CNN Türk ekranlarında Şirin Payzın'ın sorunlarını yanıtlayan Mahçupyan, cemaat ve AK Parti kavgasına dair ilginç iddialarda bulundu.
Son günlerde cemaati hedef alan yazıları aylar önce yazdığını ancak beklettiğini açıklayan Mahçupyan "Bu cemaat, benim Zaman'da yazdığım dönemlerindeki cemaat değil şu anda." dedi. Hükümet ile cemaat arasındaki bir uzlaşma ihtimalinin kalmadığını savunan Mahçupyan, "o iş bitti" dedi. 17-25 Aralık ile birlikte tarafların uzlaşma seçeneğini yok ettiğini kaydeden Mahçupyan cemaatin belirli bir gücü kaldığını ve hala bir tehdit unsuru olduğunu söyledi.
İşte Mahçupyan'ın açıklamalarından satır başları:
"CEMAATTEN BAZILARI ÇOK AHLAKSIZCA DURDU"
Cemaat ile ilgili yazılar epey önce yazıldı ama ben onları tuttum. Aylar önce yazdım bunları. İki taraf da hatalar yaptı ama herhangi bir taraf tamamen masum olduğunu söylediğinde burada bir sorun vardır. Bu kadar ısrarla böyle bir pozisyonun savunulması kabul edilebilir değil. Özellikle bazı insanların duruşu bana çok ahlaksızca geldi. Giderek daha saldırgan bir politika izlenmeye başlandı ve ben de o zaman bunların bilinmesi gerektiğini düşündüm.
"BU CEMAAT ESKİ CEMAAT DEĞİL!"
Ben Zaman'dayken de yayın kurulu toplantılarında fikirlerimi eleştirilerimi söyledim. Seçim öncesi AK Parti'nin alacağı oyu, yolsuzluk ve diğer iddiaların insanların oy tercihlerindeki etkisini anlattım. Cemaat tabanında bu işlerle hiç bir ilgisi olmayan insanlar ile ilişkilerim var. Onlardan da bir sürü koptu cemaatten. Bu cemaat, benim Zaman'da yazdığım dönemlerindeki cemaat değil şu anda.
"ÇOK BÜYÜK KOPUŞLAR OLDU"
Cemaatten çok sayıda kopuş yaşanıyor. Giderek daralıyor, genç kuşağın militanlaşmış çevreleri üzerinden dönüyor işler şu anda. Cemaatin bir aydın kadrosu var. Bu insanlar daha etkili pozisyonlarda olmak ve kavga etmek istiyor. Bu kavganın içinde kendilerini buldular, bu kavgayla tanındılar, öne çıktılar. Oysa cemaatin bu kavga dışında 40 yıllık bir geçmişi var. Bu geçmişin içindeki insanlar olan bitenden sonra mesafe koydular. Bu insanlar taraf seçmek zorunda kaldılar. Önce tereddütte kaldılar sonra da kopuşlar başladı. Bunu Fethullah Gülen'in haftalık açıklamalarından da biliyoruz. İsteyen gitsin kalanlarla devam ederiz diyor.
"CEMAATÇİLERİN YARISI AK PARTİ'YE OY VERDİ"
30 Mart'ta cemaatin yüzde 50'den fazlası AK Parti'ye oy verdi. Şu andan sonra cemaatten AK Parti'ye kayanların olmayacağını düşünüyorum. Bu süreç tamamlandı çoktan.
"AK PARTİ 30 MART'TA YÜZDE 30'UN ALTINA İNECEK SANDILAR"
Cemaat 30 Mart seçimlerinde AK Parti'nin yüzde 30'un altına indiğini düşünüyordu. Gerçekten buna inandılar. Diyelim ki Erdoğan'sız bir Türkiye olacak ama yüzde bir ihtimal Erdoğan iktidarda kalacak. O zaman ne yapacaksınız diye sordum kendilerine.
"İNSANLARIN ÇOĞU YOLSUZLUĞA İNANIYOR AMA..."
İsnanların büyük çoğunluğu yolsuzlukların olduğuna inanıyorlar. AK Parti seçmeninin de yarısı yolsuzluk yapıldığını düşünüyor. Bundan memnun da değiller. Yolsuzluklar tamamen palavra değil. Ama insanlar terazinin kefesine yolsuzluklar ve 17-25 Aralık operasyonlarını yapan iradeyi koyduğunda tercihini darbeden yana yapmıyor. 17-25 Aralık operasyonları AK Parti ve özellikle Erdoğan'ı siyasetten uzaklaştırmak amacıyla yapılmış bir hamleydi. Buna isteyen darbe de diyebilir. İnsanlar burada operasyon yapanların amacının yıkıcı bir amaç olduğunu anladı ve ona göre tutum aldı.
"TAPELER ÇIKTIKÇA HALK BUNUN DARBE OLDUĞUNU ANLADI"
Cemaatte kurumlar ve kariyer yapmak isteyen insanlar. Gülen cemaati polis ve yargının içine uzun süre önce girdi. Burada çıkarları için yükselmek için cemaatten olmamasına karşın cemaate girdi. Karmaşık bir yapı ortaya çıktı. Şu kişi cemaatçi mi değil mi diye sormak anlamsızlaştı. Bu insanların yaptığı ne anlama geliyor? Cemaatçi olsun olmasın yapılan şeyin amacı ve anlamı ne? Meşru olmayan bir iş yapıldı, meşru olmayan bir zeminde yapıldı. Halk tapeler çıktıkça bunun bir darbe olduğuna kesin olarak inandı. Bazıları 2011'den bu yana saklanmış tapelerdi. Bunun bir yargı ve polis sistematiği içinde saklandığı belli halk da bunu gördü ve itibar etmedi.
"AK PARTİ TABANI ERDOĞAN İDDİALARINA İNANMIYOR"
AK Parti tabanı Erdoğan ve ailesinin bu işlerin (yolsuzluk iddiaları) içinde şahsi menfaat amacıyla yer aldığına hiç bir şekilde inanmıyor. AK Parti tabanı gerçekten tehdit olduğuna inanıyor. Erdoğan'ın maharetiyle uydurulmuş bir tehdit değil gerçek bir tehlike olduğunu düşünüyor. Bu kavga hala bitmiş değil. Her türlü alet araç kullanılıyor. Her şey mübah. Yurtdışı araçlar da kullanılıyor. Cemaatin tümüyle bittiği ve risk kalmadığı söylenemez.
AK PARTİ MEDYASINDAKİ OPERASYON SÜRPRİZ DEĞİL
Kavganın etrafında medyalaşma geleneği var Türkiye'de. Ethem Bey çok açık bir insan. Şu anda olması benim için sürpriz oldu ama bunun olması sürpriz değildi.