28 Şubat mağduru memurlar haklarını istiyor

Toplantının açılış konuşmasını yapan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkan Yardımcı Ali Öner, 28 Şubat postmodern darbesinden sonra geçen süreçte bir iktidar değişimi olmakla birlikte üniversitelerde ve liselerde başörtüsü sorununun çözüldüğünü ancak o dönemde üniversite öğrencisi olup okullarından atılan ya da mezun olan başörtülü kızların bugün hala devletin herhangi bir kademesinde görev alamadıklarını söyledi. Öner konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer mağduriyetler devam ediyorsa 28 Şubat süreci de devam ediyordur. Bugün Türkiye’de o dönemde üniversiteyi bitirmiş ama memur olamamış, devletin herhangi bir kurumunda çalışamamış binlerce başörtülü kızımız var –ki onların çoğu artık birer annedirler-. Bu kişiler ya üniversiteye yeniden hazırlanmak ya da yeni mezunlarla birlikte KPSS’ye hazırlanmak durumundadırlar ki bu da fırsat eşitsizliğidir. Biz, mağduriyetlerin giderilmesi için biran önce yasal işlemlerin başlatılması gerektiğini söylüyoruz. Benim eşim de 28 Şubat mağduru ve üniversiteyi 19 yılda bitirebildi. 2005’te bir af çıkmıştı, bu af nedeniyle eşim yeniden üniversiteye başvurdu. Önceki sınıf arkadaşları artık hocaları olmuştu. Mezun olmak için 3 dersi kalmıştı ancak hocalarından biri başörtülü bir öğrenciyi mezun etmenin Kemalizm değerlerine ters düştüğü için mümkün olmadığını söyledi ve eşim bir dersten dolayı okulu bir yıl daha uzatmak zorunda kalmıştı. Bu sebeple bunun psikolojik yansımalarının nasıl olduğunu ben çok iyi biliyorum”.



 
 
Nilüfer Gövercin: "Arkadaşlarımın 4 yılda bitirdiği okulu ben 18 yılda bitirebildim."
 
Öner’in ardından konuşan 28 Şubat mağdurlarından Nilüfer Gövercin ise 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü kazandığını, 2 yıl hiçbir sıkıntı yaşamadan okuluna devam ettiğini ancak bir gün kapıların yüzlerine kapandığını söyledi. O günden sonra çeşitli protestolarda bulunduklarını ve gözaltına alındıklarını ifade eden Gövercin, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bizi terörle mücadelede karşıladılar. Daha sonraki süreçte zaten okullarımıza bir daha dönemedik, yasak uzun sürdü. Bu zor bir karardı, 19, 20, 21 yaşındaki gençler olarak okula gitmeme kararını almak kolay değildi; Hem ailenizi karşınıza alıyorsunuz hem de geleceğinizi bir bilinmezliğe doğru itmiş oluyorsunuz. Ama inançları ile eğitim hayatı arasında tercihe zorlanan insanlar olarak biz kendi değerlerimize, inançlarımıza sahip çıkmayı tercih ettik. Uzun bir yasak döneminden sonra 2011 yılında çıkan aftan yararlanarak tekrar okula döndüm. Ben okulu bıraktığımda 3. sınıftaydım, iki yıl daha devam ettim, bir yıl da formasyon aldım. Arkadaşlarımın 4 yılda bitirdiği fakülteyi ben 18 yılda tamamlamış oldum. Bu uzun ve sıkıntılı bir süreçti. Bugün 2014 yılında okulunu tamamlamış biri olarak ben, bize yapılan haksızlığın telafi edilmesini istiyorum”. 


Toplantıda son olarak MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nin hazırladığı basın açıklaması metni 28 Şubat mağduru Sema Bekiroğlu tarafından okundu. Metinde öğretmen olarak çalışma hayaliyle ilk, orta ve yüksek öğrenim gören, ancak 28 Şubat sürecinde üniversiteyi bitirince sınavsız Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen olarak atanabilecek durumda olan, sırf başörtüsü takmaları, başörtülü fotoğrafla başvuru yapamamış olmaları, başörtüsüyle çalışamayacak olmaları sebebiyle öğretmen olamayan çok sayıda mağdurun olduğuna dikkat çekildi. Metnin devamında şu ifadelere yer verildi: “Eğer 28 Şubat süreci yaşanmamış olsaydı bu kardeşlerimiz bugün 15 yıllık öğretmen olacaklardı. Ancak 15 yıllık süreçte yaşanan psikolojik ve maddi sıkıntılar yanında hayata ilişkin umutları yıkıldı, öğretmen olarak görev almaları engellendi, toplumsal statüleri yok edildi, ekonomik imkânları kısıtlandı, çocuklarına daha müreffeh hayat şartları oluşturmaları engellendi. Öğretmen adaylarımız insan hak ve onuruna aykırı uygulamalarla üniversite öğrenimlerini zorlaştıran, öğretmen olarak göreve başlamalarına engel olan, 15 yıldır süren maddi ve manevi mağduriyetlere sebebiyet veren 28 Şubat sürecinin haksız uygulamalarının ceremesini hala çekmektedirler”.


28 Şubat mağdurlarının haklarının iade edildiği bu dönemde yaşadıkları korku ve tedirginliklerle 1999 yılında bir kısmı atama başvurusu dahi yapamayan mağdurların durumlarına bir an önce açıklık getirilmesinin ve kolaylık sağlanmasının vurgulandığı açıklamada 15 yıl sonra bir öğretmen adayının yeni genç adaylarla KPSS’de yarışmasının adil olmayacağı, konuyla ilgili acilen bir komisyon kurulması ve mağdurların adil bir şekilde tespit edilip haklarını iade etme yoluna gidilmesi gerektiği belirtildi. 


MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu
 
 
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:



28 ŞUBAT ZULMÜ BELGELİ/BELGESİZ DEVAM EDİYOR


Kamuda çalışan hanımlar için başörtüsünün serbest olmasından sonra kız öğrenciler için yapılan başörtüsü düzenlemesi ülkemizde inanç özgürlüğü açısından önemli adımlar olmuştur. Aynı şekilde 28 Şubat sürecinde mağduriyetlerini belgeleyen öğretmenlerin yeniden atanması da hak ihlallerinin giderilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak aynı süreçte yasakçı zihniyetin mağduru olup da kayıtlara dahi alınmayanların hakları konusunda da yapılabilecek düzenlemeler olmalıdır.


İnsanlar inançlarıyla, umutlarıyla, özgürlükleriyle var olabilirler ve hayatlarını sürdürebilirler. Öğretmen olarak çalışma hayaliyle ilk, orta ve yüksek öğrenim gören, ancak 28 Şubat sürecinde üniversiteyi bitirince sınavsız Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen olarak atanabilecek durumda olan, sırf başörtüsü takmaları, başörtülü fotoğrafla başvuru yapamamış olmaları, başörtüsüyle çalışamayacak olmaları sebebiyle öğretmen olamayan çok sayıda mağdur kardeşimiz var.


Eğer 28 Şubat süreci yaşanmamış olsaydı bu kardeşlerimiz bugün 15 yıllık öğretmen olacaklardı. Ancak 15 yıllık süreçte yaşanan psikolojik ve maddi sıkıntılar yanında hayata ilişkin umutları yıkıldı, öğretmen olarak görev almaları engellendi, toplumsal statüleri yok edildi, ekonomik imkânları kısıtlandı, çocuklarına daha müreffeh hayat şartları oluşturmaları engellendi. Öğretmen adaylarımız insan hak ve onuruna aykırı uygulamalarla üniversite öğrenimlerini zorlaştıran, öğretmen olarak göreve başlamalarına engel olan, 15 yıldır süren maddi ve manevi mağduriyetlere sebebiyet veren 28 Şubat sürecinin haksız uygulamalarının ceremesini hala çekmektedirler.


28 Şubat mağdurlarının haklarının iade edildiği bu dönemde yaşadıkları korku ve tedirginliklerle 1999 yılında bir kısmı atama başvurusu dahi yapamayan mağdurların durumlarına bir an önce açıklık getirilmeli ve kolaylık sağlanmalıdır. Takdir edilmelidir ki 15 yıl sonra bir öğretmen adayının yeni genç adaylarla KPSS’de yarışması adil olmayacaktır. Bu konuyla ilgili acilen bir komisyon kurulmalı ve mağdurların adil bir şekilde tespit edilip haklarını iade etme yoluna gidilmelidir.


Bu durumda olanların MEB’e yazdıkları atama dilekçeleri normal bir atama talebi olarak değerlendirilmekte ve KPSS puanıyla başvuru yapılması salık verilmektedir. Sözkonusu olan bir hak ihlali olduğu için bu yaklaşım kabul edilemez. Sorun TBMM’nin ilgili komisyonlarındaki milletvekillerine, bakanlık bürokratlarına ve Kamu Denetçisi Kurumuna iletildiği halde maalesef şimdiye kadar olumlu bir gelişme olmamıştır.


MAZLUMDER olarak; Birkaç yıl sonra 40 yaş sınırına dayanacak belki yüzlerce kişiden oluşan ve zor zamanda dik durabilmiş bu kardeşlerimiz için acilen çözüm bulunması gerektiğine inanıyoruz. Başta MEB olmak üzere, ilgili tüm resmi kurumları bu konuda göreve davet ediyoruz. Konuyla ilgili STK’ların bu meseleyi gündem almalarını arzuluyoruz.


28 Şubat’ın 1 tek mağduru bile kalmamalıdır. Her bir insan bizim için kıymetlidir. İnancı için mağduriyet yaşamış kişilerin mağduriyetlerinin tam olarak giderilmesi hepimizin ortak derdidir. Mağdur kardeşlerimizin de içinde yer alacağı bir heyetle konuyu neticelendirene kadar her düzeyde konunun takipçisi olacağız.


MAZLUMDER İstanbul Şubesi