TÜYAP Kitap Fuarı’nda, Zaman Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve çevresindekiler tarafından tartaklanan muhabir Mehmet Özmen’e yapılan saldırı Yeni Akit tarafından kınandı.
İstanbul Yenibosna’da bulunan Zaman gazetesi binasının önünde bugün saat 11.00’de gerçekleşen basın açıklamasına, STK’lar da destek verdi.
KARAHASANOĞLU: PAPA’NIN BİLE ELİNİ ÖPENLER MÜSLÜMAN’A TOKAT ATIYOR
Eylemde konuşan Gazete İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu yaptığı konuşmada, “Kendilerini hoşgörü abidesi olarak gören insanların sorulan bir suale karşı yapmış oldukları hareket kendilerinin hoşgörü ifadesini haksız yere kullandıklarını ortaya koyan bir durumdur. Papa’nın bile elini öpenlerin Müslüman’a tokat atmasını hiçbir zaman kabul etmek mümkün değil. Herkes sevdiğiyle haşrolacak. Papa’yı sevenler Papa ile haşrolacak, Müslüman’ı sevenler de Müslüman’la haşrolacak” ifadelerini kullandı.
ÖZMEN: HODRİ MEYDAN DUMANLI
Şiddete maruz kalan muhabirimiz Mehmet Özmen Zaman gazetesi önünde yaptığı açıklamada, Tüyap Kitap Fuarı’nda yaşanan olayların montajlandığını, Dumanlı’nın durumu cemaat tabanına ve izleyicilere farklı yansıtarak manipüle ettiğini belirtti. Hukuki olarak bunun hesabını soracağını söyleyen Özmen, “Hesap bu dünyada görülmezse, ahirette ellerim Ekrem Dumanlı ve avanesinin iki yakasında olacak” diye konuştu.
BASIN AÇIKLAMASI
Müessese Müdürümüz Nuri Karahasanoğlu tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
Değerli basın mensupları;
Yıllardır “Hoşgörü” söylemi ile hareket ettiğini iddia eden, son aylarda ise “Dostluk ve Kardeşlik Zamanı” sloganıyla medyada boy gösteren Zaman gazetesinin ve bağlı olduğu grubun, geçtiğimiz Pazar günü TÜYAP kitap fuarındaki saldırgan tavrını kınıyoruz.
Sadece sorduğu soruyu beğenmediği için 18 yıllık gazeteci olan muhabirimiz Mehmet Özmen’e saldıranlar, gömleğini yırtanlar, tokat atma cesareti gösterenler, tartaklayanlar bilmelidirler ki; Akit, kamuoyunu aydınlatmak için, kimseden çekinmeden, kimseden korkmadan, sorulması gereken soruları her zaman sormaya devam edecektir…
Hoşgörü kavramı arkasına saklanan saldırganlar ve tüm dünya bilmelidir ki, bugüne kadar birçok kişi ve kuruluş, omuzları yıldızdan geçilmeyen anlı şanlı paşalar bile Akit’i susturamamışlardır…
Allah’ın izni ile, bugünden sonra da hiç kimse susturamayacaktır…
Bugüne kadar, Akit’i susturmak için gazete binamıza bomba atanlar, kalaşnikof ile saldıranlar, trilyonluk para ve yüzlerce yıllık hapis cezası istenen iddianamelerle karşımıza çıkanlar bilmelidir ki; Akit bunların hiçbirisinden korkmaz…
Mehmet Özmen’in yaptığı, “Kral çıplak” demekten başka bir şey değildir.
Akit, bugüne kadar “Gelene paşam, gidene hocam” dememiştir. Bugünden sonra da demeyecektir.
Dün 28 Şubat’çılardan korkmadık.
Bugün de paralel yapıya eyvallah edecek değiliz.
Değerli basın mensupları;
Filistinlilere soykırım uygulayan Siyonistlerle bile, hoşgörü kavramının arkasına saklanarak iyi ilişkiler içerisinde olmayı kendisine prensip edinen bu grup, alnı secdeli insanlara attıkları tokadın, yırtıkları gömleğin, kırdıkları gözlüğün hesabını vereceklerini unutmamalıdırlar.
“Mikrofonunda çalıştığı gazetenin logosu yoktu, kamerasında Akit yazmıyordu” diyerek, 18 yıllık gazeteciye yaptıkları saldırıya savunma getirmeye çalışanlar bilsinler ki, Akit; kendileri gibi, zekat paralarını harcayarak savurgan gazetecilik yapmamaktadır.
Himmet adı altında toplanan paralarla ve gariban öğrenciler zorla abone yapılarak, hem de imar planında eğitim alanı olarak belirlenmiş bir arsaya, 19 bin metrekarelik, terasında bile havuzu olan bir gazete binası yapacak kadar kul hakkına girenler, Validebağ’da yapılacak camiye karşı çıkmak için bize “yeşil dostu” gibi görünmek isteseler de, Akit tüm bu ikiyüzlülükleri bugüne kadar deşifre ettiği gibi, bugünden sonra da deşifre etmeye devam edecektir.
Değerli basın mensupları;
Dolmabahçe Camii’ne ayakkabısı ile giren çapulculara, “Onlar yarın Halid bin Velid olabilirler” diyerek sahip çıkanlar ve avaneleri bilmelidirler ki, bu ikiyüzlülükleri; Akit olduğu müddetçe, yüzlerine her daim vurulacaktır.
Bir yandan milliyetçi insanları, “PKK ile anlaşma yapılıyor” diye kışkırtıp…
Diğer yandan da, saf tabanına “güneydoğuda BDP’ye oy verin” çağrısı yapanların yüzlerindeki maske düşmüştür.
Bu saldırganlığın arkasında yatan gerçek de, işte budur.
Mehmet Özmen’e atılan tokat, bu gerçeğin kamuoyuna duyurulmasını önlemek içindir.
Düşürülen maskeyi, gözlerden kaçırmak içindir.
Bu atılan tokat, yırtılan gömlek, kırılan gözlük, sadece muhabirimiz Mehmet Özmen’e değil, tüm basın camiasına yapılmış bir saldırıdır.
Paralel yapının kendisine gelmesini, sorumluların muhabirimizden ve gazetemizden özür dilemesini, aksi takdirde mahkemeler önünde bu saldırganlığın hesabını vereceklerini tüm kamuoyuna ilan ediyoruz.
