayarak, ''Nasıl Norveç'te hatırlayacaksınız 2011'de, 77 kişiyi öldüren, 242 kişinin yaralanmasına vesile olan terör olayı, son derece koyu bir Hristiyan kişi tarafından işlenmişti, nasıl bunu Hristiyan terörü olarak adlandırmak doğru değil, insaflı değilse, aynı şekilde bu Fransa'daki son saldırıların Müslümanlar tarafından yapılmış olması da İslam terörü adı altında bir bahis açılmasını asla meşru görmez'' görüşüne yer verdi.

"Çok sağlam ve başı dik durmamız lazım"

Öncelikli olarak bu konuda hem Türklerin hem de Avrupa'daki Müslümanların çok sağlam ve başı dik durması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, Avrupa'daki barış yanlısı olan geniş kitlelerin son derece duyarlı ve hassas davranmaları gerektiğini söyledi.

Avrupalı akıllı siyasetçilerin, fikir ve kanaat önderlerinin Müslümanların Avrupa'nın bir parçası olduğu fikrinden hareketle İslamofobi, İslam karşıtlığı, göçmen karşıtlığı peşinden koşanların oyunlarını boşa çıkarması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Avrupa'daki barış yanlısı insanlar da bu çerçevede gerçekten Avrupa halklarını tansiyonunu düşürecek, bunun İslam ile batı arasında bir savaş değil, Müslümanlıkla Hristiyanlık arasında bir savaş değil, tam tersine, bütün insanlığa karşı yapılmış bir suç olduğunu söylemeleri lazım" dedi.

"Ateşe odun taşıyan kim varsa onun karşısına çıkmamız lazım"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Fransa'daki yürüyüşte, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'nun ön safta yer almasına dönük eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, yürüyüşte dünya liderlerinin Paris'teki terör saldırısı üzerinden teröre karşı ortak bir duyarlılığın oluşması iradesini olumlu gördüklerini ifade etti.

Ancak bugün dünyada terörün iyisi ve kötüsünü tartışan çevrelerin olduğunu da bildiklerini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bazı terör olaylarına sonuna kadar direnen, karşı çıkanların, başta İsrail'in devlet terörü olmak üzere, Suriye'deki devlet terörü olmak üzere, birçok yerde devlet eliyle, devletler eliyle işlenen teröre karşı seyirci kaldığını, hatta zaman zaman İsrail'in yapmış olduğu saldırılar, Gazze saldırıları ve diğerleri de olduğu gibi, bunlara sessiz kalmanın ötesinde neredeyse bir yerde destek veren insanların olduğunu siyasetçilerin de olduğunu biliyoruz. Eğer terörü küresel bir felaket olarak görüyorsak, bu küresel felaketin unsurları olan, bu küresel felakete, bu küresel ateşe odun taşıyan her kim varsa, onun karşısına çıkmamız lazım. Bunun için de terörün her türlüsünü lanetlememiz lazım. Nasıl DAEŞ ve benzeri örgütlerin ya da ismini bilmediğimiz birtakım terör networklerinin böyle masum, sivil insanların üstüne saldırmaları suçsa, aynı şekilde elinde orduları olan, elinde bombaları olan, silahları olan devletlerin de sadece ırki ve dini farklılıkları dolayısıyla bir halka soykırım uygulamalarını, onların üzerine devlet terörünün aletleriyle gitmelerini de asla tasvip etmemek lazım. Aslında Fransa'daki dünkü görüntüde ortaya çıkan bir başka mesele de bu . Samimiysek ve terörü gerçekten bitirmek istiyorsak, başta devlet terörü olmak üzere, nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin her türlü terörün karşısında demokratik ilkeler ve insani prensipler çerçevesinde karşı çıkmamız lazım."

Birlikte hareket çağrısı

''Bir hafta içerisinde Gazze'de 2 bin masum öldüğü zaman hiç sesi çıkmayanlar neredeydi? Ya da bırakın bizim Reyhanlı saldırısında onlarca masum insanımız terör saldırısında kurban verildiği zaman neredeyse kimsenin sesinin çıkmadığını, kimseden gık çıkmadığını da biliyoruz'' diyen Kurtulmuş, Nijerya, Fransa, Irak, Suriye ve Pakistan'daki teröre de karşı çıkacaklarını ancak işlerine gelmediği zaman terörü görmemezlik yapmayacaklarını söyledi.

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin terörün her türlüsünü lanetleyen bir ülke olarak Fransa sokaklarında bulunduğunu dile getirerek, bütün dünya olarak başta devlet terörleri olmak üzere, bütün saldırgan güçlere karşı insan onurunu, insan haysiyetini ayaklar altına alan terörist saldırılara karşı hep beraber hareket etme çağrısında bulundu.

Kurtulmuş, "Terörü ayırt etmeyelim, 'İsrail'den gelirse iyidir', 'bundan gelirse iyidir', 'bundan gelirse kötüdür' demeyelim, hep beraber dünyada terörün her türlüsünü lanetleyelim ve terörü sona erdirmek için, terörü doğuran sebeplerin ortadan kalkması için el birliğiyle bir barış ekseni oluşturalım" şeklinde konuştu.

"Son derece yanlış bir değerlendirme"

IŞİD ile ilgili sorular üzerine Kurtulmuş, IŞİD terör örgütünün networku içinde binlerce insan bulunduğunu ve bunların değişik ülkelerin vatandaşı olduğunu belirtti.

Bu anlamda uluslararası bir network olduğunun herkes tarafından görüldüğünü aktaran Kurtulmuş, "DAEŞ'ın içerisinde faaliyetlere katılan Almanya, Belçika, Fransa, Kanada, İsviçre pasaportu taşıyan, Avrupa'daki her ülkeden IŞİD'in militanı olan birtakım unsurlar var. Buna baktığımız zaman 'Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere IŞİD'i destekliyor mu?' diyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, Fransa'daki market saldırısını gerçekleştiren Ahmedi Kolibali'nin sevgilisi olduğu bildirilen kişinin Türkiye'ye de İspanya üzerinden geldiğine dikkati çekerek, "Dolayısıyla 'İspanya'da bu işin içerisindedir mi' diyeceğiz? Bu son derece haksız, son derece yanlış bir değerlendirmedir. Maalesef Türkiye'ye karşı yürütülmeye çalışılan kara propagandanın bir parçasıdır" dedi.

"IŞİD bir sonuçtur, sebep değil"

IŞİD ya da benzer örgütlerin ortaya çıkmasıyla ilgili başından beri Türkiye'nin tespitinin açık ve net olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, IŞİD'in bir sebep değil, sonuç olduğunu anlattı.

Kurtulmuş, uluslararası camianın, "Suriye'nin dostları" denilen ülkelerin dahi Suriye sorununun nasıl çözüleceğini bilmediğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"IŞİD'in ortaya çıkması, aynen Amerika'nın Pakistan'ı işgalinden sonra Taliban'ın ortaya çıkış süreciyle birlikte çok büyük bir paralellik arz ediyor. Dolayısıyla işgal, siyasi baskılar, siyasi istikrarsızlıklar ve dünyanın dört bir tarafından gelen insanların rahat şekilde ulaşabileceği bir terör zemininin varlığı, maalesef uluslararası terör networküne güç veriyor. Bunu görmeden, buradaki siyasal istikrarsızlık unsurlarını giderecek iradeyi ortaya koymadan, diyelim ki varsayalım ki yarın sabah IŞİD'i bitirdiniz, inanın ki ertesi gün MIŞİD ortaya çıkar. Burada özellikle yıllardır terörden çok çekmiş Türkiye'nin tavrı çok nettir: IŞİD'in ya da bir başka örgütün, adını bilelim ya da bilmeyelim, herhangi bir insanın terör saldırısı içerisinde olmasını asla insani ve siyasi değerlerimiz açısından kabul etmemiz mümkün değildir."

"Türkiye, üzerine düşen her şeyi yapıyor"

Kurtulmuş, bütün terör unsurlarına karşı durduklarını ama en çok da barış ve esenlik dini olan İslamın adı kullanılarak, İslam adına terör faaliyetlerinde bulunanlara karşı olduklarını söyledi.

Türkiye'nin bütün ülkelerle bu bağlamda istihbarat paylaşımına hazır olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Bize gelen bütün istihbarat bilgileri çerçevesinde, yaklaşık 7 bin kişinin terörle bağlantılı olduğu şüphesiyle Türkiye'ye girişi engellendi. Bunların içerisinden yaklaşık bin 500'ü Türkiye sınırları içerisinde yakalandı ya da Türkiye sınırında yakalandı ve deport edildi yani tekrar yurt dışına geri gönderildi. Türkiye kendisine ulaşan bilgiler çerçevesinde üzerine düşen her türlü şeyi yapmaktadır, yapmaya da devam edecektir" şeklindeki görüşlerini paylaştı.

Türkiye'nin, dünyaya "Gelin terörü ortaya çıkartan bütün nedenler üzerinde hep beraber savaşalım, hep beraber mücadele edelim, barış ekseni içerisinde ne IŞİD'in rahatça faaliyet gösterebileceği ne de bir başka terör örgütünün rahat faaliyet gösteremeyeceği bir dünyayı hep beraber kuralım" çağrısında bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu anlamda tavırları ve pozisyonları son derece netken hem dışarıda hem içeride birtakım haksız saldırılar ve kara propagandaların hedefi olmanın asla kabul edilemeyeceğini bildirdi.

"Bu şiddetin mutlaka durdurulması lazım"

Çifte standart gibi Avrupa'ya yöneltilen eleştirilerin sorulması üzerine Kurtulmuş, Avrupa'da artan ırkçılığın vahim boyutlara ulaştığını söyledi.

İslam karşıtlığının önlenebilmesinin en etkin yolunun, suçluların anında bulunup, cezalandırılması olduğunu anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ama maalesef bunların büyük çoğunluğunun faillerinin yakalanmadığı, yakalanamadığı ve dolayısıyla açıkça, alenen İslam karşıtı faaliyetlerde bulunan, faşist unsurların cezalandırılamadığını görüyoruz. Bu Avrupa'nın ciddi bir ayıbıdır, daha doğrusu eksikliğidir demek isterim... İnsanlara karşı, dinlere karşı, camilere karşı bir saldırıya dönen bu şiddetin mutlaka durdurulması lazım. Yakılan, yıkılan camiler, mescitler daha iyi bir şekilde onarılacak. Kültür merkezlerimiz daha iyi bir şekilde onarılacak. İslamofobinin militanlarına da Avrupa'da bizim vatandaşlarımızı ezdirtmeyeceğiz."

"Dünya yeni bir düzene doğru gidiyor"

Numan Kurtulmuş, "Artık dünyayı şöyle görmenin yanlış olduğu kanaatindeyim. Müslümanlar-Hristiyanlar, batılılar-doğulular, şu siyasi görüşe sahip olanlar-bu siyasi görüşe sahip olanlar. Aslında dünya yeni bir düzene doğru gidiyor. Aslında 11 Eylül'den sonra başlayan dönem bu anlamda bir gelişmeyi ortaya koyuyor. O da şudur. Dünyada barış yanlısı olanlarla, barış ve düzen yanlısı olanlarla, çatışma ve savaş yanlısı olanlar arasında bir mücadele var. Bu çoktandır başladı" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"İslamın içerisinde de barış yanlısı olanlar var savaş yanlısı olanlar var. Hristiyanların içerisinde de barış yanlısı olanlar savaş yanlısı olanlar var. Dünyanın bütün ülkelerinde, bütün din ve mezheplerin içerisinde, bütün kanaatlerinin içerisinde, barış ve düzen yanlısı olanlarla savaş ve çatışma yanlısı olanlar var. Bizim yolumuz bellidir. Biz, barış ve düzen yanlısı olanlarla yani insanlar arasında hoşgörülü, saygıya dayalı bir küresel sistemin kurulması istikametinde düşünenlerin hepsiyle ittifak ediyoruz. Hepsiyle aynı çizgide buluşmaya gayret ediyoruz. Eğer biz bu barış cephesini kuvvetlendirebilirsek, savaş cephesinde yer alanlar da şunlar ya da bunlar mezheplerini, dinlerini söylemeden ifade ediyorum; bunların hepsi de barış yanlısı olanlara karşı olacak. Bu anlamda Türkiye barış tezinin, barış ekseninin merkezi olmayı sürdürdükçe Türkiye'ye karşı saldırılar da tabii ki olacak. Bunların bir kısmı kara propaganda şeklinde olacak. Bir kısmı da Sultanahmet'te ya da Dolmabahçe'de gördüğümüz gibi olduğu gibi fiili saldırılar şeklinde olacak. Tedbirlerimizi alacağız ama istikametimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir selamet, barış adası bu ülkenin aynı zamanda dünyanın barış ekseninin de merkezi olması için bütün gücümüzle gayret sarf edeceğiz."
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara