Dolar

34,8647

Euro

36,6366

Altın

3.041,18

Bist

10.058,47

Gazeteciye gerekçesiz sınır dışı

Geçen hafta içinde ajanslara bir haber düştü; Suudi Arabistan’da yaşayan bir Türk gazeteci sınır dışı edilmişti. Suudi yetkililer, İsmail Yaşa'nın ikametini iptal etmiş, Türk gazeteciyi 'Persona non grata' yani istenmeyen kişi ilân etmişti.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-03 09:22:20

Gazeteciye gerekçesiz sınır dışı

Yaşa, Twitter hesabından durumunu şöyle ifade etti:

“Sınırdışı edildim. İstanbul’dayım. ‘İstenmeyen adam’ ilan edilmişim, öyle dediler.”

"Persona non grata"

Peki 12 yıldır Suudi Arabistan’da yaşayan Yaşa neden birden bire “Persona non grata” ilân edilmişti? Yaşa, 12 yıldır orada işçi olarak bulunduğunu, 1992-1998 yılları arasında da İslam Üniversitesi’nde öğrenci olarak Suudi Arabistan’da yaşadığını anlattı. Yaşayı, yaklaşık üç hafta önce orada kaldığı süre boyunca kefili olan kişi aradı. Kendisinin de mütercim olarak çalıştığı yayınevinin sahibi olan 'kefil', Dammam adlı kente gidip gitmediğini sordu. Gitmemişti. "Kefil", Yaşa'ya, Dammam'daki pasaport müdürlüğünden hakkında bir arama kararı olduğunu söyledi. Gerisini İsmail Yaşa anlatıyor:

"Beni teslim edene kadar kefilimin bütün ticari işlemlerini durdurmuşlar. Şaşırdım tabii, 'herhangi bir kavgaya karıştın mı, bir suç falan işledin mi?' diye sordu. Hayır, hiçbir yanlışlığım olmamıştı. Sonra anlaşıldı ki, İçişleri Bakanlığı, Ramazan ayının 10’unda benim hakkımda sınır dışı etme kararı almış. Kararda herhangi bir gerekçe belirtilmiyor. Sadece 'Suudi Arabistan’da istenmeyen kişi' ilân edilmişim. Sonradan öğrendim ki, bir kanuna göre İçişleri Bakanı’nın gerekçe bildirmeden sınır dışı etme yetkisi varmış. Benim hakkımdaki karar da buna dayanarak alınmış. Resmi gerekçe olmadığı için biz de sağdan soldan bilgiler almaya çalıştık, ayrıca çeşitli tahminlerde bulunduk."

Diplomasinin gergin günleri...

Yaşa, o dönemde El Arap isminde bir Katar gazetesinde yazdığını söyledi. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin büyükelçilerini Doha’dan çektikleri, Katar ile Suudi Arabistan ilişkilerinin gergin olduğu bir dönemdi. Yaşa o günlerde Suudi Arabistanlı yazarlara Katar medyasında yazmayı durdurmalarının söylendiğini aktarıyor:
"Suudi Arabistanlı yazarlar durdurdular yazmayı. Ama ben Suudi Arabistanlı değilim. Doğrudan bana bir uyarıda bulunulmadığı için ben Katar gazetesinde yazılarıma devam ettim. Ben yazılarımda Araplar ile ilgili bir şey yazmıyor, genel olarak Türkiye’yi anlatıyordum. Sınır dışı edilmemdeki gerekçelerden birinin bu olduğunu söylüyorlar. Bir diğer konu, telif ücretini banka yoluyla açıktan havale ediyorlardı. Suudi yetkililerin 'Katar buraya adamlarını yerleştiriyor, buraya o nedenle para tahvil ediyor' diye düşünmüş olabilecekleri öne sürüldü."

Resmi yetkililerin yazılarının ve Twitter paylaşımlarımın içeriğinden rahatsız olduklarına dair haberler duyduğunu söyleyen Yaşa, o günlerde Suudi Arabistan medyasında Türkiye aleyhinde yazılar çıktığını anlatıyor. Yaşa, "El Arabiya, Şarkul Avsat" gibi Suudi medyasındaki bazı yayın organları Türkiye hakkında ve cumhurbaşkanına yönelik ciddi karalama kampanyaları düzenliyordu. Ben ve benim gibi birkaç kişi daha sosyal medyada buna karşı açıklamalarda bulunuyorduk. Bunlardan rahatsız olmuşlardır belki, bilemiyorum. Ayrıca, Türkiye’nin Mısır ile ilgili tavrı konusunda Suudi medyasında bazı ters giden şeyler vardı" diyor.

Twitter mesajlarından rahatsız oldular

Suudi Arabistan hükümetinin, Yaşa'nın gazete ve internet sitelerinde Türkiye ve dönemin başbakanı Erdoğan hakkında çıkan yazılarına bakarak rahatsız olduğunu, kendisi ile Türk hükümeti arasında bağ kurmaya çalıştığını söylüyor. Yaşa, "Başbakanlık danışmanlarından bazıları ile Twitter faaliyetlerimin ve yazılarımın tanınmasından sonra tanıştım. Onlar ile de yüz yüze görüşmüşlüğümüz yoktur. Benim ile birlikte Riyad’da oturan bir kişiyi daha alarak Türkiye ile irtibatlandırıp bizi Suudi Arabistan’da Türkiye propagandası yapan bir hücre gibi göstermeye çalışıyorlar" diye anlatıyor o günlerde yaşadıklarını. Daha sonra bununla ilgili Birleşik Arap Emirlikleri’nin finanse ettiği, Londra’da çıkan El Arab adlı bir gazetede hakkında haberler yayımlandığını, fotoğraflarını bastıklarını söylüyor, kendisini "El İktisadiye adlı bir Suudi Arabistan Gazetesi’nde de bir haber çıktı benimle ilgili. Burada SETA’yı filan da işin içine sokarak bir hücre olarak Türkiye propagandası yapmakla itham ettiler. Bu doğru değil. Ben başbakan danışmanıyla bir iki kez Twitter’da yazıştım, bir kere de telefonlaştık. Riyad’da bizi ilintilendirdikleri diğer arkadaşla telefonda bile konuşmadım, SETA ve hükümetle bir bağlantım, bir kuruş para almışlığım yok. Bunlar tamamen karalama" diye savunuyor. Suudi Arabistan'da hiç bir siyasi faaliyete katılmadığını da vurguluyor.
İhvancı olmakla itham edildi

Yaşa, "Mısır'daki Müslüman Kardeşler'i savunuyorsanız, onlara haksızlık yapıldığını düşünüp bunu dile getiriyorsanız, Mısır’da darbeye karşıysanız hemen 'İhvancı' damgasını vuruyorlar size" diyerek oradaki siyasi atmosferin hassaiyetini de anlatıyor, şöyle devam ediyor:

"Son dönemde haftada üç kere makale yazıyordum; birisi daha önce de bahsettiğim Katar merkezli El Arab gazetesi, Arabi 21 adlı internet sitesinde ve Ahbar Türkiye sitesinde, haftada üç yazıyla Türkiye ile ilgili makaleler yazıyordum; Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan Gezi olaylarına kadar söylenenlere cevap veriyordum. Ben propaganda yapmıyorum, yeri geldiğinde hükümeti de kendi bakış açıma göre eleştiriyordum. Nihayetinde gazeteciyim, kendi durduğum noktadan kendi bakış açıma göre hükümeti de eleştiriyordum. Bu benim kendi görüşümdür, ben bunu iş olarak yapıyorum."

İsmail Yaşa'nın sınır dışı edilmesinin ardından eşi ve çocukları da Türkiye'ye geldi. Yaşa, gözaltına alınarak gönderilmekten endişe ettiğini fakat sınır dışı işlemi sırasında herhangi bir kötü muamele görmediğini söylüyor.

Murat Utku / AL JAZEERA
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara