‘Taşhiyeciler kumpası ile ilk kez açığa düştüler’
Tahşiyeciler kumpası ile tutuklanan Mehmet Doğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal: “Tahşiyeciler adı altında büyük bir komploya maruz kalan 120 kişi aylarca suçsuz yere hapis yattı. Evlerinde bulunan el bombalarından polislerin parmak izi çıktı. 17 Aralık’ta da başarılı olsalardı bütün muhafazakarları dalga dalga sindireceklerdi”
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-12-15 11:42:44
EL BOMBALARINDA SADECE POLİSİN PARMAK İZİ VARDI
-Peki o evde 120 kişiyi tutuklatıp aylarca hapiste tutacak ne bulunuyor?
Turgut Yıldırım döndüğünde çekyat üzerinde 3 adet el bombası ve bir miktar merminin olduğu poşeti görüyor. Bu nedir deyince, evde bulduk diyorlar. Bulunan bu mühimmat ile ilgili kriminal incelemeler, parmakizi incelemeleri yapılıyor. Evden DNA örnekleri alınıyor.Havludan, pijamadan alınan örneklerle tüm şüphelilerin DNA'sı ile karşılaştırılıyor ama hiçbir şüphelinin ne parmak izi nede DNA uyumu çıkıyor. Bombalar üzerinde 3 parmak izi bulunuyor. Parmak izlerinin üçünün de polise ait olduğu ortaya çıkıyor. Bunu duruşmada sorduğumuzda polisler eldivenlerinin yıpranıp yırtılmış olabileceğini söylediler.
-Tutuklamalardan sonra neler yaşandı?
Bu hukuksuzluklar yüzünden insanlar aylarca cezaevinde kaldı. İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Adana'da bu kişilerle ilgili örgüt davaları açılıyor. Ben bu davanın başından bu yana 10 avukat arkadaşla birlikte avukatıyım. Tüm süreci hukuki olarak takip ettim. Gerçekten çok ilginç şeyler oldu.
-Mesela?
Daha operasyonun yapıldığı gün bir Televizyon kanalının internet sitesinin ana sayfasında manşetten günlerce Tahşiyecilerin lideri diye Mehmet Doğan'ın bir videosu yayınlandı. Algı işi tamamlanmıştı artık ve 4 günün sonunda tutuklandı zaten.
TAŞHİYECİLER DEĞİL RİSALE-İ NUR GRUBU
-Tahşiyeciler davası nasıl sonuçlandı?
Bu davalardan İzmir ve Adana'da açılanlar beraatla sonuçlandı. Ama 4 yıl insanlar terörist yaftasıyla yaşadılar. Bu insanların tek ortak noktası Risale-i Nur okuyucusu olmaları ve kendilerine operasyon yapanların Risale-i Nur hareketinden kopuk ve gayri İslami bir yapı olduklarını iddia etmeleriydi.
-Siz 17/25 Aralık kumpasını, Tahşiyeciler ve Selam Örgütü operasyonlarını başından bu yana takip ediyorsunuz. Bu örgüt başarılı olsaydı sonuçları ne olurdu?
Bu operasyonlar başarıya ulaşsaydı öncelikle bu yapı ülkede egemen güç olacak ve herkes sindirilecekti. Devlet tamamen bu örgütlü yapının kontrolüne geçecek ,hukuk büyük bir sopa olarak halkın üzerinde korku yaratacaktı. Bu süreç yeni dalgaların başlangıcı olacak adeta muhafazakar kesim dalga dalga sindirilecekti. Açıkçası ülke için büyük bir kaos başlayacaktı.
ULUSLARARASI BİR ORGANİZASYON
-Bu operasyonlar nasıl ve kimler tarafından kurgulandı?
Bu operasyon sıradan bir kolluk amiri yada görevlisi tarafından kurgulanabilecek bir operasyon değildir. Bir çok operasyonun birbirinin parçası olarak üst bir akıl tarafından kurgulandığını düşünüyorum. Birbirinden bağımsız gibi görünen ama birbirine paralel yürütülen bu soruşturmalarda hiçbirşey şansa bırakılmamıştır. Bir yandan yolsuzluk iddiasıyla ülkenin başbakanı dinlenip izlenirken diğer yandan selam-tevhit diye uyduruk bir casusluk soruşturmasında yine hedefte başbakan ve yakın çevresi bulunmaktadır. Adeta hükümetin etrafında bir ağ örmüşler ,herkesi bir şekilde dinlemişler. Bu kadar geniş ve örgütlü yürütülen hukuk dışı organizasyonu yerel birkaç polis müdürünün ve bağlı bulundukları savcılık makamının yaptığına inanmak çok basit bir düşünce olur. Ben uluslararası örgütlerin de içinde bulunduğu geniş tabanlı olan ama taşeronluğunu dışarda uzantısı olan yerel bir yapının tüm bu olayları organize edip planlandığını düşünüyorum.,
İSA TATLICAN / SABAH
RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara