Cübbeli Ahmet'ten Cumhurbaşkanlığı Sarayı açıklaması
Vahdet gazetesinde yazıları yayımlanan Cübbeli Ahmet, Cumhurbaşkanlığı binasını eleştirenlere sahabe döneminden örneklerle cevap verdi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-12-18 12:05:27
Cumhurbaşkanlığı binasıyla ilgili tartışmalara başından beri sessiz kalan Cübbeli Ahmet sessizliğini bozdu. Kamuoyunda Cübbeli Ahmet hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Cumhurbaşkanlığı binasıyla ilgili olarak, “Sahabelerden örnekler veriliyor ama meseleleri tek yönlü ele almamak lazım. Müçtehitlerin çıkardığı yorumları bilmek gerekir.” dedi.
İşte Cübbeli Ahmet’in yazısının o bölümü:
Saray tartışmaları gündemde. Sahabelerden örnekler veriliyor ama meseleleri tek yönlü ele almamak lazım. Müçtehitlerin çıkardığı yorumları bilmek gerekir.
Efendim “O saray yapmış, o köşk yapmış, öbürü araba alıp satmış…” bunlar bizi alakadar etmiyor. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Dünya işlerini siz daha iyi bilirsiniz.” buyuruyor. (Müslim, Fedâil:38, no:6277, 7/95)
YAYIK GİBİ ÇALKALARIM
Ebu Zerr örneği veriliyor. Hazreti Muaviye (Radıyallâhu Anh) Efendimiz’e “Bu saray niye böyle oldu?” diye karşı çıkmış. Şimdi burada ben yayık gibi çalkaladıkça çok acayip şeyler çıkarabilirim.
Şimdi Ebu Zerr Efendimiz zamanın halifesine gitmiş. Hazreti Muaviye’ye. Saraya girmiş. Konuşmalarıyla tehditleriyle sarayı sallamış adeta. Buradan ben şunu anlıyorum. Hazreti Muaviye ne kadar acayip bir insanmış. Bugün hangi yöneticinin karşısına çıkılıp böyle bir ikaz yapılabilir. Ebu Zerr büyük adam tamam. Ama Muaviye (Radıyallâhu Anh) da farklı bir zat. Neden?
HZ. ÖMER ÖRNEĞİ
Ebu Zerr (Radıyallâhu Anh)ı karşısına muhatap alıp dinlemiş. Neyse Hazreti Muvaiye Ebu Zerr (Radıyallâhu Anh)ı dinlemiş, ikna etmeye çalışmış, kapıya kadar çıkıp yolcu etmiş. Hiç bir hakaret edilmemiş.
Ebu Zerr örneğine karşılık ben de Hazreti Ömer örneği vereyim. Hazreti Ömer’in sarayı yoktu doğru. Yoktu ama Hazreti Ömer Hazreti Muaviye’yi teftişe gitti. Nitekim İbni Abdilberr ve Zehebî (Rahimehumellâh) gibi büyük zatların nakline göre; Ömer (Radıyallâhu Anh) Şam’a girip Muâviye’yi gördüğünde: “Bu Arab’ın Kisrâsı olmuş.” dedi.
KORKUTMAMIZ GEREKİYOR
Çünkü Muaviye (Radıyallâhu Anh) onu çok şâşaalı bir kafileyle karşılamıştı. Ömer (Radıyallâhu Anh) ona: “Bana gelen haberlere göre ihtiyaç sahipleri senin yanına direk giremiyor, kapında bekli-yorlarmış, buna rağmen sen böyle debdebeli kafileler nasıl düzenleyebiliyorsun, bunu niçin yapıyorsun?!” deyince o: “Biz düşman casuslarının çokça bulunduğu bir memlekette bulunuyoruz, bu yüzden sultanın (devletin) gücünü gösterip onları korkutmamız gerekiyor, bana böyle yapmamamı emredersen vazgeçerim.” diye cevap verdi.
MİLLETİ ALDATIYORLAR
Bunun üzerine Ömer (Radıyallâhu Anh): “Sana bir şey emretmiyorum, aynı zamanda seni böyle yapmaktan nehyetmiyorum.” diye cevap verdi. (İbni Abdi’l-Berr, el-İstî‘âb, 1/445; Zehebî, Siyeru e‘lâmi’n-nübelâ, Mu‘âviye ibni Ebî Süfyân maddesi, 3/133)
Yani Muaviye (Radıyallâhu Anh): “Biz Rum diyarındayız, bunlar görünüşe, gösterişe çok itibar ediyor. Adamların sarayları kiliseleri çok şâşaalı. Milleti aldatıyorlar. İnsanlar ihtişamı görünce kapılıp gidiyor, bunlara tâbi oluyor. Biz de kendimize böyle bir yer-yurt yaptık. Devletin yönetiminin heybetli görünmesi, güçlü görünmesi bu Rum diyarında daha münasip.” diyor.
HİKMETLİ SÖZ
Hazreti Ömer Efendimiz de: “Bu işleri değiştir” buyurmuyor. Aksine “Sen çok akıllı bir adamsın. Bu işlerdeki hassasiyetimi biliyorsun. Ama dediğin konuda beni duraklatan hikmetli bir şey söylemiş oldun. Bundan dolayı ben sana bir şey diyemiyorum.
İSLAM’IN MENFAATi İÇİN
Burada valisin, İslam’ın menfaatine gördüğün şeyleri tesis et.” demek istiyor. Burada Hazreti Ömer zahiren veya alenen “Böyle devam et.” demiyor ama burada bir haram, bir günah söz konusu olsaydı Hazreti Ömer’in onu azletmesi lazımdı. O halde meseleleri ele alırken tek yönlü ele almamak, sahabîlerin tümünün görüşlerini bilmek, müctehidlerin onlardan ne yorum çıkarttığını bilmek gerekir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara