İsrail’deki tutsaklığını anlattı
İsrail’de 24 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakılan Filistin kökenli Türk vatandaşı Ahmet Abusalih hapishanede yaşadıklarını anlattı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-12-10 23:27:49
İsrail ordusu tarafından 5 Ekim 2014 günü, Beytullahim’den El Halil’e geçerken gözaltına alınan diş doktoru Ahmet Abusalih’ten, İstanbul’daki ailesi günlerce haber alamadı. Filistin kökenli Türk vatandaşı Abusalih, Türk dışişlerinin çabalarıyla 24 gün sonra, suçsuz bulunarak, serbest bırakıldı. Filistinli Tutsaklar Derneği’nin Türkiye temsilcisi olan Abusalih, hapiste geçirdiği günleri anlattı:
“Beni tutuklamalarına ben de şaşırdım. Kardeşimle Ramallah’tan El Halil’e geçiyordum. ‘C’ bölgesi olarak anılan ve yalnızca İsrail askerlerinin bulunduğu bir bölgedeydik. İsrail ordusuna ait askeri araçlar yolu kesmişti. Anlaşılan o ki beni bekliyorlardı. Akşamüzeri alıkondum. O gece ellerim, ayaklarım ve gözlerim bağlı bir şekilde İsrail ordusuna ait askeri bir alanda, açıkta yattım. Ertesi gün beni askeri istihbarata ait araçlarla bilinmeyen bir yere götürdüler. Gözlerimi bir hapishanede açtım. Orada bana turuncu tulum giydirip tek kişilik bir hücreye attılar. Daha sonra anladım ki Filistinlilerin korkulu rüyası olan ‘Aşkelon’ hapishanesindeymişim."
Abusalih, doğrudan işkenceye maruz kalmadığını, ancak psikolojik ve fiziki olarak sürekli zorlandığını söyledi:
"Bu hapishanenin ünü kötü zaten. Filistinliler bir iki ay, hiç kimseyle görüştürülmeden tutuluyor. Burada geçen bir gün bir aya bedel. Tek kişilik bir hücreye attılar beni. Yerde bir sünger, yanıbaşımda da tuvalet vardı. Bir buçuk, iki metrelik bir hücreden bahsediyoruz. Pencere yoktu. Yalnızca iki havalandırma deliği. Hücreler bodrum katta. Sorgu için beni üst kata çıkartırlardı. Orada, bazen on saat ellerim oturduğum sandalyeye kelepçeli bir şekilde oturduğum oldu. Burnumu bile kaşıyamazdım. Sabah saat 5’te kahvaltı için uyandırıyorlardı. Saat 7’de sorguya çıkıyorduk.”
‘Beni terör ile suçladılar’
Tutuklu olduğu süre içerisinde 4 kez hakim karşısına çıkan Abusalih 24 gün sonra serbest bırakıldı. Abusalih yaşadıklarını anlatmaya şu sözlerle devam etti:
“İlk sorgumda kimlik bilgilerimi doğruladılar. Daha sonraki sorgularımda ise saçma sapan suçlamalar yöneltildi. Kudüs’te bir olayda iki İsrailli ölmüştü. Bu saldırıyı finanse edip etmediğim soruldu. Türkiye’deki faaliyetlerinizin bazı silahlı gruplarla ilgisi var mı falan diye sordular. Suçsuzluğumdan emindim ama gene de endişeliydim. Ben FETİH (Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi) içindeyim. İsrail ile şu an yürütülen bir barış süreci var. İsrail şiddet eylemleri ile bu süreci bozmuş olsa da ben barışın tesisinden yanayım. Ve bu fikrimi tekrarladım. Hiç işlemediği suçlardan hüküm giyenler biliyorum. Tutukluluğumun onuncu gününde Türk büyükelçisi ve beraberindeki diplomatı görünce umutlandım. Türk Dışişleri resmi kanallardan yasal haklarımı kullanmamı sağladı. Bu sayede aileme de iyi olduğum haberini ulaştırdılar. Ama gene de yargılama sürecinin daha uzun sürebileceği ihtimalini göz önünde bulundurarak, adıma olan menkul ve gayrimenkullerle ilgili eşime vekalet verdim. Son duruşmada hakim insafa geldi ve suçlamaların dayanaksız olduğuna karar vererek beni serbest bıraktı. İçeride 24 kaldım. Bu kadar erken çıkmam beni de diğer tutukluları da şaşırttı. Türkiye’nin baskısı olmasa ben de diğerleri gibi üç dört ay kalırdım. Hiçbir suçum olmadan…”
‘Bir gün seni bir mermi ile vururlar, gidersin’
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da Filistinli aktivistlerin zeytin ağacı diktiği sırada İsrail askerleri ile yaşanan arbede sonucu yaşamını yitiren Filistinli bakan Ziyad Abu Ayn’ı eskiden beri tanıyan Abusalih, hapisten çıkar çıkmaz onunla buluştu. Türkiye’ye gelmeden önce Abu Ayn ile birlikte Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile öğle yemeğinde bir araya geldiler:
“Abu Ayn ‘Başkan seninle görüşmek istiyor’ dedi. Birlikte Mahmut Abbas’ın yanına gittik. Cuma namazını hep birlikte, başkanın makamında kıldık. Bir FETİH lideri Abu Ayn’a şakayla karışık ‘Ziyad, sen bakan olduktan sonra hep gösterilerde ön sıralarda çıkıyorsun. Bir gün seni bir mermiyle vururlar gidersin. Bakansın, bize lazımsın. Bu kadar ön planda olma.’ dedi. Abu Ayn da ona ‘Ben devrimciyim. Sabahları ayakkabımı boyamam, hep toprak içindedir. Benim tek dileğim bu dava uğruna şehit olmaktır. Allah nasip etsin de şehit olayım’ dedi.”
‘O’na verdiğim sözü tutacağım’
Türkiye’ye gelmeden önce Abu Ayn’ın kendisini misafir ettiğini söyleyen Abusalih, Batı Şeria’daki olayda yaşamını yitiren eski bakanla aralarında geçen son konuşmayı şöyle katarıyor:
“Ziyad Abu Ayn’ı çok iyi tanırım. Eski bir dava arkadaşı ve sadık bir dosttu. Benim bakanlığının Türkiye danışmanı olmamı istedi. Çalışmalarının dünya tarafından bilinmesi için Türkiye’den yürütülecek çalışmaların önemli olduğunu düşünüyordu. Ayrıca Osmanlı arşivlerinde olan belgeler üzerinden, Filistin topraklarındaki yerleşimler ve müliyet sorunlarının izlenmesini istiyordu. Öldüğü gün sabah gene yazıştık. Sağ salim evime döndüğümü söyledim. Şimdi onun ölüm haberini alınca çok üzüldüm. Ama
O’na verdiğim sözü tutacağım. Verdiği görevi en iyi şekilde yapmak boynumun borcu olsun.”
Hem siyasi hem de ticari ilişkilerinin sürdüreceğini belirten Ahemet Abusalih, daha önce olduğu gibi, bundan sonra da Filistin'e ve El Halil'deki baba ocağına gitmeyi sürdüreceğini söylüyor. Abusalih, Filistinli Esirler Derneği Türkiye temsilciliği görevini sürdürüyor. Filistin hükumetinden resmi tebligat gelmesi halinde de Filistin Yerleşimler ve Ayrımcı Duvara Karşı Faaliyetler Bakanlığının Türkiye'deki temsilciliğini yapacak.
Kaynak: Al Jazeera
SON VİDEO HABER
Haber Ara