Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Üç kumpasta aynı bomba

Tahşiyeciler grubuna ait evlerde ele geçirildiği iddia edilen sis bombalarıyla, Poyrazköy ve Zir Vadisi’nde ele geçirilen sis bombalarının seri numarasının aynı olduğu, bombaların kafile numaralarının ise silindiği tespit edildi. Bomba üzerinde parmak izi bulunan 3 polis, savunmalarında “Eldivenlerimiz delindi” dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-15 08:44:27

Üç kumpasta aynı bomba

Fethullah Gülen’in hedef gösterdiği Tahşiyecilerin Bahçelievler’deki adreslerinde ele geçirilen MKE yapımı sarı renkli 1365-27-000-4080 seri numaralı sis bombası ile Zir Vadisi ve Poyrazköy operasyonlarında ele geçirilen sis bombalarının seri numaralarının aynı olduğu belirlendi. Tahşiyecilere baskında ele geçirildiği öne sürülen kafile numarası silinmiş bombalarda ise 3 polisin parmak izi çıktı.

AYNI NUMARA!


30 Aralık 2009’da, Bahçelievler’deki bir evde yapılan aramalarda, 1 adet Rus yapımı el bombası, 2 savunma tipi el bombası ve 1 adet de sis bombası ele geçirildi. Savunma tipi 2 el bombasının seri numaraları silinmişti. Öte yandan 20 Ağustos 2009 günü, Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü TEM Büro’da yapılan aramada dolap içerisinde 6 adet el bombası bulundu. Bombaların envantere kayıtlı olmadığı tespit edildi. Yürütülen idari soruşturmada, Kartal'da bulunan bombalardan birinin seri numarasının, Bahçelievler’de ele geçirildiği iddia edilen Rus tipi el bombası ile aynı, fakat kafile numarasının farklı olduğu belirlendi. Buna rağmen soruşturma kapatıldı. 2010 yılında gruba yönelik yapılan baskınlarda ele geçirilen sis bombasıyla Zir Vadisi ve Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen bombalarının aynı seri numarasına sahip olması dikkat çekiyor. Ergenekon ve el-Kaide gibi birbirinden çok farklı iki operasyonda aynı bombanın bulunması, her iki dava için aynı elin delil ürettiğini ortaya koyuyor. 14 Aralık operasyonunun önemli delillerinden biri olan bu detay, 2009 yılında ele geçirilen bir başka el bombasının seri numarasının Tahşiyecilere yönelik düzenlenen operasyonda bulunan el bombasıyla aynı olması açısından da önemli.

KAYIT YOK

Ayrıca Bahçelievler’de yapılan arama sırasında, bombaların bulunma anına kadar kamera kaydı yapılmadığı belirlendi. El bombaların bulunmasının ardından kamera kaydının alındığı belirlendi.

ELDİVENİMİZ DELİNDİ

Mahkeme safhasında, Bahçelievler’deki aramalara katılan polislerden bir tanesi ifadesinde bombaları aramalardan 30 dakika sonra, bir başka polis ise 2 saat sonra bulduklarını söyledi. Bahçelievler’deki ev aramasında çıkan el bombalarının üzerinde, arama yapan 3 polis memurunun parmak izleri çıktı. Mahkeme safhasında polis memurlarının üçü de, “Eldivenimiz delindi” şeklinde kendilerini savundu.

7 ayda hayali örgüt kurdular!

Nur talebesi Mehmet Doğan’ın, Gülen’e yönelik eleştirileri sonrasında kumpas için düğmeye basıldı. İşaret fişeği Gülen’den geldi. Gazete, televizyon ve emniyet üçgeninde yaklaşık 7 ayda ‘hayali örgüt’ kuruldu. İşte 2009’da başlayan, 2010’da operasyona dönüşen kumpasın kronolojisi:

- 6 Nisan 2009 günü, herkul.org sitesinden Fethullah Gülen, “İrtica paranoyası” konuşmasında, Tahşiye’den bahsetti.

- 8 Nisan’da Zaman Gazetesi’nde, “Terör örgütü üretenler yeni tezgah peşinde” haberi yayınlandı

- 9 Nisan’da, Samanyolu TV’de yayınlanan “Tek Türkiye” dizinin 64’üncü bölümünde, “Tahşiye’den örgüt olarak” bahsedildi.
Dizide, “Örgüt evlerinden bombalar silahlar çıksın, seri numaraları silin” şeklinde replikler yer alıyor.

- 10 Nisan’da Zaman Gazetesi’nde “Tahşiyecilerle” ilgili köşe yazısı yayınlanıyor.

- 11 Nisan’da, İstanbul Emniyeti’ne, Mehmet Doğan grubuyla ilgili “isimsiz ve imzasız” bir ihbar mektubu geliyor.

- 15 Nisan’da, Zaman yazarı Ahmet Şahin, “İslam’da irtica ve takiyye yoktur” başlıklı yazısında Tahşiye aleyhinde bir yazı kaleme aldı.

- 23 Nisan günü, Samanyolu TV’de yayınlanan “Tek Türkiye” dizisinin 66. Bölümünde, Tahşiye ile ilgili “Rahle” isimli bir örgütten bahsediyor. Rahle; Mehmet Doğan grubunun yayınevi ismi

- 26 Nisan’da, Nuh Gönültaş köşe yazısında, “Tahşiye deşifre oldu, yeni isim vermek lazım. Dinci bir isim olması lazım, Mehmet Doğan’ın yayın grubu olan Rahle’den bahsetti.

- 29 Nisan’da, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek, Molla Muhammedciler Tahşiyeciler soruşturması açılmasını istedi.

- 4 Mayıs’da, İstanbul Terörle Mücadele , İstanbul Başsavcılığı’ndan soruşturma izni alıyor.

- 5 Mayıs’da, Tahşiyeciler resmi olarak dinlenmeye başlıyor.

- 6 Mayıs’da, İstanbul Terörle Mücadele, soruşturmadaki Tahşiye ismini değiştirerek, “El Kaide yanlısı Mhmet Doğan grubu” ismini verdi.

- 30 Araık’da, Mehmet Doğan grubuna operasyon gerçekleştirildi. Bahçelievler’deki bir evde yapılan aramalarda, 2 el bombası ve 1 sis bombası ele geçirildiği iddia edildi. Savunma tipi 2 el bombasının seri numaraları silinmiş, Rus yapımı el bombasını ile sis bombasının seri numarası var.

- 1 Ocak 2010’ta ise Türkiye genelinde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Tahşiyeciler grubuna bağlı 122 kişi gözaltına alındı.

Tahşiye neden hedef oldu?

Tahşiye grubunun paralel yapının kumpasına hedef olasındaki nedenler şu şekilde sıralanıyor: Doğu'da Molla Muhammed Kesri olarak anılan Mehmet Doğan, zekatın kurumlara verilmeyeceğini söylerken, dinler arası diyaloğun da dinsizlik olduğunu iddia ediyor. Risalelerin yorumlanmasında Gülen ile ters düşen Mehmet Doğan, Fethullah Gülen’in Nur Risaleleri’ni tahrip ettiğini söylüyor. Tahşiyeciler Güneydoğu illerinde çok aktif, Gülen cemaati onların yüzünden buralara giremiyor.

Bilirkişi suç tespit edemedi


İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer ve Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Koca’dan oluşan bilirkişi heyeti, incelemesinde, bir suça rastlayamadı ve raporunda, “Tahminine dayalı olarak kişilerin yargılanması ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlali anlamına gelir” ifadelerine yer verdi.

iki ayrı şehir üç operasyon ve tek bomba

Yeni Şafak, el-Kaide operasyonu adı altında Tahşiye grubuna yönelik açılan davanın dosyasında bulunan belgeye ulaştı. Belgede, Ergenekon davası kapsamında yürütülen İstanbul Poyrazköy kazıları, Ankara Zir Vadisi kazıları ile el-Kaide operasyonunda İstanbul Bahçelievler'de ele geçirilen sis bombalarının seri numaralarının aynı olduğu açıkça görülüyor. Bahçelievler'de bulunan bombalarda, DNA testi sonrası ortaya çıkan üç polise ait parmak izi ise dikkat çekiyor. Üç polisin birden mahkemede, "Eldivenim yırtıldı" ifadesi vermesi de davadaki hukuk garabetini ortaya seriyor.

YUSUF DOĞAN / YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara