Dolar

34,9476

Euro

36,7282

Altın

2.978,61

Bist

10.125,46

Etyen Mahçupyan'dan Zaman Gazetesi ve Türköne'ye: Çırpınış

Akşam Gazetesi yazarı Başbakan Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan bugünkü yazısında Zaman Gazetesi'ni ve cemaati eleştirdi..

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-08 03:28:57

Etyen Mahçupyan'dan Zaman Gazetesi ve Türköne'ye: Çırpınış

İşte Etyen Mahçupyan'ın "Çırpınış" başlıklı o yazısı:

Türkiye siyasetinin en ilginç laboratuvar ortamlarından biri muhtemelen 17 Aralık sonrası Zaman gazetesinin haftalık yayın kurulu toplantılarıydı. Şubat sonunda bile hâlâ AKP’nin yüzde 30 oy alacağından emin editörler vardı. Ama toplantılara katılan kabaca otuz kişinin birkaçı hariç herkesin yaşananlar konusunda epeyce bilgisiz olduğu açıktı. Cemat’in stratejisi belki birkaç kişi için malum olabilirdi ama diğerleri birçok olaya ilişkin ‘resmi’ bakışı muhtemelen ilk kez o toplantılarda duydu. Cemaat’in sıradan üyelerinin bu naif görünümüne karşın, köşe yazarlarından biri de aynen benim gibi neredeyse bütün toplantılara katıldı ve tümüyle kendine has bir görüşün ısrarlı takipçisi oldu.

Söz konusu kişi Mümtazer Türköne idi… Her hafta AKP iktidarının niçin çökeceğine dair alternatif bir teoriyle geldi. Yolsuzluklar argümanı artık kenarda tutuluyordu. El Kaide bağlantısı, Batı’nın AKP’nin hesabını kesmiş olduğu, ekonomik krize gidildiği türünden epeyce zorlama ‘deliller’ öne sürerek bir anlamda yayın kurulunun sağlam durması telkin edilmekteydi. Ancak haftalar boyu asıl değişmeyen ana söylem basitti: “30 Mart seçimleri sonrasında kesinlikle Erdoğan’sız bir siyaset olacak.” Hatta Türköne bu öngörüyü “emin olduğum tek bir şey varsa o da budur” ilave cümlesiyle birlikte kullanacak kadar özgüvenliydi.
Zaman yayın kurulu için onların dışından birinin bu öngörüyü böylesine net bir biçimde yapabilmesi tabii ki çok değerliydi. Kendilerini iyi hissetmelerini, geleceğe güvenle bakmalarını mümkün kılıyor, mücadeleyi sürdürme güçlerine katkıda bulunuyordu. Türköne’nin yürüttüğü strateji kendi kişisel siyasi duruşunun uzantısı olabilir… Ama temellerinin pek güçlü olmadığı ortadaydı. Cemaat mensupları buna ne derece farkında olmadan ya da meşrepleri nedeniyle kapıldılar söylemek zor. Eğer öngörü gerçekleşseydi ne yaşayacaktık, onu da bilemeyiz… Sonuçta bu ‘bile bile lades’ durumu artık geride kaldı. Şimdi Türköne için ‘gelecek’ Cemaat’in içinde barınabilme yeteneğiyle orantılı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara